Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sedat Temel

Sedat Temel
@ByTemel
Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin. Charles Bukowski
Batman
2892 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
As­lında, Günah (iblis) insanın kendisince yaratılmıştır Buysa, öteden beri gizli kalmıştır.
Pdf
Reklam
Büyük Asya toplumlarında doğan dinlerin hepsi insan denen memeli hayvanı özün­den kötü, günahkar, kötü yürekli olarak betimlemişlerdir: dinden yola çıkan bütün düşünbilimciler (felsefeciler) insanlık tarihi boyunca, göz­lerini tek bir ereğe dikmişlerdir: hepsi sisin içine girmeye, Kötülük'ün kökenini ortaya çıkarmaya ve insanın içindeki İblis'e bir çare bulmaya uğraşmıştır. Bütün düşünbilimsel çaba ve düşünceler öteden beri özel­likle iblis bilmecesini aydınlatmaya ve çözmeye yönelmiştir.
Pdf
Tanrı'nın arzusuna uygun olarak cennette mutlu yaşayan insanoğlu, belli bir ağacın meyvesinden yediğinde Tanrı'ya benzeyecekse, gözleri açılacaksa, "iyiyi kötüyü ayırdedecekse", nasıl olmuş da böylesine şey­tansı bir agaç Tanrı'nın bahçesinde baş köşeye kurulmuştur? Sizi Tanrı'ya benzer kılacak bir ağacın meyvesinden, bilgi ye­mişinden yiyince neden cenneti yitiriyorsunuz? Bildiğim kadarıyla, Kutsal Kitap bunu söylemiyor. Ayrıca, şimdiye dek kimsenin bu so­ruyu sorup sormadığı da merak edilebilir. Söylencenin pek bir anlamı yok: sözkonusu ağaç iyiyle kötüyü birbirinden ayırdetmeye yarayan bilgi yemişini taşıyan ağaçsa, meyvesini yemenin ne kötülüğü olabilir? Meyvesinden yiyince, Tanrıları kötü yolda değil, olsa olsa iyi yolda iz­lersiniz. Görüldüğü gibi, yine bir anlamı yok söylenenlerin. Yoksa, cennete bile, Tanrı'yı daha iyi tanımak ve ona benzemek, başka bir deyişle Tanrı'nın yolunda yaşamak yasak mı?
Pdf

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyadaki Kutsal Kitaplar, insanoğlunun insanın günahına karşı giriştiği kavganın anlatılarıdır.
Pdf
Hıristiyan dünyasında ve Hıristiyanlığın dolaylı ya da dolaysız et­kilediği ekinlerde "günahkar insan"la "Tanrı"sı arasındaki çelişki çok belirgindir. Buralarda insan "Tanrı'ya benzemeye" çağrılır. "Tanrıya benzer" yaratılmışur. Ama "günahkar"dır. Peki, Tanrı'ya benzer ya­ratıldığına göre, günah nasıl sızabilmiştir bu dünyaya? İnsanoğlu, dav­ranışlarında hem "Tanrı"ya benzerdir, hem de "günahkar". Başlangıçta, insanoğlu "Tanrı'ya benziyordu", günah sonradan ortaya çıktı. Tanrı ülküsüyle günahlı gerçeklik arasındaki çatşkı, kutsalı, tanrısalı şey­tansıya çeviren bir yıkımın sonucudur. Bu dediğimiz hem toplumsal tarih için geçerlidir, hem de, makinacı-gizemci uygarlık insanın "tan­rısal" yüklemlerini bastırmaya başlayalı beri, her çocuğun evrimi için. İnsanoğlunun kökeni cennettedir, ve içinde hep cennet özlemi vardır. Bir bakıma, evrende boygöstermiştir ve hep cennete dönmeyi öz­lemektedir. Bunlar, insanın coşkusal anlatımlarını çözmeyi bilen her­kes için tartışılmaz gerçekliklerdir. İnsanoğlu özünde iyidir, ama ala­bildiğine kabadır da. İyilikten kötülüğe, kabalığa geçişi her çocukta gözleriz. Demek ki Tanrı insanın İÇİNDE'dir, onu daha başka yerlerde, tek başına egemenlik sürdürürken aramak boşunadır. Cennet, içi­mizdeki doğru yol ve iyiliktedir, yoksa insan denen memeli hayvanın yitik cennetin yerine koyduğu, melek ve iblislerle dolu o gizemli "öbür dünya"da değil.
Pdf
Reklam
İnsan soyu, sürüp giden dertlerinin de­rinliğini ve gerçek devindirici gücünü sağlıklı bir akılsallığa dayanarak ve haklı olarak öğrenmeye yanaşmamıştır.
Pdf
İsa, çağdaşlarının yaşama besledikleri nefretin kurbanı olmuştur.
Pdf
Zindanın dışında, dört bir yanında, gözün görebildiği, kulağın du­yabildiği her şeyde yaşayan Dirim vardır. Zindanın içindekiler için bu, Tantalus'un karşılaştığına benzer bir kışkırtma, ıstırap kaynağıdır. Dirim'in orada olduğunu görür, duyar, kokusunu alır, durmadan ar­zularsınız, ama zindanın kapısından çıkamazsınız bir türlü. Zindanın kapısından çıkıp gitmek olanaksızlaşmıştır. Düşte, şiirlerde, büyük beste ve resimlerde olasıdır, ama artık siz bunu yapamazsınız. Çıkış kapısının anahtarları sizin kişilik yapınızla ruh ve bedeninizin ma­kinamsı katılığı içine sıkışıp kalmıştır. En büyük ağlatı budur. Ve İsa bunun bilincine varmıştır. Uzun süre karanlık bir bodrumda yaşarsanız ışıktan nefret eder­siniz. Gözlerinizin ışığa dayanma gücünü yitirmesi de olasıdır. İşte bu yüzden insan güneş ışığından nefret eder sonunda.
Pdf
Kanser salgını göründüğü kadar büyük bir sorun değildir. Sorun, büyük bir ustalıkla bu salgına yan çiz­meyi beceren kanser uzmanlarının kişilik yapısındadır.
Pdf
TUZAÔA DÜŞMÜŞ HERKES ÇIKIŞ KAPISINI AÇIK SEÇİK GÖR­MEKTEDiR. ÇIKIŞ KAPISININ NEREDE OLDUĞUNU HERKES BİL­MEKTEDiR. BUNUNLA BİRLİKTE KiMSE KAPIYA YÖNELMEMEK­TEDİR. DAHASI VAR: PARMAĞIYLA KAPIYI GÖSTEREN CEHEN­NEMDE YAKILACAK KADAR GÜNAHKAR. KAÇIK VE SUÇLU SA­YILMAKTADIR.
Pdf
Reklam
Ne yana baksak, insanoğlunu tuzağa düşmüş, umutsuz ve boş çabalarla oradan kurtulabilmek için olduğu yerde dönerken görüyoruz.
Pdf
Hiçbir toplum sözleşmesi insanın yüreğini saran kaygıyı ortadan kal­dıramayacaktır. Toplumsal sözleşme en iyi varsayımla dirimi ayakta tutabilmek için başvurulacak geçici bir önlem olacaktır. Nitekim bu­ güne dek yaşamanın verdiği acıları dindirememiştir. Bu büyük gizemin temel öğeleri şunlardır: -İnsanlar doğduklarında eşittirler:büyüdükçe bu
Pdf
+ Ben, yalnızca kendim olmak, kendime dayanmak istiyorum. - Evet. Özgür olmak. Sonuna kadar özgür olmak. Senin güna­hın bu işte.
Pdf
Felsefe tarihi bir budalalıklar tarihidir. Sadece hiçbir şey bilme­diğini bilen Sokrates budaladır. Her şeyden şüphe eden Descartes da. Cogito ergo sum budalalıktır. Düşüncenin iç kasılması başka bir başlangıcı mümkün kılar. Descartes, düşünmeyi düşünerek düşünmektedir. Düşünme kendi ile bağlantı kurarak bakir duru­muna geri döner. Deleuze, Kartezyen budalanın karşısına başka bir budala çıkarır: "Eski budala kendinden çıkarak varacağı apa­çıklıklar peşindeydi, bu esnada da her şeyden şüphe ediyordu ... Yeni budalaysa hiçbir apaçıklık istemiyor ..., absürd olanı istiyor - bu tamamen yeni bir düşünme anlayışı. Eski budala hakikati, yeni budalaysa absürd olanı düşünmenin en yetkin konumuna geçirmek istiyor."
Disiplin iktidarı, norma sokma, normalleştirme iktidarıdır. Öz­neyi normlardan, emirlerden, yasaklardan oluşan bir kural örgü­süne tabi kılarak her türden sapma ve anormalliği bertaraf eder.Disiplin iktidarının temelinde terbiye etmenin olumsuzluğu var­dır. Bu anlamda da kaymağını alıp gerisini atma şeklinde çalışan egemen iktidarının olumsuzluğuna komşudur. Gerek egemen ik­tidarının gerekse disiplin iktidarının uyguladığı şey, yabancı bir gücün sömürüsüdür. İkisi de itaatkar özneyi yaratır.
18,8bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.