Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M. AKÇA

Israrla tekrarlanan günah küçük olmaktan, tövbe ile silinen günah büyük olmaktan çıkar.
Reklam
Ne yazık ki kötü bir zamandayız; ne zaman duadan ve dua etmekten söz açılsa zihnimizde oluşan çağrışım, duanın gerçek anlamını anlamaya engel olmaktadır. Genellikle ya dua edip amel etmeyen ya da amel edip dua etmeyen nice insanlar görmüşüzdür. Biz, Allah bizi başarıya ulaştırsın, bizi dünya ve ahiret saadetine erdirsin, bize dünya nimeti ve afiyeti versin diye amel etmeden dua ediyoruz.
Sayfa 140Kitabı okudu
Allahım! Bana yenilgide çabalama, umutsuzlukta sabretme, yoldaşsız yürüme, silahsız savaşma, ödülsüz çalışma, sessizlikte fedakârlık, dünyasız din, avamsız mezhep, isimsiz yücelik, ekmeksiz hizmet, riyasız iman, gösterişsiz iyilik, pişkinliğe vurulmayan pervasızlık, gurursuz çetinlik, hevessiz aşk, halkın kalabalığı arasında yalnızlık ve sevilenin sevildiğini bilmediği bir sevme başarısı nasip et.
Sayfa 100Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan, hayatı boyunca kazandıkları ölçüsünce değil, aksine tam olarak kendisinde hissettiği ihtiyaçlar ölçüsünce insandır. Her insanın yücelik ve olgunluk seviyesini, duyduğu ihtiyaçların yücelik ye olgunluk derecesiyle, kendisinde duyduğu eksikliklerle tamı tamına ölçmek mümkündür. Yani kimin ihtiyaçları daha mükemmel, daha yüce ve daha gelişmişse, o daha çok insandır. Küçük insanların ihtiyaçları küçük, büyük insanların ihtiyaçları büyüktür. “Zengin olanlar daha çok muhtaçtır.” ince hakikatinin anlamı burada ortaya çıkmaktadır.
Tekrarbetekrar
"Bu garip, her şeyin birbirinin içine girdiği memlekette, olabilecek bütün ihtimallerden daha fazla ihtimalin bulunduğu, her şeyin müphem, her şeyin her şeyde mündemiç olduğu memlekette, her ipin ucunun bir başka ipe bağlı olduğu, her ipin ikiden fazla ucu olduğu, olana bitene mana arayanların biçare kaldığı bu memlekette, kimsenin kendisi olmadığı, herkesin başkası olduğu bu memlekette Cezmi Kara'nın tuhaf kaderinin değişmemesini asla anlayamıyorum."
Reklam
O hâlde hemen şimdi! Kesinlikle Türkçe, her halde Türkçe, mutlaka Türkçe, katiyetle Türkçe, ne olur Türkçe, lütfenTürkçe, zahmet olmazsa Türkçe, gözünü seveyim Türkçe, süphesiz Türkçe, bir zahmet Türkçe, kuşkusuz Türkçe, hatırım için Türkçe, doğal olarak Türkçe, rica ederim Türkçe, illa Türkçe, geç olmadan Türkçe, özellikle Türkçe, hassaten Türkçe, bilhassa Türkçe, alimallah Türkçe, elbette Türkçe, önünde sonunda Türkçe, eminim Türkçe, er geç Türkçe, evvel Allah Türkçe, tabii ki Türkçe, haliyle Türkçe, seve seve Türkçe, yaşadıkça Türkçe, yaşasın Türkçe! Haydi dilimizden onur duyduğumuzu ve kendimizden utanmadığımızı tüm dünyaya gösterelim! Canımız Türkçenin yabancı dillerin etkisi altında kalmasına "Dur!" diyelim. Hemen şimdi!
Sayfa 186Kitabı okudu
Bütün mesele ölçülü olmakla ilgili. Ölçüsüz saygı yalakalık olur. Ölçüsüz ihtiyat korkaklık olur. Ölçüsüz cesaret gaddarlık olur. Ölçüsüz dürüstlük kabalık olur.
Sayfa 31 - AlfaKitabı okudu
Böyleyizdir, sonraya erteleriz. Oysa, sonra yoktur ki. Sadece şimdi vardır. Geçmiş, zaten geçmiştir. Gelecek sadece bir varsayım.
İnsan, hayatı boyunca pek çok sıkıntıyla karşılaşabilir fakat bu sıkıntıların en büyüğünü kendi cinsi olan insanların yüzünden çeker. İnsanın insana ettiğini ne kudurmuş vahşi hayvanlar ne de zehirli yılanlar edebilir. Çünkü bunlardan kaçınıp korunmak mümkündür fakat insandan kaçınıp korunmak imkânsızdır. İnsanlar arasında en yaygın şey, ikiyüzlülüktür ve buna rağmen insanların, ancak kendilerine ikiyüzlü davrananlardan hoşlanmaları ne kadar da şaşırtıcı!
Sayfa 109Kitabı okudu
Yazılı kâğıt, üstünde kuşlar gezinmiş kumsala benzer. Sözcük, kuştur, bir yere ikinci kez konmaz. Bir kitap ikinci kez okunmaz. Her okuma yeni bir okumadır. Bir şiir ikinci kez yazılamaz, çevrilemez. Her biri başka şiirler, başka söyleyişlerdir. Hayat da böyle. Hep tekrarlardan ibaretmiş sanırız. Oysa yen bir gün, yeni bir gündür. Demek ki biz de kim bilir kaç başka insan olarak yaşayıp ölmekteyiz. Bir mezarda kaç ölü var, asla bilemeyeceğiz.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Kimi zaman kendi sabrıma kendim dayanamıyorum: sabrım can sıkıcı geliyor. Kendini bilmek de can sıkıcı, kişinin kendisi kadar.
Hiçbirimiz hiçbirimizin, geceleri kendi kendine gülen çocuk saflığıyla, ne düşlediğini, ne duyumsadığını asla bilemeyiz. Anlatılmalı. Değilse, yazılmalı.
Her bonkörün yanında bir nankör bulunur. (Araplar, "İyilik ettiğin kişinin şerrinden sakın." demişler. İyiliğe kemlik olagelmiş, olagider...)
İşte böyle. Okumak; başkasının gördüğü düşe, onun uydurmalarına ortak olmak, ona dostça inanmak, onun gösterdiği yere birlikte yürümek, emek vermektir onunla bir düşe. Bunu beceremeyenler, mızıkçılık edenler, üşengeçlik gösterenler, yalanı ciddiye almayanlar otursunlar oturdukları yerde. Kendi inanacakları düşler varsa onlara dalsınlar, kitabı elden bırakıp. Kör kör baksınlar dünyaya ya da "Evet, evet görülüyor." demek yerine.
Gün gelir, bugün büyük bir tutkuyla yaptıklarından, "Ne delilikti ama!" diye söz edersin. Kişi son kertede delilikleriyle övünür, usluluklar gelmez dile.
45 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.