Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elâ Türk

Elâ Türk
@Cimara_Mulla
"Gün gelir ve anlar ki insan, yaşadığı her şey bir yalandır, geriye vazgeçemediği bir aşk ve kabullenemediği bir yalnızlık kalır." Cengiz Aytmatov <3
Ankara
9 Nisan 2003
8 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Güz mevsiminde ölmenin doğa ile bağdaşık bir yanı var, baharda ölmek iyi olmaz, yağmurun yeterince düşüp düşmediğini, ürünlerin nasıl geliştiğini öğrenmeden. Oysa güzün her şey nasılsa olmuş bitmiştir...
Sayfa 163
Reklam
Hayat böyleydi işte! Ne kadar boş, ne kadar kısaydı... Sadece hayattakilerin canı acırdı. Öldükten sonra acı duyulmazdı. Ölmek, uyumak demekti. Durmak, istirahat etmek demekti. O hâlde neden ölmeye razı olmuyordu?
Sayfa 47
Ölüme uyuyarak varmak ne güzel bir fikir diye düşündü. Sanki yatıştırıcı bir ilaç almış gibi olacaktı. Donmak, insanların sandığı kadar kötü bir şey değildi. Ölmenin çok daha feci yolları vardı.
Sayfa 20

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Savrulup atılan, toprağın üzerine kıvrılıp bükülen ve üzerine acıyarak basılan bir mum ışığı gibi seğirerek sönmek değil, büyük alevler çıkaran bir keyif yangınında sanki raslantıymış gibi son bulmak istiyordu. Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu.
Sayfa 31
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi.
Reklam
Yeryüzünde şiddet, iradesini zorla kabul ettirir ve dindarlığın dünyevi gücü yoktur. Tanrı bize hakkımızı yumruklarımızla almayı değil, adaletsizliğe katlanmayı öğretti yalnızca.
Sayfa 34
Bir insan için bilmemek sormaktan daha kötüdür. Çok soran insan çok şey anlayabilir ancak. Yalnızca çok şeyi anlayan biri adil bir insan olabilir.
Sayfa 23
Çocuk okuma yazma bilmiyordu henüz, ama şunu öğrenmişti: Yeryüzündeki her şeyden ve herkesten korkmak gerekirdi!
Sayfa 18
Dudaklar konuştuklarını, duyular ne hissettiklerini bilmiyor gibiydi; bu ürkek yakınma, karanlık ve mahmur bir düşten akıyordu adeta.
Bu bozuk dünyada tek sığınak, huzur ve avuntu duaydı. Çünkü dua olağanüstüydü. Korkuyu büyük bir vaatle uyuşturur, ruhun ürküntüsüne toplu dualarla uyku verir, yürekteki ağırlığı kendi kendine mırıldanan kanatlarla yukarıya, Tanrı'ya çıkarırdı; bu yüzden zor zamanlarda dua etmek iyiydi, birlikte dua etmek daha da iyiydi, çünkü birlikte omuzlanırsa bütün güçlükler hafifler ve iyilikler bağlılıkla yapılırsa Tanrı katında daha da iyi olurdu.
Reklam
İnsanın durup dinlenmek istediği yerde huzursuzluk, barışı aradığı yerde savaş vardı; yazgıdan kaçılmıyordu.
Sayfa 9
gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felaketim olurdu ağlardım