"Birbirini seven fakat aralarında kavuşmalarına müsaade etmeyen kalın, kocaman cam varmış gibi kanatlarını çırpan iki kanatlı böcekmişiz gibi hissediyordum."
"Neden benim gibi yapmayı ögrenmiyorsun?"
"Sen ne yapıyorsun ki?"
"Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum..."
“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”