MÜNCER
iki zamanı var dilimin
biri senin biri sana
yerdesin mademki sevgilinin yerindesin
benzemese de olur kaşın musanın kılıcına
misal seni benden çıkarsalar
ne kalır ki asacak zamanın sarkacına
“...
Şimdi yakarıyoruz:
Bizi dünyadan sen sakla!
Yani biz, bir bardağa dökülen suya bakınca, her seferinde: “ey su, nasıl da berraksın” diyebilelim, hayretle.
Bir çocuk konuşunca herkes sussun; “bu nasıl güzel tanışıklık” diye geçirsin içinden.
Belki böyle böyle yeniden iz tutar ayaklarımız.
Serinleten bir patika az şey mi, bu ateş ormanında!
Az şey mi, dünya kapımızı çalınca, göğsümüzün gürültüyle çarpmaması…”
Ne etsem berabere bitmedi o yılgın maç
Herkes bende kalanı küçük bir sıyrık sanır
Sen aklıma düştükçe içim nasıl izdiham
Terkedilmiş bir evin ilk günü kadar ağır.
topraktan koptu herşey öldürülenler dışında
gittiler.
ayrılıkları için ayin kurup son yağmurlar için yakardıktan sonra
kalan kuşlar için uzun ömürler dilediler
uğultular içinde bıraktılar köyleri
çamurdan,taştan ve sazdan evlerinin arasında
çıplak ayaklar altında binlerce yıl aşınmış taş yollar bıraktılar
arkalarında gittiler.
siyah buruşuk
“...
dixofim
belkî werin çengên min
bigirin
û min jî bibin
ziravê "ziravê" biqetînin sedem;
stranhêvî û xezalhezkirinên min
nizanim ne bes e
ma hewce ye ku ez yek bi yek bi
nav bikim
wekî din hawirdor verşî
nan birçî
agir tarî
kor im
bi destên te çirûskan dipelînim
... û aciz im
çavên te yên zeytûnî jî nîn in
ku ji navikên wan ji xwe re
tizbiyan çêkim..”
Karantina
Bulaşıcı hastalık
Düşünüyorlar
Nereden aldınız
Çok da uzun sürdü
Çocukluk gençlik
Kaldığınız evler
Bilinen yerler
Hangisinden aldınız
Karayalnızlık
Olabilir diyorlar
Geçer diye çekindiklerinden
Yıllardır burdasınız
...
Ku bixwazî ez ê tiliyên xwe birêsim ji hevrîşimê
Û te bispêrim bîna Rihanê her sibe,
Ne ji perên avê , ne ji sînga erdê
Payizan jî ji nav şemamokan bêm ber bi te ve
Heke tu tî be
Xewneke ji avê me , min bibîne
Wê çi ,
û kî li vî welatê xerîb min bihewisîne
Eger tu bi kevçika dil min ranemûsîne
“incirin öte hatrı suyun kuşkusuz fikriyle üzgünüm
dilemiştim ki en çok kar yağmasın bu kış
bu kış kalp suyumla ıslanmasın yastık!
dilemiştim ki yoktur aşk
bu mutlak hasar bu mükemmel hata
bu belki mümkün bir kusurdur sinemdeki
ama ödü varsa umru da var insanın ayarı gibi
anladım sanki:devlet neden şarap kullanmaz
neden en uzun suya en sessiz uzanır yüzün
neden en çok üzülmüş üzümün adı şaraba çıkar
sonra madem insan kal adında bir beladır
insan dalgın bir belgedir kendiyle hayat arasında
neden eve dönmekten ibarettir hayat...”
Ji wê şeva bi şewbê
bêhna firîkên şewitî dihat ji çolê
çend xarên min wendabûne li newala waweylê
destmêja te û janê ji hevdû naşkê
hebhinarkê! ..
min ji te re got nexeyide ji wê çîrokê;
wê gewriya te dil bide kêrê
li kerbelayê
Fırlatıyor iğnelerini kaktüs kadın
Sarınca bir erkek kokusu tuz çölünü
Baldıranlar akıyor memelerinden
Kıl damarlarında yeşil zencar
Bakışı bir ısırganlar gecesi
Sesinin sabahında okunmamış kitaplar
Bir erkekçik kuşu yiyor
Bacağındaki kısırböceğini
Fırlatıyor iğnelerini kaktüs kadın
Günleri
Yaşam süsü verilmiş bir intihar