Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu. Bizi helâk eden ne ahlâksızlık, ne bencillik, ne kafamızın ağır işlemesi. Bir öğrenci kayıtsızlığı içindeyiz. Hoca tanımadığımız için yardım görmemize imkan yok.
Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz…
“Evet, kabadırlar, tiyatroya, gezme yerlerine gelinde görün. Her erkek, mesela, yolun sağ tarafından geçildiğini bilir, karşılaşınca da hemen sapar, o sağa ben sağa. Bayanlarsa, yani kadın, sanki siz muhakkak kenara çekilerek yol vermek zorundaymışsınız gibi üzerinize doğru gelir, hatta sizi görmez bile... Zayıf bir yaratık olması bakımından kendisine yol vermeye hazırım. Ama neden bunu kendisine verilmiş bir hak gibi kabul edip dayatıyor. Neden benim ille böyle hareket etmek zorunda olduğumdan o kadar emin bulunuyor? İşte insanın gücüne giden de bu!”