Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emre Yandak

"Madem zamanla anlaşılır, bekle; ne yapacağımı gör de sonra yargıla sevgimi. İçinden geçen yersiz korkular yüzünden bütün suçları yükleme bana. Kuşkularını bir hançer gibi saplama yüreğime. Yalvarırım, bekle biraz canıma kıymadan önce; bekle de sevgimin gerçekliğine inandırayım seni; yüzlerce kanıt sereyim önüne."
Reklam
"Haça el sürdüm," dedi. "Padre senin Hıristiyan olmadığını söylüyor; ama bir an benim gözlerimle bak ve Acılar Adamı'nın yüzünü seyret. Hepimiz O'nun gibiyiz günahın mirasçıları; hepimiz bizim olmayan bir geçmişe katlanmak ve kefaretini ödemek zorundayız; hepimizde - evet, bende bile- Tanrı'nın bir kıvılcımı var. O'nun gibi, biz de, sabah huzuru geri getirinceye kadar kısa bir süre daha dayanmalıyız. Kendi yolumda bir başıma yürümem için katlan bana; o zaman, kendimi tekmil acı çekenlerin dostu olan O'nun dostu saydığım zaman hiç yalnız olmayacağım; o zaman, dünya mutluluğundan elimi eteğimi çektiğim, kendi payıma düşen acıyı gönül hoşluğuyla kabullendiğim zaman benden mutlusu olmayacak."
"Bundan sekizyüz yıl önce bütün buraları atalarım yönetiyorlardı; akıllı, yüce, kurnaz ve gaddardılar; seçkin bir İspanyol soyundan geliyorlardı; savaşlarda sancakları açılırdı; kral onları hısım akraba sayardı; insanlar, kendilerine darağaçları kurulduğunda ya da savaştan dönüp de kulübelerinin yanıp kül olduğunu gördüklerinde onlara lanet yağdırırlardı. Çok geçmeden bir değişim başladı. İnsan yükselip gelişmiştir; ama eğer hayvandan gelip yükseldiyse, yeniden aynı düzeye inebilir. Atalarımın insanlığı üzerinde de yorgunluğun soluğu esti ve bağlar gevşedi; düşüş başladı; zihinleri uykuya yattı, tutkuları birden birbiri ardına uyandı, dağların arasındaki geçitlerden esen rüzgâr gibi sert ve kendinden geçercesine; güzellik hala kuşaktan kuşağa geçiyordu, ama insana yol gösteren zekadan da, yürekteki insancıllıktan da artık eser kalmamıştı; döl sürüyor, ete sarıp sarmalanıyor, et de kemiği kaplıyordu, ama hayvanların eti ve kemiğiydi bunlar ve kuş kadar beyinleri kalmamıştı. Şimdi sana gözümü karartarak anlatırken abartıyorum belki; ama bahtsız soyum için her şeyin nasıl kötüye gitmiş olduğunu sen kendi gözlerinle gördün. Ben, sanki bu umarsız çöküşe bir tepeciğin üstünden bakıyorum ve hem öncesi ve ardını, hem de neler yitirdiğimizi ve kaçınılmaz olarak daha da büyük çöküşe doğru gittiğimizi görüyorum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ölmüşlerin elleri döşümde; beni hareket ettiren, sürükleyen, bana yol gösteren onlar; onların oynattığı bir kuklayım ben; çok uzun bir zamandır mezarın suskunluğuna gömülü kötülüklerden artakalmış yüzler ve özellikler bende yeniden cisme bürünüyor. Sevdiğin ben miyim dostum, yoksa beni ben yapan o soy mu? Kendini zerre kadar tanımayan ve kendi adına tek bir söz söyleyemeyen bu kız mı, yoksa gelgeç bir burgacı olduğu ırmak, ömürsüz meyvesi olduğu ağaç mı? Soy varlığını sürdürüyor, yaşlı ama kanlı canlı, sonsuz yazgısını bağrında taşıyor; denizde birbirini izleyen dalgalar gibi, kişiden kişiye geçiyor; kendi kendimizin efendisi olduğumuzu sanıyoruz, oysa bir hiçiz. Ruhtan söz ediyoruz, ama ruh soyda."
...Ama çok bilenler bilginin kaymağını yerler; yasaları kavrarlar, düşüncenin yüceliğine akıl erdirirler - hayatın gerçeklerinin dehşeti yavaş yavaş belleklerinden silinir gider. Biz kötülüklere aşina olanlar ise galiba unutmuyoruz. İyisi mi git artık, git, ama beni aklından çıkarma. Aklından çıkarma ki, bu bedende yaşadığım gibi, kendi hayatımı yaşadığım gibi, sevgiyle anılarak yaşayayım belleğinde.
Reklam
"Başını iki yana salladı. "Bugün gideceksin," diye yineledikten sonra elini kaldırıp, birden, sert bir sesle, "Yok, bugün değil," diye bağırdı, "yarın!" Ama bu yumuşama belirtisi karşısında anadan yeni doğmuşa döndüm. Kollarımı uzatarak adını seslendim; Olalla üstüme atılıp sımsıkı sarıldı. Çevremizdeki kayalar yerinden oynadı, yer sarsıldı; yumruk yemişçesine afalladım, gözlerim görmez oldu, sersemledim. Ama çok geçmeden benü geriye itti, kollarımın arasından sıyrılarak bir geyik gibi mantar ağaçlarının arasına dalıp hızla uzaklaştı. Orada durup dağlara haykırdım, sonra dönüp şen şakrak konağa doğru yürüdüm. Beni kovmuş, ama onun adını seslendığimde bana koşmuştu. Bunlar, genç kızların, onun gibi kendi cinsinin en tuhaf örneklerinden birinin bile dışında kalamadığı zaaflarından başka bir şey değildi."
Emre Yandak
Bir kitabı okumaya başladı
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Dr. Jekyll ile Bay HydeRobert Louis Stevenson
8.1/10 · 20bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Cimri
CimriMolière
8.3/10 · 21,8bin okunma
Reklam
Emre Yandak
2024 okuma hedefini güncelledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
3/196 kitap - %2 tamamlandı
3 kitap okudu
196 kitap
432 sayfa
0 inceleme
6 alıntı
Her gün 1 kitap okumalı.
Emre Yandak
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Devlet
DevletPlaton (Eflatun)
8.3/10 · 26,6bin okunma
301 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.