Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tolefayn

İnsanlar isyan ederler ama bunu öyle bir şekilde yaparlar ki yenik düşmeleri ke sindir. Kendilerine, isyanın yararsız olduğunu hileli yoldan kanıtlarlar.
Reklam
Her gerçek büyüme bir devrim hareketi, kişisel bir devrim hareketidir. İnsanın, hayatını yönetmek isteyen kişilerden kurtulması demektir. İster açıkça ister sorunsuzca yönetmek istesinler, her durumda, her insanın kendi olma noktasına gelişmesi cesaret, gayret isteyen ve acı çekmesi anlamına gelebilen bir özgürleşme sorunudur. Bütün problemlerin özü, o insanın meydan mı okuyacağı yoksa teslim mi olacağı ve bu teslimi yeti saklamaya nasıl yelteneceğidir.
"Doğrusunu söylemek gerekirse," dedi Hamlet, "bazen o eski coşkunluğumu aramıyor değilim. Dudaklarımdan dökülen o yaldızlı sözleri, bana hem mutluluk veren, hem acı çektiren keskin duyarlığımı yitirdiğime yanmıyorum desem yalan. O zaman çektiğim parlak söylevlerden biri geliyor aklıma şimdi. "Şu insan denen şey ne büyük bir yapıt!" diye başlıyordu. Güzel yanları da yok değildi o çılgınlık dünyasının. Ama ben dingin bir dünyada yaşamayı seçtim; kendilerine verilen görevi sessizce yerine getiren, kuşku nedir bilmeyen, sevgili ana-babalarının işledikleri suçları tekrarlayan, etliye sütlüye karışmayan, devleti körükörüne destekleyen, kendilerine benzettikleri bir Tanrıya tapınan, güçlünün çıkarına işlemedikçe yayana bile yüz vermeyen açık yürekli, dürüst insanların dünyası bu.."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Güzelliği bu gömütü bir ışıklı şölen yerine çevirmiş.
Yıktıklarının yerine başka kalıplaşmış düzenler kurmak devrimcilerin kaderidir.
...sonsuzluğu kısaltabileceklerini sanırlar böylece.
Koca bir çölde Sonsuz bir kum denizinde, Arıyorum Yitik yolumu arıyorum Bulamadığım yolu. Bir orada, bir burada Bütün yönlerde ruhum Bulamıyor aradığını.
İnsanı tehdit eden en büyük mutsuzluk ise, zamanından önce gelebilecek bir ölümdür. Tamamlanacağı yerde yaşamı parçalayan bir ölüm.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Aslında pek çok insan kendisini, ray nereye giderse oraya gitmek zorunda olan bir tren gibi yaşıyor ve çoğu zaman da bunu farkına varmıyor.
Sayfa 138Kitabı okudu
Tapınmak isteyenler varsa Tanrıyı oynamayı seven biri buna karşılık verebilir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Aşağılama
Immanuel Kant aşağılayıcı hislerin ve beraberinde gelen karşıdakini yok sayan davranışların, temel bir ahlaki ilkeye, toplumsal konumlarından ve toplumsal arka planlarından bağımsız olarak her insanın saygı ve onur hak ettiği ilkesine ters düştüğünü savunuyordu. Aşağılama, Kant'ı endişelendiriyordu, o kadar kati bir duyguydu ki insanların değişebileceğine inanmayı reddediyordu. Eğer öfke devrimleri tetikliyorsa ve infiale kapılma adaletsizlikleri ortaya çıkarıyorsa, aşağılamak ise tam tersi, kapıları kapatıyordu. Bu feci bir hataydı, çünkü Kant'a göre insanlar asla iyiliğe olan yatkınlıklarını tamamen kaybetmiyorlardı.
Sayfa 44 - Kolektif KitapKitabı okuyor
Aşağılama
Gerek sırıtarak, küçük görerek, gerek burnunun üstünden bakarak ya da umursamazca arkasını dönerek belirtilen aşağılama duygusu aristokrat bir duygu. Bizi içine biraz alay ve iğrenme karışmış bir üstünlük hissiyle dolduruyor. En hafif halinde bile aşağılama karşıdakini eğlenen bir umursamazlıkla küçültüyor. Bu yüzden aşağılamanın kışkırtıcı ve politik de olabildiğine şaşırmamak gerek.
Sayfa 43 - Kolektif KitapKitabı okuyor
Arzu
Arzuya tahammül etmeyi zorlaştıran şeylerden biri de beraberinde gelen sinir bozukluğu ve hayal kırıklığı. Ama belki de daha fazla sakladığımız kısmı arzunun hissettirdiği utanç: birini arzulamak bizi kırılganlaştıyor, henüz sahip olmadığımız ve kolay kolay da edinilemeyecek bir şeyin eksikliğini hissettiğimizi gösteriyor.
Sayfa 43 - Kolektif KitapKitabı okuyor
517 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.