Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

EZGİ ÜLKÜ AYKUT

Bugüne dek sen benim avucumun içinde bir yıldız gibi saklı duruyordun. Bu gün parmaklarımı açıp seni serbest bırakıyorum.Ya parılda ya da ortadan kaybol. Ramses - Işığın Oğlu, Christian Jacq
Reklam
Ya bana başka bir evren sunulsun - ya da pes ediyorum. Çürümenin Kitabı, Emil Michel Cioran
Helen, ''Eski kızgınlıklari içimizde saklamaya devam etmek de aynı etkiyi yaratır. Duygular fiziksel bedenimize engeller koyarak, bizi hasta eder. Yaşamdan zevk almamizi engeller. Öfkeden arindigimizda, kendimizi daha iyi hisseder, yaşamımızda düzelme olduğunu görürüz. Çünkü tıkalı enerji harekete geçerek, yeni bir şeyin hayatımıza girmesine imkan verir.'' Taşların Sessizliği, Diana Cooper

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birisi size sevgi ve saygıyla davranmıyorsa, o kişinin sizden uzaklaşması sizin için bir armağandır. Eğer sizden uzaklaşmıyorsa onunla birlikte uzun yıllar acı çekmeniz, acıya katlanmanız kaçınılmaz olur. Böyle bir kişi tarafından terk edilmek bile, size bir süre acı verebilir ama bir süre sonra yüreğiniz iyileşecektir. Dört Anlaşma, Don Miguel Ruiz
Hint kültürü ve Müslümanlıkla harmanlanmış Pakistan'da kadın olarak geleceğini inşa etmenin zorlukları okuyucu sıkmadan, akıcı bir dille anlatılmış. Kitabı okurken hikayenin her satırını hayalinizde canlandırıyorsunuz. Kelimeler arasında aklınıza "Coğrafya kaderiniz mi?" sorusu da istemeden defalarca geliyor. Kız çocuklarının okumak için verdiği savaş içinde Üniversite'yi başarı ile bitiren, feminizmi savunana ve bir yayınevi kurma hayali olan Zarri Banu'nu erkek kardeşinin ani ölümü ile babası tarafından kendisini biçilen " Şahzadi İbadeti/ Kutsal Kadın" kimliği ile yaşamını sürdürmek zorunda kalırken, öğrenci olduğu yıllarda inandığı tüm gerçeklere sırt dönmek zorunda kalıyor. " Şahzadi İbadeti/ Kutsal Kadın" adeti gereği Kuran-ı Kerim ile evlenmek zorunda kalan Zarri Banu'nun gerçek hayat mücadelesi ise bundan sonra başlıyor.
Reklam
“Düşler çoğunlukla gerçeğe dönüşebilir. Onları gerçekleşmekten alıkoyan şey kişisel engellerimizdir.”
Bir an düşün nasıl oluştuğunu ana rahminde. Aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı. Her şeyin ilkidir Aton ve ikincisi de Kozmos ‘tur, Aton suretinde yapılmış olan. İmkansızdır ölmesi onun , Aton ışıktır.
O doğa ve doğanın içindeki matematikle konuşur. Bakmasını bilenler bunu görebilir. Tepemizde parlayıp sönen ışıklar gibi.
Huzurun tamamen iç dengede yattığını anlamış, kendimi dinlemeyi öğrenmiştim…
“Gerçeğe ulaşmak için bazen bedel ödemek gerekir. Dehşete düşme. Karanlığı yok etmek için, büyük bir hedefe ulaşmak için çekilen acı ve teslim edilen bir beden. Unutma genç kardeşim, benim ateş içinde son nefesimi vermemden asırlar sonra anlaşılmaya başlayan Philip İncili’nde anlatıldığı gibi; “Önce ölüp sonra dirileceklerini söyleyenler yanılıyorlar. Diriliş hayattayken tecrübe etmeliler…””
Reklam
Medyayı kontrol edenler, televizyonu kontrol edenler, müziği kontrol edenler- tıpkı komedyen ve fikir adamı George Carlin’in dediği gibi- neyi izlememizi istiyorlarsa onu izliyor ve onu dinliyoruz. Evet müziğin daima bir sanatsal tarafı var, notalar var olduğu müddetçe de olacak ancak işin arka planı gerçekten mide bulandırıcı..
Sayfa 130Kitabı okudu
İşte Lavey’in 9 ilkesi : 1. Tevekkül ve yetinme yerine sonsuz kişisel tatmin için çalış 2. Mistik düşler yerine capcanlı hayatı yaşa 3. Kendini kandırma. Kirletilmemiş bilgeliğin temsilcisi ol. 4. Sevgini hak edene sakla. Şaklabanlara harcama 5. Öbür yanağını dönme, intikam al. 6. Sorumlu olana karşı sorumluluk göster. Şefkat, enerji vampirlerine dikkat et. 7. 7.İnsan dört ayaklı gibi bir hayvandır. Kimi zaman onlardan iyi, çoğunlukla onlardan beterdir. 8. “Ruhi ve entelektüel yüceliği” onu hayvanlar aleminde en acımasız yaratık yapar. 9. Şeytan, öcü gibi kullanıldığı sürece kilisenin en iyi dostudur. 10. Şeytan, günah adı verilen fiziki, duygusal, düşünsel yücelikleri savunur.
“Kilisenin yarattığı baskı iki sonucu doğurmuştur. Birincisi, bu baskı sonucu dinden uzaklaşan, farklı mezheplere geçen veya tamamen şeytana tapanlar; ikincisi ise bilim adamları, filozoflar ve seçkinlerden oluşan ve kiliseye karşı duran Aydınlanma Kilisesi, ya da bir başka anlatımla “Aydınlanmışlar” veya İlluminati
“İşte satanizmin Avrupa’dan başlayarak insan kitlelerine yayılmasının en fazla hissedildiği dönem de şüphesiz kilise baskısının insan onuruna tecavüz ettiği Orta Çağ Avrupası.”
“Bulamadığımız şeyi aramaya başlarsınız. Arayış her ergenlik çağı gencinin sorunudur. Ne olduğunuzu keşfetmeye, kişiliğinizi oturtma döneminizdir ergenlik çağı. Bulunduğunuz konum, içine girdiğiniz çevre, yaşadığınız hayat biçimi, bir şekilde sizi bir yerlere getiriyor. Ama siz o sırada bunu farkında olamıyorsunuz. Ve iş işten geçtikten sonra “Ben bu duruma nasıl geldim?” diyorsunuz.” Gülşah Dinçer’in Uğur Dündar’a verdiği röportajdan…
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.