Rengini açıkça belli etmenin, yaşadığının ahlakını savunma yürekliliğinin bedelinin yalnızlıklarla, dışlanmalarla, en temiz ilişkilere ve duygulara çamur atılmasıyla ödendiği, buna karşılık renksizliğin, hep olduğundan farklı yüzleri sergilemenin, sevgilere, dostluklara ihanetlerin ödüllendirildiği bir ortamda, yaşadığım kentte son sevdiklerim tarafından külrengi bir yalnızlığın tam ortasında öldürüldüğümde, cinayet mahallinde ben de vardım.
Tam kıyıdaydım. Her şeyi gördüm.
Belki daimi bir öfke içindeyizdir ve kendimize yetemediğimiz için kendimizden, istediğimiz şeyi hiçbir zaman tam anlamıyla vermedikleri için de başkalarından intikam alıyoruzdur.
Yaşam, insanlar öyle her istediklerini elde edemedi diye değil, arzuları kendilerine hasar vermeye başladığında, istedikleri şey katlanılmaz kayıplara gebe olduğunda trajik bir hal alır.
"Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem, beyinlerini işlemez yapacak. İnsanfiller, insankarıncalara hep bunu yaparlar."