Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nastasya F

Nastasya F
@Filipovna_N
Er geç kapanır aşk yarası, Sonunda diner kalp ağrısı, Sakin ve sessiz günlerde Dertler diner yalnızlık içinde, Kafa ve yürek gelir kendine; Akıllı kedi sızlanmaz sürekli, Bu böyle devam etmeli mi? Hayır! - kurtar bu girdaptan kendini, Kanişle sobanın altında, Dostluk bekler kuytuda!
Sayfa 102
Reklam
1918 Ekiminde vurulup öldü. Vurulduğu gün bütün cephe sessiz sakindi gayet; öyle ki, resmi tebliğler, batı cephesinde kayda değer yeni bir hadise olmadığı cümlesiyle yetindiler.
Öylesine yalnızım, öylesine bir beklediğim yok ki, karşılarına pervasızca çıkabilirim. Beni bu yılların içinden geçiren hayat, ellerimde, gözlerimde hala. O hayatı yenebildim mi, bilmiyorum. Ama var oldukça, içimdeki o “ben” diyen şey, istese de, istemese de, kendine bir yol bulmaya çalışacak o hayat.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize.
Reklam
Spinoza der ki.
Ruhumuz kendi doğasıyla uyumlu şeyler yaptığında, huzurlu ve mutludur. Ama doğasına ters bazı davranışlara yöneldiğinde acı çeker.
Sayfa 126Kitabı okudu
“Çok seviyordum kitapları. Çevremizdeki dünya kadar gerçek; neredeyse ondan daha zengin bir evren fışkırıyordu sayfaların arasından. Hayat boyu, tanımadan yanından geçtiğimiz kişilerin düşünceleriyle isteklerini öğrenebiliyorduk kitaplardan.”
“Çoğu zaman, yediği iyi yemekleri paylaşmam için yanına alır, beni Almanlara teslim etmesini söyleyen köylülere kulak asmaz, küfrü basardı hepsine. Herkesin Tanrı karşısında eşit sayıldığını, birkaç kuruş için soydaşlarını satan kalleşlerden olmadığını söylerdi.”
“İki adam, ayaklarından tutup çevirdiler çocuğu. Ölmüştü. Hemen ceketini çıkarıp soydular. Gömleğiyle pantolonunu aldıktan sonra, demiryoluna sürüklediler. Alman devriyeleri onu nasıl olsa bulurdu. Köye dönerken, birkaç kez arkama baktım. Çocuğun ölüsü beyaz taşların üstünde yatıyordu. Uzaklaşınca siyah perçemlerinden başka şey göremez oldum. Ölmeden önce ne düşündüğünü bulmaya çalışıyordum. Onu trenden atan yakınlarıyla dostları, herhalde köylülerin yardımına koşacaklarını, fırında yanmaktan kurtaracaklarını söylemişlerdi. Büyük bir hayal kırıklığıydı bu!”
Reklam
“Ramfis’in, “Sen hepsinden daha kötüsün Pupo,” dediğini duydu birden, acıyla kıvranır gibiydi “Neysen, neyin varsa hepsini babama borçlusun. Neden yaptın bunu?” “Vatanımı sevdiğim için,” diyen kendi sesini duydu.”
“Entelektüeller ve edebiyatçılar bende hep kötü bir izlenim bırakmıştır,” diyerek sözlerini sürdürdü Trujillo. “Önem sıralamasında askerler ilk sıradadır. Emirlere uyarlar, biraz komplocudurlar ama insana zaman kaybettirmezler. İkinci sırada köylüler gelir. Tarlada, barakalarında yaşayan sağlıklı, çalışkan, onurlu insanlardır. Köylülerden sonra da memurlar, işadamları, tüccarlar gelir. Yazarlar ve aydınlar en sondadır.”
“Salvador’u en çok isyan ettiren, rejimin cezalandırmak istediği kimselerin ailelerine, anne, baba, çocuk ve kardeşlerine eziyet etmeyi alışkanlık haline getirmiş olmasıydı. Ailenin malları elinden alınıyor, aile bireyleri hapse atılıyor, işten çıkarılıyorlardı. Eğer bugün başarısız olurlarsa kardeşlerine kim bilir ne acımasız baskılar yapılırdı.”
“Zavallı Monseñor Panal! La Vega’da, otuz yıl boyunca bir havari gibi çalışan, herkesin sevdiği bir rahibi, yabancı olmakla suçlamak...”
Yaşama hakkı
“Piskoposlar bütün diğer hakların bu “temel hak”tan filizlendiğini söyleyerek çalışma hakkı, ticaret hakkı, yolculuk etme hakkı (Bu, her yurtdışına çıkışta polisten izin alınması gereken siyasal sistemi mahkûm etmek anlamına gelmez miydi?), onurunu koruma ve “olur olmaz bahanelerle, anonim ihbarlar” ile suçlanmama hakkı gibi birçok hakkın bu haktan doğduğunun altını çiziyorlardı.”
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.