Bu ışık patlamalarının birinde, yaşadıkça unutmayacağım bir şey gördüm: Hasan gümüş bir tepsiden Assef'le Veli'ye meşrubat sunuyordu. Işık titreşti, bir tıslama, bir çatırtı duyuldu, sonra turuncu bir ışık demeti patladı: Assef sırıtıyor, işaret parmağının boğumuyla Hasan'ın göğsünü dürtüklüyordu.
Sonra, çok şükür, karanlık.