Gamze Karaca

Sabitlenmiş gönderi
İntihar edenler, yalnız kendilerini değil, onları sevenleri de öldürürler bir bakıma. Kaldı ki, kendini öldürmek kolaydır. Anlık bir cesaret meselesidir sadece. Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felaket arasında, fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan.
Reklam
Bir Noel Hediyesi
Bir Noel HediyesiO. Henry
7.5/10 · 554 okunma
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet
7.8/10 · 28bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çıplak Güneş
Çıplak GüneşIsaac Asimov
8.7/10 · 703 okunma
609 syf.
4/10 puan verdi
·
64 günde okudu
Germinal
GerminalEmile Zola
8.9/10 · 10,7bin okunma
Reklam
Yerine göre, kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer. Sen de, ondan kurtulmak için ayağını bastığın yeri değiştirirsin. Bunun üzerine fırtına da sana ayak uydurmak için yönünü değiştirir. Bir kez daha bastığın yeri değiştirirsin. Tekrar tekrar, sanki şafaktan hemen önce ölüm tanrısıyla yapılan uğursuz bir dans gibi, aynı şey tekrarlanıp gider. Neden dersen, o fırtına uzaklardan çıkıp gelmiş herhangi bir şeyden farklıdır da ondan. O fırtına aslında sensindir. O yüzden yapabileceğin tek şey, teslim olup ayağını dosdoğru fırtınanın içine daldırarak, gözlerini kum girmeyecek şekilde sımsıkı kapatıp adım adım fırtınanın içinden geçmektir. Sonra o kum fırtınası bittiğinde, nasıl olup da onun içinden geçebildiğini, nasıl hayatta kalabildiğini tam olarak anlayamayacaksın. Hayır, o fırtına gerçekten bitti mi bunun bile farkına varamayacaksın. Yalnız, tek bir şeyden emin olacaksın. O fırtınanın içinden geçtikten sonra, fırtınanın içine ayak attığındaki kişi olmayacaksın artık, aynı kişi olmayacaksın. Evet, işte kum fırtınasının anlamı bu.
Sayfa 7
Kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer.
Sayfa 7
Hiç kan dökmedikleri halde, ondan bin kat daha katil insanlarla dolu yeryüzü.
Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence.
Reklam
Yaşlılar -yani doğru dürüst bir biçimde yaşlananlar demek istiyorum- huzursuzluklarının ve mutsuzluklarının başlıca kaynağı olan benliklerinden sıyrılmaya başlarlar zamanla. Onların asıl ilgi alanı kendileri değil, başkalarıdır artık. Kişisel duygularını bir yana bırakıp; yeni, ilginç ve heyecan verici bir yanı zaten kalmayan, kendi özel yaşamlarını değil, çevrelerindekilerin yaşamını düşünmeye başlarlar. Aynalara bakarken -çok ender bakarlar aynalara- kendi yüzlerini değil, başkalarının yüzlerini görürler. Kendi dertlerini değil, başkalarının dertlerine çare bulmak için uğraşırlar. Kişisel mutluluk gibi pespaye bir amacı gütmekten vazgeçerler.
Mükemmel olmayan yaşamlarımızda boşa harcanmış zamanların da yeri önemli değil midir?
Sayfa 12
463 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.