Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Buse

168 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın beni en çok şaşırtan özelliği anlatım diliydi. Direkt bununla başlıyorum çünkü daha önce bu dilde bir kitap okumadım ve çok şaşırtıcıydı benim için. Birden çok hayatı, birden çok olayı, aynı paragraf içinde bir anlatım var ve aynı paragraf içinde, sevinip üzülüp şaşırıp kızabiliyorsunuz. Konusu itibariyle hüzünlü bir roman. Ben çok sevdim ve etkilendim.
Tavan Arasındaki Buda
Tavan Arasındaki BudaJulie Otsuka · Domingo Yayınevi · 2018603 okunma
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Spoiler olabilir
İnsana farklı bir bakış açısı kazandırması açısından çok sevdiğim bir kitap oldu. Hatta ilk başta konunun ölümsüzlük değil de bir hastalık olarak işlenmesine oldukça şaşırdım. Acaba mümkün olabilir mi diye düşündürdü. Geçmişe gidiş gelirler biraz kafamı karıştırdı, yeni bölüme geçtikçe başında yakalayamadıgım oldu, bölüm ilerledikçe tekrar anladım. Birçok eleştiri gibi evet mantık hataları, kopukluklar vardı, yeterince doldurulamayan kısımlar vardı, hikaye daha dolu anlatılabilirdi, sonu da biraz yavandı, kabul. Ama yine de ben sevdim, özellikle bakış açısını, geçmişteki anlatımları, Shakespeare'den Kaptan Cook'a, Fitzgerald'lardan bugüne geçen zamanda alınan yol güzeldi.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226,8bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
Bir mimar olarak mimarlık adına çok öğretici bulduğum bir kitaptı. Çokça alıntı yaptım. Hatta alıntılamak istediğim ama uzun olduğu için yapamadığım da birçok bölüm vardı içinde. Yazarla ilgili bilgi sahibi olmadan okumaya başladığım için kendisinin mimar olduğunu düşünmüştüm çünkü değindiği konular ve örnekler mimari bilgisini gösteriyor. Başarılı karşılaştırmalar ve örneklendirmeler yapmış ve bunları görsellerle desteklemiş. Bu yüzden bolca fotoğraf göreceksiniz içinde. Özellikle mimarlara tavsiyemdir. Not: Kitabın iç düzeni canımı sıkan bir detay oldu. İçine serpiştirilen fotoğrafları örnek verildiği kısımda görmeyi isterdim, hemen konunun ardından mesela. Ama bölüm ve fotoğraf yeterli özenle sıralanmamış bence. Yapılan örnek ve karşılaştırma sonrasında arka sayfalarda bazen öncesinde görselleri görmek okumayı ve takibi zorlaştırıyor.
Mutluluğun Mimarisi
Mutluluğun MimarisiAlain de Botton · Sel Yayıncılık · 2018700 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler
Stefan Zweig'ın depresif bir içeriğe sahip olmayan, sonu iyi biten bir eseri var mı merak içindeyim açıkçası. Bu kitap içinde 5 ayrı hikaye var. 5'inin sonu da hüsran. Her hikayede başka konular üzerinden kişilerin hayat amacı olarak gördükleri şeyleri kaybetmeleri sonucu intiharlarını işlemiş. Eserlerini okudukça neden intihar ettiğini anladığımı sanıyorum. Hayat içinde olumsuzluklara, bitişlere, olmazlara odaklanan ve hatta bunları doyasıya, betimleye betimleye yaşayan biri olmalı diye düşündürüyor her cümlesi. Tek çözümü ve sonucu intihar olarak görmesi de beni insan psikolojisi üzerine düşündürüyor.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,1bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Kitabı okuyanların anlayacağı bir kısmı alıntılamak istiyorum. Tam bu kısım beni çok çarptı. “Siz kimsiniz?" diye bağırdı Drogo, karşılık olarak. “Teğmen Moro!" Drogo'nun aldığı cevap ya da duyduğu isim bundan ibaretti. “Teğmen Moro mu?” diye düşündü. Kalede buna benzer adı olan hiç kimse yoktu. Herhalde göreve başlamak üzere gelen yeni bir subay olmalıydı. İşte o zaman, kaleye ilk gidişinde tam da burada Yüzbașı Ortiz'le karşılaşmasının, dost bir insanla konuşmak için içinde büyüyen sıkıntılı isteğin ve nehir yatağının öbür yanıyla arasında geçen o sıkıntılı konuşmanın anısı, ruhunu acıyla titreterek benliğini sarstı. “Tıpkı o gün olduğu gibi,” diye düşündü, tek fark rollerin değişmiş olması ve artık yüzüncü kez Bastiani Kalesi'ne çıkan yaşlı yüzbaşının kendisi, yeni teğmenin de yabancı bir Moro olmasıydı. Drogo, bu arada koskoca bir kuşağın geçtiğini, artık kendi yaşamının doruğunu geride bıraktığını, artık, o uzak Eylül gününde Ortiz'in içlerinde bulunduğunu düşündüğü ihtiyarların tarafına geçtiğini anladı. Ve kırk yaşını geride bırakmış ve hiçbir iyi şey yapmamış olarak, çocuksuz, yaşamda gerçekten tek başına olan Giovanni, çevresine, kendi yazgısının düşüşe geçtiğini görerek, korkuyla bakıyordu. Tam şu bölümde bir 'ah' dedim içimden. Bazı anlar vardır. Bazı anlar vardı ki gelen aydınlanma için seneler geçmesi gerekir, belki bile bile feda edilmesi. Ama yine o anlar vardır ki aydınlanma gelse de artık çok geç olduğunu bilirsin.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap beni biraz vurdu. İsminden yola çıkarak güzel hafif bir hikaye beklerken çok başka şeyler karşıma çıktı. Öncelikle ilk başlarda kitabın anlatımı ve dili sebebiyle okumak çok zordu. Çünkü dili bilmeyen ya da toplumda konuşulan şekliyle bilmeyen birinin ağzından anlatılıyor hikaye. Dolayısıyla kopuk ve anlamsız cümleler ya da yanlış anlamda kullanılan kelimeler kafa karıştırıyor. Yine de okumaya devam ettim. Ne kadar dilinin anlaşılmamasından şikayet etsem de bu da kurgunun bir parçasıydı. Böyle kitap daha anlamlı bence. Kitabı okurken çöktüm desem yalan olmaz. Beni asıl vuran yaşanmış olanlardan ya da yaşananlardan çok anlatan çocuğun bunların hayatın olağan akışıymış gibi anlatması. Bunları normal bilmesi ya da sanması. Kitabı bitirdiğimde tamamını yazarın istediği gibi anladığımı düşünmüyorum açıkçası. Çünkü benim açımdan anlamadığım ya da anlamlandıramadığım bazı boşluklar da kaldı. Bunun da anlatım diliyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Not:Tatlı bir çocuk hikayesi beklentisiyle başlamayınız.
Kibritleri Çok Seven Küçük Kız
Kibritleri Çok Seven Küçük KızGaetan Soucy · Can Yayınları · 2016538 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
''Ne ölü ne sağ.'' Yusuf Atılgan'ın okuduğum ilk kitabı. Kitap akışı yarım cümleler sebebiyle biraz düzensiz ve anlamak için çaba gerektiriyor. Anlatım ana karakterin zihninin içine girmiş hissi veriyor. Konu itibariyle rahatsız olmadan okumak mümkün değil. Romanın genel karamsar hali, anlatımın karmaşıklığı sebebiyle anlamanın zorluğu, ana karakterin sapkınlığı dışında belki de beni asıl rahatsız eden Zebercet'in, Zebercet'lerin gerçek olduğunu veya yaşadığım toplum içinde içten içe var olduklarını bildiğim halde düşünmemeyi tercih ettiğim kişiliklerinin, çürümüş iç dünyalarının gözüme sokulmasıydı. Zebercet bir boşlukta, arayışta fakat boşluğunu doldurmak için bir çabası da yok. Hepsinin sonucunda kitaba karşı ne hissettiğimi tam bilemiyorum. Zaten sevdiğimi söylemem mümkün değil fakat Yusuf Atılgan'ın amacının da Zebercet karakterini sevimli göstermek olduğunu düşünmüyorum. Bence amacı tam olarak rahatsız etmek. Herkese tavsiye edebileceğim bir kitap ve içerik değil. Rahatsız edilmekten rahatsız olmayacaksanız okuyun.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma
592 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
1995-2010 Bir ömürlük birikim ve 15 yıllık emek... Nasıl başlasam, önce ne desem bilemiyorum. Çok etkileyici bir romandı. Murathan Mungan içinde bir dize bile şiir bulunmayan enfes bir şiir romanı yazmış... Hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak bir roman. Kitap farklı karakterlerin derinlemesine tahlilleriyle parça parça ilerliyor. Bu karakterlerin hikayesinin başladığı ilk 200-300 sayfasındaki yoğun betimlemeler ve uzun cümleler sebebiyle sıkıldığımı düşünüp hızlı ilerlemek istemiştim fakat kurgunun içine girdikçe keşke bu betimlemeleri daha derinlemesine yaşasaydım dedim. Tam sıkıldığımı düşündüğüm noktada almam gereken mesajın '' önemli olanın yolda olmak'' olduğunu anlayıp yavaşladım ve kurguyu derinlemesine yaşayarak ilerledim. Kitap 7 bölümden oluşuyor ve özellikle son bölümde birbirleriyle alakası olmayan karakterlerin ortak noktalarını görmeye başlıyoruz. Bu bölümdeki ustaca kurgulanmış bağlantıları okudukça heyecanlandım. Bu kısım hiç bitmesin istedim. Kitapta ana bir karakter yok, tüm karakterler ana karakter ve hepsinin size verebilecek özel mesajları mevcut. Hepsinin ama özellikle kadın karakterlerin gücünün betimlenmesi ve birlikleri kitaptan yaptığım alıntılardan da belli olacağı üzere beni çok etkiledi. Söylenebilecek çok şey var fakat karakterler ve kurgu üzerine detay vermek istemediğim için daha fazla yazmak istemiyorum. Umarım siz de beğenirsiniz. Keyifli okumalar..
Şairin Romanı
Şairin RomanıMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 20211,571 okunma