#ilhanberk doğayı,kuşları,çiçekleri şiirlerinde sıklıkla kullanıyor. " Yüzünün sol yakasına kuşlar üşüşüyor " diyor ya da "Ağzın çarşıda lacivert kuşlar satan çocuk" diyor, sonra yineliyor " Çocuklar, kuşlar, yaz günleri senin ağzın" muhattabını gökyüzünün sahibi hür kuşlara benzeten Berk, bizim de dizeleri okuyan zihinlerimize bir çift kanat taktırıyor.
Bazen Mihribahan'ın sarı saçları, bazen Leyla'nın yazları kışa çeviren sevdası, bazen Zahide'nin gelin oluşu... Türküler bize hep duyguların gerçekliğini anlattı, geçmişten beri cana yoldaş, kalbe yâren oldular. Kitapta bir #sivas türküsünde şu sözler geçiyor:
" Benim senden özge sevdiğim yoktur, İnanmazsan git Allah'a sor beni "
Siz de türküleri dost bildiyseniz #türkülerdenseçmeler 'i kütüphanenize eklemeyi unutmayın.
Bu hikâyenin içine girip onlarla trenlerde seyahat ettiğimi, göl kenarındaki evde bulunduğumu, saka kuşlarının seslerini duyup küpe çiçeklerine gülümsediğimi hissediyorum. Hatta oğlan "Çalıkuşu" kitabını hediye ettiğinde kızın al yanaklarına tanık olduğumu ve kitapevine astıkları "Hayat kitapla güzel" yazısını görünce eksik olan tamam oldu dediğimi hissediyorum. Bazı kitapları gülümseyerek okurum bu da onlardan biriydi ve #favori10kitap listemde yerini aldı. Kim bilir belki bir gün bize de Çalıkuşu'nu armağan ederler..
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,3bin okunma
Bakmış insan kavuşamıyor oturup mektuplar yazmış. Şimdi iki dakika sonra cevap alamayınca görüldü yaptı, engelledi, meşgule attı diye hayıflanırken mektupta beklemek var, sabretmek var. Bir umuda aylarını koymak var. Bir parça kağıda hasret yaşamak her yüreğin harcı değildi belliki. Bu yüzden " ... Mektuplar " diye geçen kitapları ayrı severim. Iki kişinin kalbinin misafiri ve şahidi olmak ayrı bir deneyim değil midir?
Bu kitap benim #ensevdiğim10kitap listemde ilk sırayı alır. İçinde taşıdığı sevgiyi değerli görmesi Ahmed Arif'e hayran olmama yetiyor. Kelimelerine kattığı Anadolu kokusu ise başka bir hayranlık sebebi. Şu alıntıyla sizlere onun ruhunun kapılarını aralamak isterim:
.
" Leylim, okyanus yüreklilerin kaldırabileceği bir sevdayı, diyelim bir saatlik et-ter-aci-diş-dil-dudak alışverişiyle sokup atmanın mümkün olduğunu nasıl düşünebiliyorsun?
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,3bin okunma
Bir erkek düşünün ki eşine yazdığı mektuplarda ona " oğlumun yiğit anası, yiğit karım, ciğerim, anam, babam, hüzünlüm, yürekli karım, mert kadınım ve en bilinen olarakta sevgili " diye hitap ediyor. Bir erkeğin böylesi bir coğrafyada eşine erkeğe atfedilen bir sıfatla seslenmesi asıl söyleyenin kendi yiğitliği olsa gerek. Yılmaz Güne şöyle yazmış bir mektubunda: " Sen bir aslansın, bir gün 'baba' dönecek evine, oğluna, karısına, elinde beyaz bir gül, yüzünde geçmişin hüznü, geleceğin umudu, bugünün sevinci olacak, Merhaba yiğit karım, Merhaba oğlum diyecek ve onlara güzel günlerin masalını söyleyecek.