Puşkin, akla çoğu zaman şair kimliği ve şiirleriyle gelir ancak bu eserinde ise düz yazılarını görmekteyiz. Kitabın içerisinde birçok hikayeler ve romanlar ile birlikte, Puşkin'in 1929 yılında Erzurum'a yaptığı yolculuğa ait notlar yer alıyor. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin'in okuduğum ilk kitabı oldu. Puşkin, Rus edebiyatının mihenk taşı olarak da bilinir ve bu kitabı okuduktan sonra bende de aynı kanaatler oluştu. Dostoyevski, Tolstoy ve Çehov gibi ünlü isimleri etkilediği, bu eserinde görülebiliyor. Ben özellikle; Dubrovski, Maça Kızı ve Yüzbaşının Kızı bölümlerini beğendim.
Yazılarında yoğun bir şekilde realizm etkisi görülüyor. Söylenenlere göre Tolstoy, 'Yüzbaşının Kızı' eserini okuduktan sonra ondan çok etkilenmiş daha sonra Savaş ve Barış'ı yazmıştır. Ayrıca Dostoyevski'nin, Puşkin'in 'Maça Kızı' hikayesindeki Hermann karakterine övgü yaptığı görülüyor. Buradan, edebiyat dünyasındaki meşhur 'Raskolnikov' karakterini oluşturmasında ilham aldığı düşünülüyor. Özellikle Rus edebiyatı sevenlere bu eseri tavsiye ederim.