Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.29
Hayalperestinkitapligi
Hayalperestinkitapligi
@Hayalperestinkitapligi
İnstagramda 
Hayalperestinkitapligi sayfasına uğrayarak daha fazla alıntı ve yorum okuyabilirsiniz
İstanbul
26 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Bu sefer karşınızda samimi, anlamlı ve müthiş bir kurgu var. Okurken birazcık sıkıyor ama kurgu şahane. Konusuna ve Dante ile Aristo'nun arkadaşlıklarına biraz değinip beğendiğim beğenmediğim yerlerden devam edeceğim. Arkadaş çevresi ve abisi hapiste olduğu için , içinde tanımlayamadığı bir öfke barındıran Aristo, bir gün yüzme havuzuna gittiğinde Dante ile tanışır. Tanışmaları Dante'nin Aristo'ya yüzmeyi öğretmeyi teklif etmesiyle arkadaşlıkları başlar. Sonra beraber evreni keşfetmeye başlarlar. Dante'nin kişiliğini sevdim cesur ve hissettiklerini söyleyebilen kendi hislerinden kaçmayan karakterimiz. Aristo ise hiserini kabul etme ve etmemek arasında çelişkide kalan karakterimizin nasıl bir yol izlediğini okuyoruz. İki karakteride ailesini, yaşamlarını ve hayatlarına tüm kitap boyunca değiniliyor. Bölümler çoğunlukla Aristo tarafından aktarılıyor ama arasa Dante'den de okuyoruz. Tek sorun yaşadığım şey bölümlerin çabucak bitmesi. 3-4 sayfalık bölümler var. Şu bölümüde okuyayım bırakacağım derken kitap bitiriliyor. Ve kitabın LGBT temalı olduğunu sonradan öğrendim. Çok sık tercih ettiğim bir tema değil. LGBT temalı kitap yazmak yaşadığımız dünyada büyük bir cesaret istiyor ve her zaman böyle sağlam kurgu karşımıza çıkmıyor. LGBT'ye çok güzel yerden bakılmış. Ve çok güzel yerlere değinilmiş. Tam ara sıra anlamlı birkaç kitap okumak isteyenler için. Hala okumayan varsa mutlaka okumalısınız. Hatta ölmeden okuyun dediğim kitaplardan biri.
Ölüm adasında Carl Octovia'nın güvenliği için kendi özgürlüğünden vazgeçmişti. Birbirlerinden ayrılmışlardı. Bu kitapta Carl Stark'tan intikam almak için Stark'ın huyuna gider kendini onun yanındaymış gibi gösterir. Octovia ise burada bambaşka karakterle görüyoruz eski Octovia'yla alakası yok. Dış görüşü, hareketleri ve konumu. Olaylar öllüm
Kitabı ilk başlarda begenmemiştim. Hele ilk 50 sayfasını okumak beni öldürdü bitirdi. 50. sayfadan sonra eleanor ve park birazcık iletişim kurdular gibi. Tam kuramadılar ama neyse. Yazar ilk 50 sayfayı sıkıcı anlatmış. Hatta kitabı yarım bırakmayı bile düşündüm. Sıkıcı olmasının nedenide olayların daha yeni başladığından dolayı ama 50 sayfasından sonrası anlatımı hoşuma gitti. Eleanor ve park birbiriyle iletişimleri arttıkça bazen meraklı bazen komik bazen aksiyonlu yerler oldu. Eleanor çoğu zamanını Park'ın ailesinin yanında geçiriyor. Park'ın ailesi hakkında biraz bilgi edinebiliyorsunuz ama Eleanor'un ailesi biraz sır gibi kalıyor.Eleanor'un ailesi hakkındakiler hep eksik. Kitap 3. ağızdan anlatıkıyor o yüzden Eleanor ve Park'ın duygularında çok derine inemiyorsunuz. Kitabın anlatımı genel olarak iyidi 3. ağızdan anlatmasa daha mükemmel olurdu. Ve kapağına bahsetmeden geçemeyeceğim. Mükemmel bir kapak. Tam kitapla uyumlu. Birde kitabın son sayfası eksik öyle bir yerde kitap bitemez. Herhalde pegasus bilerek çevirmemiş. Son cümleyi okuduğumda devamı olmadığını görünce şaşkınlıktan dondum kaldım. Kitaptan bol bol müzik ve çizgi romanlar keşfettim Kafa dağıtmalık bir kitap. Okurken sıkıldığım yerler fazlaydı borde kurguyu çok farklı bulmadım o yüzden okumadan ölme diyeceğim bir kitap değil..
Okur Takip Önerileri
Annabelle ailesinin ölümü üzerine annesinin yakın arkadaşı Abigail ile Bostan'dan Hıddenfıeld'e taşınır. Hıddenfıeld'de taşındığı ilk zamanda anlar orada bir şeylerin normal olmadığını. İlerleyen zamanda okuduğu ve izlediği fantastik dünyanın gerçek olduğunu anlar. Kitapta tek sıkıcı olan yer Jay'ın önceki davranışları ile Annabelle ile tanıştıktan sonraki hareketleri. Annabelle'yi koruyacağım diye değişen haraketleri kitabı birazcık batırdı. Ve bazı olayları Alaca karanlık'a benzettim. Kızın taşınması Jay ile annabelle arasındaki olayları okurken Alaca karanlık'ı anımsattı. Okurken amerikan dizisi izliyormuş gibi bir havası var. Yazar her karakterin üzerinde tek tek durdugundan tüm olayları kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Benzerlikleri saymazsak tek başına mükemmel bir eser. Tek seferde okunacak kitaplardan biri. Kurgusu sürükleyiciligi son derece mükemmel. Kesinlikle hemen okuyun ve bu katakterlerle bir an önce tanışın.
Birbirine benzeyen kitaplar. Bir gün çıldıracağım. The sruv'u 2-3 kitaba benzetim. Konusu anlatırken hangi kitaba benzediklerinide tek tek açıklayacağım. 3. ve 4. Dünya savaşından yüzünden 3000 kişilik grup the surv adlı uzay gemiyle uzaya çıkarlar. Belki süre the surv'da yaşadıktan sonra parca parça dünyaya gönderiliyor. Burası the 100'e benziyor Kişiler 16 yaşına girince teste tabi tutuuyor. Test sonucu ile ayri gruplara ayrılıyorlar. Burasıda Küle'e benzettim Ana karaterimiz Lena göçebeler grubuna düşer. Bir süre sonra birçok şeyin yalan olduğunu ve gizemleri öğrenmesiyle ana olaylara giriş yapıyor. Lena'nın herşeye ilgisizce yaklaşması ve bazen çocuksu hareketleri biraz baydı. Kitabın bazı yerlerinde flashback ama çoğunlukla günümüzden olaylar oluyor. Bilindik kurgular var o yüzden beni fazla sarmadı. 100-150 sayfalara kadar farklı sahneler çıkıcak diye bekledim ama hüsrana uğradım. Benzerlikleri saymazsak kitap mükemmel. Kitap o kitaba, bu kitaba, şu kitaba benziyor. Benzer kurgular. Çoğu sahneler tahmin ediliyor. O yüzden okurken heyecanı kaçtı. Bir tek sondaki olaylar farklıydı. Kitaplar sürükleyici tek seferde okunacak kitaplardan kurgu biraz daha farklı olsaydı dört dörtlük bir kitap olurdu. Kapak tasarımıda şahane. Okunanızı tavsiye eder miyim, saydığım kitapları (kül, the 100 ve efsane serisi) okumadıysanız bir şans verin derim.
Kitap üçüncü kişi tarafından anlatılıyor. Bu yüzden bazı olayalara çok dikkatimi veremedim. Olayı birazcık kaçırmış olabilirim. Kendine bağlayan kitaplardan değil. İlk başta tüm elektriklerin kesilmesinden sonra arada Owen'den Lucy'e , Lucy'den Owen'e gelen kartpostallar dışında çok önemli birşey oluyor. Normal herkesin gündelik hayatı anlatılmış gibi. Arada birkaç tane olay okuyor ama çok göze çarpmayan olaylar. Araya çarpıcı olaylar eklenseydi daha mükemmel olurdu. Kapak ve kitap tasarımı mükemmel. Kitap beni sarmadı olaylar çok yavaş ve sakin ilerliyor. Bir kaç yorum görmüştüm 5/5 vermişlerdi güzel diye aldım. Ama birazcık pişman oldum. Önerir miyim? Bir şans verin ama çok yüksek bir bekletiniz olamasın.
Kişiler 4 yasından 17 yaşına gelene kadar okulda sürekli kiloları ölçülüyor ve güzellik testlerine tabi tutuluyorlar. Kusursuzlar kadınların, erkeklere hizmet etmeleri için yaratıldığı bir dünyada geçiyor, bütün kızların ilk görevi güzel olmaktır. Artık doğal yollarla dünyaya gelmiyor, özel olarak tasarlanıyorlar sonra da reşit olana kadar Okullarda, gelecekteki eşlerini tatmin etmek için yetiştiriliyorlar.
Eş olarak seçilemeyenler için ise geriye kalan seçenekler cariye veya Okul’da öğretmen olmak.
Freida iyi bir hayat sürmek için herkesi kullanmayı göze almıştır.
Kitap friada üzerinden anlatılıyor. Friadanin son senesine şahit oluyoruz. Friada hep mutsuz, başkalarıyla arkadaş olma uğruna herşeyi yapan, kendini başkalarına begendirme amacı ile yaşayan genç kız. Bu karakter o kadar sinir bozucu ki anlatamam. Friada'nın harektlerine olan sinirinden kitabı nasıl bitirdiğini bile anlamadım. Kafasını duvara sürtme isteği uyandırıyor. Peş peşe yapılan hatalar. Hiçbirinden ders alamadı. Daha fazla bahsedip de canımı sıkmak istemiyorum. Bir diğer karakterimiz de İssabel. Sır küpümüz. En çok üzüldüğüm karakter. Hele o sonda öğrendiklerim.. En çok şaşırdığım yer sondu. Hala şoku atlatamadım. Yazar son 50 sayfaya şok yaşayacağınız tüm şeyleri sığdırmış. Şu son 50 sayfada olaylar öyle hızlı gelişiyorki ne okuyor diyorsunuz. Mükemmel ötesiydi. Tek seferde okunacak kitaplardan. Kitabın tek sevmediğim yönü kadınları aşağılamasıydı. Kesinlikle okumanızı öneririm. Mükemmek ötesi birşey. Ölmeden okuyun dediğim kitaplardan biri.
Daelyn hayatında yaşadığı zorbalıklardan bıkmıştır. İlk intihar girişinde başarısız olunca ailesi herşeyini kontrol altına al8r. Ama Daelyn intihar etmekten vazgeçmez. Çünkü yaşadığı zorbalıkar hala devam ediyordu. Kitabın günlük tarzında yazılması mükemmel olmuşm. 23. Günden geriye doğru gün gün hayatını bir kısmını ve okulun önündeki bankta ona arkadaşlık eden Santana'yka olan ilişkisini anlatıyor. Neden intihar etmek istediğini hayatında yasadığı zorbalıkların bir kısmını anlatıyor. Birde Işığın-icinde sitesi var. Bu site 23 gün sonra intihar edeceğini, intihar etmenin yolarını anlatıyor. Hangisinin ne kadar acı verici ve kesin çözüm olduğu hakkında bilgi veriyor. Ve intihar etmek isteyen kişiler içini döküyor yaşadığı olayları anlatıyolar onlara hazsızlık yapan insanlar eleştiriyorlar. Kitabı birkaç kelimeyle özetliyecek olursam zorbalık yüzünden insanların yaşadıkları zorluklar. Daelyn'ın hangi intihar türünü seçeceğini gerçekten intihar edecek mi? Sonrasında neler olucak merakıyla hemencicik bitiyor. Su nu açık bırakılmış bir sondu. En çok merak ettiğim şeyi öğrenemedim Sürükleyiciliği müthiş. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Bazı yerlerinde biraz boğucu olsada anlamlı bir kitaptı. Kapağını begenmedim orijinal kapağı daha güzelmiş.
Aşk, polisiye, gizem, dram, sırlar harika şekilde harmanlanmış ve bize sunulmuş. Serinin önceki kitaplarına göre aşk, dram ve sırlar daha fazlaydı. Polisiye var ama çok kısa bir zamanda geçiyor olay bitmeden hemencik aşk'tan devam ediyor. Burada hiç kimseye boyun eğmeyen iç mimar olan Serra sancaktar'ı okuyoruz. Genç sevgilisi Fırat yüzünden Mehmet'i ve Ahmet'i çileden çıkaran Serra kendinden yine ödün vermez. Tanıtım bülteninden Barış ve Serra'nın hikayesinin anlatıldığını öğrenmiştim. Ama Barış Fırat'ı abisi. Barış ile nasıl bir hikâyeleri olacak merakıyla kitabın yarısını bir solukta okudum. Daha sonrada Barış'la Serra'nın arası açılması, Suat'ın ölümü ve Suat'ı kim öldürdü derken bir baktım kitap bitmiş Hiçbir olay tahmin ettiğim gibi olmuyor. Şok üzerine şok yaşayacağınız bir kitap daha. Çoğu bölüm son 5-6 sayfasında Barış'ın geçmişi hakkında yazı yazılmış. Barış'ın geçmişi sır olarak kalmıyor. Serra serinin önceki kitaplarında bekar, sıkıcı, itici olarak yer alırdı. Ama pek de göründüğü gibi değil. Meral kır bu kitapta bölümlere çiçekler ile başlamış. Çiçeklerin anlamı ve ne hissettirdikleri hakkında minik yazılar ile sayfaları süslemiş. Seride en uyumlu ve güzel kapak bu kitabın ki olmuş. Hala okumayan varsa bir an önce şu seriye başlayın artık. Mükemmel kurguyu daha fazla kaçırmayın. Romantik diye erteliyorsanız hiç öyle değil aşk ve polisiye çok güzel harmanlanmış sizi aşk-drama boğmuyor.
Meral Kır'ın kalemi gittikçe daha da iyi oluyor. Her kitabında bir merdiven daha yükseliyor. Aşkı seçtim kitabından daha iyiydi. Burada ise bölümlere şehir isimleri verilmiş. Ama olaylar veridiği şehirde geçmiyor. 2-3 şehirde gerçekleşiyor. Sadece bölüm olarak ayrılmış ve o şehirler hakkında duygu düşünceler yazılmış. İlk 50 sayfa civarında karakterin kısa geçmişi ve onlar arasındaki ilişkiyi okuyoruz sonra asıl heyecanlı olaylar başlıyor. Kitap ilk Sena'nın düğünü ile başlıyor. Düğünde çıkan kavga yüzünden bir sonraki sayfayı deli gibi merak ederken 2 ay önceki olaylar anlatılmaya başlanıyor. Sena'nın öğrencisi efe kaybolmasi ile sena hem öğrencisi ile yasak aşk yaşadığı hemde katil olmakla suçlanıyor. Bu 2 aylık olaylar 300 sayfa falan anlatılıyor. Sonra tekrar düğün gününe dönüyoruz. Nisan 2015 yazısını görene kadar diğer olayların heyecanına düğünü unutmuştum.Düğündeki olayları öğreniyoruz. Tabi bununla son bulmuyor bundan sonra bir sürü daha heyecanı bir an düşmeyen olaylar yaşanıyor. Kitap şok üzerine şok yaşayacağınız olaylarla dolu. Kitap 5-6 kişinin ağzından yazılmış. Olaylarda kim rol alırsa kitap o kişinin ağzından yazılmaya devam ediyor. Serinin diğer kitapları gibi burada da romantik, dram, gizem, gerilim ve polisiye türlerin karışımı ile yazılmış. Serinin diğer kitapları kadar mükemmeldi. Hatta daha da iyiydi. Kesinlikle bir an önce okuyun.
Aşk, dram, gizem, polisiye ve birazcık da gerilim türlerin karışımı ile yazılmış kitap. İsminden dolayı bizi ask ve dram'a boğar sannetmiştim ama hiç öyle olmadı. Aşk ve dram'dan çok polisiye var resmen. Hiç sıkmadan çabucak bitiyor. Aylardan aşk gibi burada da bölüm bölüm değil. Özlem, umut, hayal kırıklığı, keder , tutku gibi duygu isimleriyle bölümler oluşturulmus. Doruk'un Sabrina ile dönmesine şaşırmamız bitmeden cennete (asya'nın butiği) hırsız girmesi ve yangın çıkması ve buda bitmeden Asya'nın evine hırsız girmesi. Heyacan bir an olsun düşmüyor. Aylardan aşk'tan daha güzel bir kitaptı. Gerek sürükleyiciliği gerekse heyecanın bir an düşmemesi. Kesinlikle okumanızı öneririm. Bu karakterler bir an önce tanışın. Kapağını biraz beğenmedim. Kitaptaki olaylara ve olayların akışına çok uyan bir kapak değil. Daha güzel olabilirdi.
Türü aşk-dram olsada arada gizemde var o yüzden okurken boğmuyor. Her kitap bölüm bölüm okur bu kitap öyle değil. Burada bölümler ay olarak yazılmış ve her ay geldiğinde o ay'la ilgili minik minik açıklamalar yazılmış. Çok hoştu. Kitabın tasarımı da harika. Kitabın ortalarında olaylar biraz boğdu. Tek sevmediğim yerdi. Diğer her şey müthişti. Kitap sürükleyiciydi ama olaylar birazcık yavaştan alınmış. Tanen nasıl kaza yaptı, kaza yapmasına sebep olan kim merakıyla çabucak okunuyor. Son 100-150 sayfa Tanem hakkındaki sırları öğrendim o yüzden Tanem ve Yağız'ı hikayesinden çok Asya ve Doruk'un hikâyesini merak ettim. Kitap iyiydi. Okumanızı öneririm.
Her bölüm başına ana karakterimiz Zara'nın özel ilgisi olan Fobi tanımlamaları ile isimlendirilmiş. Burada karşımıza periler ve şekil değiştirenler çıkıyor. Kitap aslında tamamen periler üzerine şekil değiştirenler(kurtadamlar, kartallar, kaplanlar) katılıyor ama tüm olaylar perilere bağlı. Kitapta çok az alacakaranlık havası sezdim. Olaylar biraz klişe olsada kendini okutturuyor. Seri dört kitaptan oluşuyormuş. 4 kitapta çıkmış. Olayları unutmadan bir an önce hepsi çıksada okusak. Kapağını ilk gördüğümde saçma bulmuştum. Ama olayları okuyunca anlamlı bir kapak olduğunu anladım. Kitap müthişti. Bir an önce bu karakterlerl tanışalısınız. O yüzden biraz benzerlikler var.
İde'nin ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlar. İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese, her şeye ve özellikle aşka karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek midir? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onun seven bir kadının varlığını kabul edebilecek midir?
Bu kitap beni fazla sarmadı. Heyecan verici olaylar yoktu. Aşk'a boğdu. Çok fazla dramatik şeyler yoktu. Arada dramatik olaylar okuyor ama çabucak bitiyor. İde ve Aslan'nın arasındaki aşk daha çok göz önünde. İde bir gün su içmek için kalktığında Aslan'ın piyona çalmasını duyuyor ve İlk konuşmaları gerçekleşiyor. Daha sonra İde okul için şirkette çalışmaya başladığından hem şirkette ve evde eskisinden daha çok karşılaşıyorlar ve daha da yakınlaşırlar. Kitabı bitirmek için çabaladım bir ara yarım bırakmayı bile düşünmüştüm. Benim için pek iç açıcı kitap değildi. Öneriri miyim? Fazlaca aşk sevenler bir şans verin derim.
Kitap hakkında hiçbir bilgim yoktu. Kitabı 3 TL'ye bulunca iyidir diye almıştım. Güzel bir kurguydu. Ve tabiki sırlar ve gizemide unutmamak gerek. Sizi içine çeken bir kurgusu var. Ama ilk 200-250 sayfa hikaye yavaş ilerledi gibi hikayeye bağlanamadan. Benim için asıl heyecan Deryal Burcu'nun eski nişanliş Yusuf'la olan fotofraflarını gördüğünde başladı. Burcu ile barda tanıştıktan sonrada heyecanlı ilerleme vardı ama heyecanın dorukta olduğu fotografları gördükten sonra.Bu olaydan sonra kitabı bir solukta okudum. Polisiye, dram, gizem, sırlar ve aşk türlerinin karışımı ile yazılmış. Ama çoğunlukla aşk,gizem ve dram türünde yoğunluk vardı. Derhal kötü ve acımasız bir geçmişe ve ailesini kaybetmiş biri. O yüzden biraz acımasız bir karakter. Kitapta Deryal'ın hayatını ayrıntılı olarak anlatılmış. Sonu zirvede bırakılmadı. Herşey çözüldü ve bitti. Devam kitabı var zirvede bırakılsaydı müthiş olurdu. Önerir miyim? Kesinlik bu heyecanı bir an önce tadın.
