¶¶ Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden, ölümle gerçek birbirlerine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için ölüm gibidir. ¶¶
"Ait olmadığı büyülü bir dünyada yürüyen bir kadın gibiydim. Bu kadının canının istediğini yapma, istemediğini yapmama özgürlüğü vardı. Ender rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çevredeki dünyayla bütün ilişkilerini kesme, tamamen bağımsız olma ve bağımsızlığının hakkını vererek yaşama; bir erkeğe, evliliğe, ya da aşka bağlanmadan özgür olma; tüm kural ve yasaların sınırlandırmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın."
Veda etmek. Aslında işin en zor yanı buydu: İnsan bir kez akıl hastanesine girdi mi,delilik dünyasında var olan özgürlüğe alışıyor,hatta ona bağımlı hale geliyordu.
"Haydi artık, çabuk tutun elinizi,
Çukurlardan çıkarın barutlarınızı,
Dımdım kalesini havaya uçurun,
Düşman görsün teslim olmadığımızı."
Acele ettiler, tez davrandılar,
Çukurlardan barutları aldılar,
Dımdım Kalesini patlattılar,
Kürdistan'a yiğitliği kattılar.
Şah Abbas'ın dilediği olmadı,
Xano dininden hiç ayrılmadı,
Şah Abbas'a teslim olmadı,
Bütün dünya bunu anladı.
Şunu bilsin bütün Kürtler,
İçlerinde hain çıkarsa eğer,
Her dem yurtsuz, topraksız kalır,
Boynu bükük, hep ezik gezerler.
Malxirab eşimi öldürdüklerinde, onun yerine bundan böyle bütün savaşlara gitmeye yemin ettim.
Malxirab : evi yıkılan bir ölü için söylenen bir Kürt sözü