Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsa Köroğlu

Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyetti yaşamak.
Reklam
Kitaplar insanın mutsuzluğuna teselli sandığımız bir derinlik katar yalnızca.
"Az okuyoruz, hatta hiç okumuyoruz ve galiba hiç de düşünmüyoruz"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Beni sıkan dar bir elbisenin içinden çıkar gibi bu âlemden çıkmak istedim."
"Dikenlerle dolu, sık bir çalılıkta hangi kuşun içinden şakımak gelir ki"
Reklam
Sanki bütün alem benim içimde bir yerde sıkışarak daralmaya başlıyor.
İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın bir uydurması… içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizde şeytan yok… İçimizde aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…
İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Dünyada başka mesut milletler de vardı. Onların bizim yaşlardaki gençleri, hiç de bizim bu anda olduğumuz gibi bir "olmak ve olmamak" meselesiyle meşgul değildiler. Onlar aşkı, sporu düşünüyorlar, yaşlarının tabiî iştiyakları ve meseleleriyle meşgul oluyorlar, kurulmuş bir hayatın imkanlarından istifade ederek çalışıyorlardı.
Hayat dediğin başka nedir zaten? Ben şuna inanıyorum ki üç buçuk günlük ömrümüzü kendine zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara, ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.
Reklam
Biz evvela kelimeleri öğreniriz; sonra yaşadıkça teker teker manalarını.
Ancak zaaflarımızı seven bizi hakkıyla sever, meziyetlerimizi zaten herkes kabul eder.
Geçmişin, saatlerin ve günlerin ve haftaların ve on yılların kül kadar ağırlığı vardır; gelecek zamansa, ister sonsuza dek sürsün, daima saniye saniye yaşanır.
Sayfa 182Kitabı okudu
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.