Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Kerem
Kerem
@Kermsn
EGM
Yükseklisans/Kelam
1794 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
332 syf.
·
Puan vermedi
Pavlus, Hıristiyanlık tarihinin en önemli siması, hatta Hıristiyan dinsel geleneğinin hemen her alanına damgasını vuran merkezi bir figürdür. Günümüze miras bıraktığı değer ve düşünceleri ve temsil ettiği dinsel geleneğin oluşup yaygınlaşması için yaşamında gösterdiği büyük gayret nedeniyle Pavlus, bugün din tarihinde haklı bir yere ve şöhrete sahiptir. " 0, tarih boyu hem taraftarlarının hem de düşmanlarının ilgi odağı olmuştur. Pavlus, kimine göre halusinasyonlar gören bir epileptik ya da sürekli vizyonlar gören bir histeriktir. Kimine göre ise a yaratıcı bir düşünür. teolojik bir devrimcidir. Öğretilerini benimseyip kabul eden Sıradan insanlara göre ise Pavlus, Tanrı oğlu İsa Mesih'in mesajını insanlara iletmek üzere Tanrı tarafından seçilen bir elçi, bir resuldur. Dolayısıyla görüşleri yorumlanı ve yaşamıyla başta Mesh öğretisi olmak üzere Hıristiyan teolojisine, inançlanna yön veren Pavlus'u bilmeksizin Hıristiyanlığı anlamak mümkün değildir." "Pavlus teolojisi ve etiği üzerine yapılacak müstakil çalışmalar, Hıristiyan inanç ve öğretilerinin daha iyi kavranmasını sağlarken; Pavlus'un içinde yaşanılan sosyal-siyasal çevreye yönelik düşüncelerini ve otorite anlayışını konu edinen çalışmalar ise günümüz Hıristiyan toplumlarının sosyal-siyasal yapılarını irdelemeye yardımcı olacaktır."
/Şinasi Gündüz
92 syf.
·
Puan vermedi
Makale/tez okumalarından sonra kitaba giriş yapmam düşünce bağlamında zihnimi rahatlattı. Bilgisel/epistemik çoğunluktan ziyade olay örgüsü içinde geçen cümlelerin hikaye olarak aktarılması ve bu cümlelerin içinden çıkarılacak olan derslerin verilmesi kitabı akışkan kılmış. Akademik dilden halk diline veya daha doğrusu hafif üsluplu edebiyat diline girişiyle zihni rahatlaması ile birlikte kendine çekip olay örgüsü içine katıyor. Tavsiye edilir....
206 syf.
·
Puan vermedi
İhsan Süreyya Sırma... Hocaların hocası... Kaleminden dökülen yazıların bir sonuna daha geldik. Başlıkta olduğu gibi sömürü. Bu sömürü düzenini oluşturan nedenler, kişiler, olaylar, olgular dönem dönem/ Antik, Orta Çağ, Halifeler Dönemi, Çok partili hayat, Cumhuriyet, Demokrasi, Laiklik vs. vs./ tahlili detaylı ve hafif konuşma üslubu ile alınmış. Kitabın ana fikrini/temel düşüncesini Müslümanlarım artık uyanması gerektiğini, bu dikta rejimlere kul olmayı bırakıp, bunlara hayır demeyi; birbirleri ile ağız dalaşından vazgeçip: sağlam kulpa dayanarak birlik olmaları oluşturuyor. İhsan Hocanın ifadesi ile kitabın ana fikrine değinmek daha doğru olur. "Kaldı ki, beş milyarlık dünya nüfusu içinde sömürenler bir milyar, sömürülenler ise dört milyar nüfusa sahipler. Peki nasıl oluyor de bir milyar, dört milyarın kanını sülük gibi emiyor?" İşte bu küçük soru üzerinden bu sorunun tarihsel boyutları içerisinde ve konuyu sınırlandırmalar yaparak mikro planda sebep ve sonuçları aranmış ve bana göre bu sorunlar güzel bir şekilde dile getirilmiş. Hocamıza kitabından ötürü teşekkür eder ve hayırlı uzun ömürler dilerim. Tavsiye edilir...
Okur Takip Önerileri
231 syf.
·
Puan vermedi
Biz ve İkbal... O kadar güzel, akışkan, bilgi verici ve yönlendirici bir çalışma ki defalarca okuma isteğimi kabartacak kitaplardan biri olarak gönlümde yerini aldı. İslam kültürünün insanlık toplumuna armağan ettiği hem fikri hem de insanî çehrelerden biri olan Muhammed İkbal üzerinden yola çıkıp; önce İkbal'i tanıtarak konu bütünlüğünü sağlaması kitabı hem epistemik anlamda başarılı kılmış hem de biz okurlara verilen bu bilgiler ile gittiğimiz bir yolda nasıl bir metod çizeceğimizi göstermiş. Muhammed İkbal ve Cemalettin Afgani gibi devrimci şahsiyetlerin bize örnek teşkil etmesinin gerektiğini defalarca kitab içeriği vurgulamış. Lakin bizlerin bu şahsiyetleri terk ettiğimizi ve bunları terkederken de ortaya çıkan sorunları sitemkar bir dil ile dile getirmiş. Ali Şeriati'nin deyimi ile cümlelerimi tamamlar isem İkbal'in şahsiyetinin ne kadar önemli olduğu daha açık bir izaha kavuşacaktır.
Ne var ki İkbal'i bu büyük adamlar arasında seçkin kılan şey, meyve veren bu yüksek ağacın, İslâm kültürü tarlasının afete uğradığı hüzünlü ve ölümcül bir sonbahar sessizliğine gömüldüğü, aynı zamanda sömürgeciliğin kök söktüren selinin ve tufanının birdenbire Batı'dan üzerine sökün ettiği, sonbaharda afete uğrayan tarlanın her yanını baştanbaşa su bastığı ve felâketzede çiftçilerin uykuda olduğu bir çağda ortaya çıkmış ve çiçek açıp meyveye durmuş olmasıdır. Bu tarlanın bekçileri yapayalnız, yağmacıları ve sahipleriyse saldırgan kurt, tilki ve sırtlan sürüleridir!
208 syf.
·
Puan vermedi
Mu'tezile Kitaplığından muhteşem bir eser daha. Mu'tezili düşünür Kadı Abdülcebbar'ın söylemlerinden destek alınarak meydana getirilmiş güzel bir eser. Eserin hedefi, Mutezili düşünce sisteminde Kur'an'ın hak ve evrensel bir ilahi mesaj oluşunun en önemli kanıtı olarak görülen bu meydan okuyuşun rasyonel temellerini ortaya koymaktır. Söylemler, özellikle Mutezili düşünceyi bize en saf ve olgun biçimiyle aktardığını düşündüğümüz Kadı Abdülcebbar merkeze alınarak meydana getirilmiş.
"Bu çalışmanın bize sunduğu en önemli sonuçlardan birisi, günümüzde bazı çevreler tarafından kasıtlı ya da kasıtsız, Kur'an'a yöneltilen eleştirilerin pek çoğunun daha ilk asırlardan itibaren gündeme getirilmiş olmasıdır. Ancak Kadı Abdülcebbar gibi bu konuyla ilgilenen üstadlar tarafından söz konusu eleştirilere verilen cevaplara bakıldığında, geçmişte olduğu gibi günümüzde de yapılan eleştirilerin çoğunun Kur'an'ın mahiyeti ve tarihi hakkında yeterli bilgiden yoksun olmaktan kaynaklandığı görülecektir."
224 syf.
·
Puan vermedi
Son zamanlarda ortaya konan nadide eserlerden biri. Şaban Ali Düzgün tarafından çevirilip bizlere sunulduğu için hocamıza ayrı minnettarım. Editörün ifadesi ile bir nevi bilim ve din konusunda kafası karışıklar için rehber niteliğinde bir kitap. Kitabın Hırıstiyan, Yahudi, Müslüman, Hindu vs. geleneklerine mensup olan yazarların makale tarzındaki yazılarının alınıp çeviri yapılması ve bunların konu bütünlüğü içerisinde sistematize olarak oturtulması hem kitabı sadeleştirilmiş hem de kitaba akıcılık katmış. Evren, Evrim, Tanrı, Bilim, Tanrının bizler ve dünya ile etkileşimi, Ateizm, Teizm konuları; modern anlamda bilimin ilerlemesi ile meydana gelen tartışmaların işlenişi ve bu konular hakkında bilgi verici olması sebebi ile okunması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
272 syf.
·
Puan vermedi
Ehlü'l Adl ve' Ehlü't Tevhid : Adalet ve Tevhid Ehli Mutezile...
Sistematik bir çalışmadan meydana gelen güzel bir eser. Lakin Türkiye'de mevcut bulunan Ehli Sünnet taraftarlarının Mutezile kavramını görünce kin kusması /zira alıntılarda ve dmlerden gelen mesajlarda bu gayet açıktı./ böyle güzel eserleri maalesef ki perde arkasına atıyor. İnandığınız- inanmadığınız, katıldığınız-katılmadığınız söylemler olabilir lakin detaylı okumalar spesifik olmaktan çok, çok yönlü olmak zorunda. Bu yönde okumalar insana bilgi katacaktır kanaatindeyim. Kitabın genel özetini ele alır isek; Birinci bölümünde tevhid ve adalet kavramlarından yola çıkılarak Mu'tezili öğretide teolojik eylemin iki temel ahlâkî dayanağı olarak sunulmuştur. İkinci bölümde, Kadı Abdulcebbar'ın düşüncesinde teklifin/ yükümlülüğün epistemolojik ve ahlâkî temelleri konu alınmış ve detaylı izah ve örnekler ile yazarımız açıklama yoluna gitmiştir. Üçüncü bölümde ise Kadı Abdulcebbar'ın eylem ve eylemin değer hükümleri konusundaki görüşleri konu edilmiştir. Tavsiye edilir.
223 syf.
·
Puan vermedi
Cennet Mekan Ali Şeriati. Üstad, düşünür, müctehid, yazar... Güzel düşüncelerden meydana gelmiş cümleler. Hac vazifesini ameli/fiziksel olarak meydana getirip, kaleme dökmesi. Cümleler, kelimeler, harfler... Her biri ayrı bir güzellik içinde. Sade, akıcı ve bilgilendirici... Hac vazifesini yerine getirmek isteyenler için rehber niteliğinde bir kitap zira düşüncelerin hepsi yerinde tecrübe edilerek aktarılmış. Menasik/ Hac vazifesinde yapılan uygulamaların teker teker arkasında yatan anlamlar muhteşem olay örgüsü içinde aktarılmış. Kitabın sonu ayrı bir hüzün. Şehadet ve Hz. Hüseyin... Kerbala olayı ile yarım bırakılan Hac vazifesi... Bütün okurlara tavsiye edilir. Hayat, döngüsel bir hareket, kısır döngü, boş, anlamsız, tekdüze gelgitler... Temâşâ; sonuçsuz, anlamsız sabah ve akşamların seyri; tatsız ve sonu gelmez bir oyun... Zamanın yoktur. Hepsi ızdırap, telaş, bekleyiş... Ve hac, senin bu aptalca cebre, bu anlamsız lânetli yazgıya karşı isyanın. Kararsız, tereddütlü ve döngüsel hayattan, tüketim için üretim, üretim için tüketimden kurtuluşun.
Hac, ucu kaçmış bir yumak gibi varlığını açar. Bu kapalı daire, "devrimci niyet"le açılır, ufuk olur, yola koyulur. Dosdoğru bir seyir çizgisinde ebediyete hicret eder. Başka bir yöne, O'na doğru. Kendi evinden Allah'ın Evi'ne, halkın evine hicret!
208 syf.
·
Puan vermedi
El İntisar/ Mutezile müdafaası... İsmi gibi mükemmel bir kitap...
Günümüze ulaşmış ve hocalarımız tarafından emek verilerek çevrilmiş güzel bir kitap daha. Kelam-i konuların özellikle halen tartışma özelliğini koruyan mevzuların neredeyse hepsi kitab içinde mevcut. / insanın göğe çıkabilmesi, evrenin sınırının olup olmaması, cennet ve cehennemin bir süre sonra sona erip ermemesi vb./ El Hayyat'ın İbn Ravendi'ye verdiği muhteşem cevaplar, yaşanılan hararetli tartışmalar ve bir o kadar da ağır ve düşünce gerektiren söylemler bence okunmaya değer. Bu yüzden bu eseri tarafımıza çevirisini yaparak bizlere ulaştıran Doç. Dr. Yüksel Macit hocaya teşekkürü borç biliriz. Kendi ifadesi ile Mu'tezile Müdafaası adıyla Türkçeye çevrilen İntisar Kitabı Mu'tezileden günümüze kadar gelen ilk eserlerdendir. İntisar, Mu'tezilenin çarpıcı görüşlerine yapılan eleştirilere karşı Mu'tezileyi savunmak için yazılmış bir eserdir. İntisar'da kaza namazı (Nazzam'a göre kaza namazı yoktur), başlanılan namazı yarıda bırakmanın hükmü, hırsızlığın hükmü gibi fürü fıkıh konuları, haber-i vahid, meşhur haber, mütevatir haber, icma ve maslahat gibi usul-u fıkıh konuları tartışılmakla birlikte onda daha çok felsefi ve kelami konular tartışılmıştır; her parçanın sonsuza kadar bölünebilmesi, insanın göğe çıkabilmesi, evrenin sınırının olup olmaması, cennet ve cehennemin bir süre sonra sona erip ermemesi gibi konular. Bunlar derin konulardır. Derinliğine tartışmaları görmek için İntisar'ın çevirisini okumak lazım. Dipnotlar bu okumayı daha da kolaylaştıracaktır.
389 syf.
·
Puan vermedi
Dobra ve aşırı bilgili bir hoca İlhami Güler. Kelam alanıyla tanışma serüvenim onunla başlamıştı. Kendi ifadesiyle İnternet ortamında değişik zamanlarda yayınlanmış olduğu yazıların ortak paydasını bu şekilde kavramsallaştırmış. Bu kitabının güncel olması/yeni basım/ günün siyasi, teoloji, sosyoloji gibi bir sürü alanda söylemlerini akıcı kılmış. Kimlik Oluşturma sürecini kitabın genel perspektifine uygulayarak Türkiye'de siyaset, Teoloji, Osmanlı, Cumhuriyet, Hukuk, Kamu ve Kanun gibi konu dallarına geçiş yapmış. Genelden özele inmesi kitabı hem akıcı hem de merak uyandırıcı kılmış. Kitabın başlığı "Biz ve Onlar" koymasının sebebini kendi ifadeleri ile anlatma daha doğru. "Biz ve öteki, dinlerin ve siyasetin başvurduğu bir ayrımdır. Dinler, "mümin-kâfir" diye ayırır: siyaset, "dost ve düşman" diye ayırır. Birinci ayrım "inanç" üzerinden: ikinci ayrım, genellikle "çıkar" ve "dil-etnisite" üzerinden yapılır. Kur'an, her iki ayırımı da ahlak (adalet-zulüm) üzerinden yapar. Birincisi, Allah'a karşı adalet ve zulümdür; ikincisi, insanlara karşı. Müminler, birincisini Allah'a havale ederler (irca): ikincisi için savaşırlar (cihad)."
Okurlara önerilir...
544 syf.
·
Puan vermedi
İhsan Süreyya Hocam... Öğrencisi olmak ayrı bir gurur... Çok tontiş, çok sevecen, muhabbet sever ilim insanlarımızdan biri. Hayatının öğrencisi tarafından kitaba aktarılması ayrı muhteşem. Türkiye'nin önemli simalarından, hocalarından, ağabeylerinden biri. Kitabın söyleşi/ soru- cevap tarzında geçmesi ve ayrıca kitabın fotoğraflar ile desteklenmesi kitaba ayrı bir ahenk katmış. Öğrencisi Prof. Adnan Demircan'ın ifadesiyle; İslám Tarihi'ni bize anlattığı için değil, kişiliğiyle, kitaplarıyla ve konferanslariyla ülkemizde birçok insanın üzerinde çok hakkı vardır. İhsan Süreyya Hoca, kendisi gibi az sayıdaki hocalardan biri olarak ayrı bir yere sahip gönlümüzde... O, ilkeli duruşuyla ve İslâmî hassasiyetiyle öne çıkmıştır. Bir de ateşli hitabeti ve sürükleyici ders anlatımıyla... Rabbim Hocamıza hayırlı uzun ömürler versin inşallah...
İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari'den Paris'eİhsan Süreyya Sırma · Beyan Yayınları · 2018130 okunma
171 syf.
·
Puan vermedi
İhsan Süreyya Sırma hocanın kaleminden güzel bir kitap daha. Emeviler dönemini tarafsız ve doğru şekilleriyle ele alıp, bu dönemin mevcut halifelerinin müslüman olması hasebiyle övmemesi; gerçekleri bizlere aktarması hocamızın mükemmel bir tarihçi olduğunu gözler önüne seriyor. Zulümle geçen koskoca 91 sene... Acı olaylar... İslama ve müslümanlığa yakışmayan ve İslam tarihine leke süren acı hadiselerin yaşanması... İhsan hocanın şu paragrafı genel olarak kitabı özetleyecektir.
"Her şey devlet için" zihniyeti, müslümanların kafalarına o denli yerleştirildi ki "her şey din için" inancı kayboldu. Ve Müslümanlar, saltanat ve diktatorya rejimleri uğruna ulü'l emr zihniyetinin kulları oldular. Ulü'l-emr zihniyeti, nasıl olursa olsun, lâ yüs'el bir hale getirilip kutsallaştırıldı. Bugün, dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanları ezen ulü'l-emr'ler, Yezid zihniyetinin mirasçısı oldular. Kendileri için dokunulmazlık kanunları çıkararak saltanatlarını sürdürdüler, sürdürüyorlar... Hazindir ki, sarıklı-cübbeli hocalar da bunlara itaatin vacip olduğunu anlatıp duruyorlar cami kürsülerinde... Ebu Zer diyor ki: "Allah, ma'rufu emredip onu terkedene ve münkerden sakındırıp onu yapanlara la'net etsin...”
195 syf.
·
Puan vermedi
Cümlelerin tekrarının tekrarı. Sanırım bir şeyler yazmak, bir şeyler kaleme dökmek emek isteyen, çok okuma gerektiren ve aşırı yoğunlaşma gerektiren bir eylem. Üzgün olarak belirtmeliyim ki kitabımızda bunu göremiyoruz. Söz dizelerinin tekrarı ve okuyucuyu kitapta tutacak bir akışının olmaması okuyucuları belli bir raddeden sonra terk etmesine sebeb oluyor. Mehdi ve Mehdi'lik konusu altında Kıyamet Alametlerinin dile getirilmesi ve bu konunun Mehdilik konusundan çokça yer alması başlıktan ve içerikten tamamen uyumsuz hale gelmiş. Lise öğrencileri veya konu hakkında hiçbir bilgi sahibi olmayan okurlar tercih edebilir...
288 syf.
·
Puan vermedi
Mükemmel bir düşünürün devrim yaratan söylemleri. Kitap genel anlamda kasetlerden meydana geldiği için bazen kopuk hadiseler/sorular iç içe gelip kitabı biraz daha deruni, bağlantıdan kopuk hale getirmiş. Fakat Ali Şeriati'nin bu kitabını başta kadınların daha sonra herkesin okuması gerektiği kanaatindeyim. Peygamber kızı Fatıma'nın her alanda /toplumsal, hukuk, savaş, psikolojik/ nasıl bir misal olduğunu dile getirmesi kitabı gayet içeriği ile uyumlu kılmış. Ancak Hz. Ali yönünde kitabında anektodlar vermesi ve Kırtas olayı dediğimiz Peygamberin vefatına yakın sahabelerden kalem kağıt istemesi olayını Hz.Ali lehinde kullanması ve iki büyük halife Ömer ve Ebubekir hakkında az da olsa kırıcı söylemlerini doğru bulmadım. Ancak Şia mezhebine mensup olan Ali Şeriati'nin kendi temel argümanlarında biri olan Kırtas Hadisisini mezhepsel olarak kabul etmesi gayet tabii. Bu açıdan bakıldığında veya okunduğunda herhangi bir sorun gözükmemekte. Ali Şeriatine rahmetle...
Kitabın okunması tavsiye edilir...
173 syf.
·
Puan vermedi
İlhami hocanın farklı düşüncelerini dile getirdiği önemli kitaplarından biri daha. Mevcut olan düşünce anlayışlarına karşı bir nevi direniş gösteriyor. Tek başlık altında bir çok konuya değinmesi kitabin bilgi açısından zengileşmesini sağlamış. /Direniş, ABD, Irak ve Gazze İşgali, AB, Türkiye siyaseti, Peçe/Çarşaf, Mevlana Sorunu, Türk Muhafazakarlığı vb./
"Gözleri aydınlanmanın yarattığı neon ışıklarıyla kamaşmış olan insanlığın büyük bir bölümünün, ilahi 'nuru' bir müddet daha göremeyeceği kanaatindeyim. Oysa, gezegenimizi kurtaracak olan bu nurdur. Dahası, seküler-kapitalist yaşam tarzının yarattığı fesadın sonuçlarının biraz daha canımızı yakması gerekiyor. Özgür irademizle, ahlaki olarak Tanrı'nın buyruğuna boyun eğmediğimiz için, nefsimizin (arzularımızın) yarattıği fesadın sonucunda zorunlu olarak boyun eğeceğiz gibi. Tabii, geç kalmamış olursak."
-Prof. Dr. İlhami Güler
