Evinizin önünde neler olduğunu, ancak ön pencerelerden bakarak anlayabilirsiniz. Arka pencerelere giderek önde ne olup bittiğini söyleyemezsiniz! Zihninizin pencerelerini de sürekli olarak geçmişe doğru açarsanız gündeminizdeki işler hiçbir zaman tamamlanamaz!
“Ve hayat öyle tuhaf, öyle karmaşık, öyle acımasızdır ki, bazen yeryüzünün en zor işine dönüşür tutarlılık. İnandığın değerler, bel bağladığın düşünceler, kıymet verdiğin insanlar birer birer yıkılır üzerine, zamanı geçmiş bir kent gibi.”
Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni
konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben,
kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yü-
reğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük...Yalnızım
Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi ka-
ranlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...Sularım
toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş
saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem
hangi gözle?
Anneciğim
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim! ...