Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Musa Kaya

Musa Kaya
@Kiton
Lisans
34 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Kasım sonlarında güzel bir sabahtı. Gece boyunca az kar yağmıştı; ama toprak üç parmak kalınlığını aşmayan soğuk bir örtüyle örtülmüştü. Karanlıkta, alacakaranlık duasının hemen ardından, vadideki bir köyde ayini dinlemiştik. Sonra, güneş doğunca dağlara doğru yola koyulduk.
Reklam
"Işığı söndür," dedi yaşlı kadın, "yoksa hep seni görü- rüm ve yaşarım, ancak hiçbir yere gitme, öldüğüm zaman gi- dersin." Kız lambayı üfledi, ışığı söndürdü. Çiklin gürültü çıkar- maktan korkarak yere oturmuştu. Kız karanlıkta: "Anneciğim hala sağ mısın, yoksa yok musun?" diye sor- du. "Birazcık canlıyım," diye yanıt verdi anne. "Benden ay- rılacağın zaman burada ölüp kaldığımı söyleme. Annenin kim olduğunu kimselere anlatma, yoksa seni ölüme terk ederler. Buradan çok, çok uzaklara git ve orada kendini koy- verme, o zaman hayatta kalırsın ... " "Anne, neden ölüyorsun peki, burjuva olduğun için mi, yoksa ecelden mi?" "Çok fenayım kızım, artık tükendim." "Çünkü sen uzun zaman önce doğdun, ben yokken," dedi kız. "Sen ölünce kimseye söylemeyeceğim ve kimse de bilmeyecek, var mıydın yok muydun diye. Ancak tek başıma yaşayacağım ve kafamda hep seni hatırlayacağım, ama biliyor musun," bir an sustu, "şimdi sadece bir damlacık uyuyacağım. hatta damlanın yarısı kadar, sen yat ve ölmemeyi düşün."
Sayfa 60
MÜŞTERİ: Tanrı dünyayı altı günde yarattı, ama siz bana altı ayda bir pantolon dikmeyi beceremediniz. TERZİ : Ama bayım, bir şu dünyaya bakın, bir de pantolonunuza.
Sayfa 1 - Sel

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...çünkü, öleceğimiz kesin; kesin olmayan bir şey varsa, o da bugün ölüp ölmeyeceğimizdir.
Kör karanlıktı -diye onaylıyor Ofwfq, ben daha çocuktum, hayal meyal anımsıyorum. Annem, babam, Bb'b nine, ziyarete gelmiş bazı amcalar, sonradan ata dönüşen Bay Hnw ve biz küçükler, orada, her zamanki yerimizde duruyorduk. Bulutsuların üstünde, bunu sanırım birkaç kez daha anlatmıştım, yamyassı uzanırdık, kimisi buna yatmak derdi, kımıldamadan dururduk, o ne yana dönerse, biz de o yana dönerdik. Ama dışında yatmazdık, anlıyorsunuz değil mi? Yani bulutsunun yüzeyinde; yok hayır, orası çok soğuk olurdu; altına giriyorduk, sanki akışkan ama kumlu bir maddenin içine sokulmuş gibi. Zamanı ölçmenin imkanı yoktu; bulutsuların dönüşünü ne zaman hesaplamaya kalkışsak tartışma çıkardı, çünkü karanlıkta bir kerteriz noktası yoktu; sonunda olan olur, iş kavgaya dönüşürdü.
Sayfa 31 - YKY
Reklam
Hizmetçi kadın, "Başımıza gelenleri duydun mu efendim?" dedi Şvayk'a. "Sevgili Ferdinand'ımızı öldürmüşler!" Şvayk, yıllar önce ahmaklığı heyet raporluyla resmiyet kazanınca ordudan ayrılmak zorunda kalmış, köpek satıcılığına başlamıştı; soysuz hilkat garibelerini millete soylu köpekler yutturuyordu. Köpek satıcılığının yanı sıra bir de romatizma ağrılarıyla uğraşan Şvayk, kafuruyla dizlerini ovarken, " Hangi Ferdinand, Bayan Müller?" Diye sordu. "Benim bildiğim iki Ferdinand var. Biri Eczacı Pruşa'nın çırağı Ferdinand; bir gün yanlışlıkla bir şişe zaçyağı içmişti. Öbürü de Ferdinand Kokoşka; köpek boku toplar hani. İkisinin de ölümü kayıp sayılmaz."
Sayfa 1 - Can
Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehirde, Kristiania'da aç sefil sürtüyordum o günlerde.
Sayfa 1 - Varlık
Geri14
68 öğeden 61 ile 68 arasındakiler gösteriliyor.