Uyanıyorum: Sadece düşünceler var burada, sadece düşüncelerim var, onları yaşıyorum ben. Ne yaşıyorsam olan bitenden zannettim senelerce, kahretsin! Üzüntümü, kahırlarımı, acılarımı, onca acıyı, gözyaşını, korkuyu, daralmayı, o boktan yılları hep yaşam verdi bana zannettim. Hep başkalarının yaptıkları sandım, olan biten sandım. Hepsi düşüncelerimin seyrettirdiği hayallermiş. Her yaşadığım ve inandığım, düşüncelerimin sonucu girdiğim hallermiş.
Çünkü her insan, zihninin elinde bir mahkum. İşte bu mahkumiyet nefesin sınırlandırılmasını da içeriyor. Ancak zihninin izin verdiği kadar nefes alabiliyorsun. Zihinden özgürleştiremedikçe nefesini, gerçekten nefes alması mümkün değil insanın.
İnsan çok değerliydi. Değerini bilip, değerini yaşama geri vermeli ve tekrar değer almalıydı böylelikle. İşte bu yüzden herkes olmaya geldiğinin hep daha iyisini olmayı hedefleyip, yapmaya geldiğinin en iyisini yapmaya çalışmalıydı bu dünyada.
"Eh, beni ilgilendirmez," dedi. "Ben meraklı bir insan değilimdir."
"Bok değilsin. Burnunun kocamanlığından belli onu her işe sokmaya meraklı olduğun. Bostana girmiş koyun gibi kokladın durdun beni de."