Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

amokosucusu

biliyorsun.
ben artık ne pes ediyorum ne de ardından bakıyorum. Artık kendi yolumu çizme vaktim geldi ve geçiyor bile. Bir zamanlar senden başka bir çıkış kapımın olmadığını düşünürken şu an içinde bulunduğum hayat ne kadar aptal olduğumu gösteriyor. Aptal değildim belki, ancak ufaktım ve hayatım sadece senden ibaretti. Büyüdüm ve kendi değerimi anladım. Kendi değerimi anladıkça senden bir adım da uzaklaşıp kendime bir adım daha yaklaştım ve şimdi hayal bile edemeyeceğim kadar sakin ve huzurlu bir hayat yaşıyorum.
Reklam
OKUMA ARKADAŞI
Bu bir okuma arkadaşı ilanıdır ‼️‼️‼️ Arkadaşlar valla kitabı okuyup okuyup kendi yağımda kavrulmaktan yoruldum, 20- 23 yaş arası kitap zevklerimizin uyuştuğu bir okuma arkadaşı istiyorum (yaş aralığı gevşekliğim yüzünden çok büyüklerle konuşurken geriliyorum)
Bazen yorulduğumu hissettiğim anlar oluyor. Adım atmaktan ve düşünmekten yoruluyorum. Bir ağaç dibine geçip dinlenmek istiyor her zerrem. Sonra arkama bakıyorum, arkamda yarış devam ediyor. Mecburen devam ediyorum ben de. Katlanmaya çalışıyor ve günden güne anlamadan kendi benliğimi yitiriyorum. Duyguları gizli bir insanım ben, hemen her şeyi anlatamam. Zorlanır, kızarır ve gücenirim. İnsanlar hayatımın her döneminde benden duygularımı hemen ortaya koymam gerektiğini söyleyip düşüncesizce beni eleştirdiler, benden amansız ve saçma isteklerde bulundular. Hiçbir şeyi kabul etmediğim için de aptal durumuna düştüm. Eğer aptallık, içimde yaşadığım fırtınaları dışarı yansıtmadan tek başıma çözebilmekse, ben büyük bir aptalım ve aptallığımdan gurur duyuyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ela yum

Ela yum

@Elyumel
·
03 Haziran 2017 19:25
Standartların dışına çıkmış bir kitap.. farklı. Bana göre Rainbow Rowell bu kitapda, olması gereken diye bir şey olmadığını çok güzel anlatmış. Farklı olmanın ayrıcalık olduğunu. Aynı Elenor ve Park gibi. Birbirini tamamlayan, eğlenen, kaset çalarlarından müzik dinleyen, çizgi romanlarını paylaşan muhteşem bir çift onlar. Sıradan lise kitaplarındaki güzel, zayıf, manken gibi olmasına karşılık sakar, masum ve hiç bir şeye kafası basmayan kızlardan değil Elenor. Ve yine sıradan lise kitaplarındaki yakışıklı, zengin, yapılı ama kimseyle konuşmayan, kızlara ve çevresindekilere iğrenç davranan bir kötü çocuk da değil Park. Yine sıradan lise kitaplarındaki gibi önce kavgayla başlayıp sonra mütiş bir aşk yaşayan gençlerden değiller onlar. Bu kitap her şey olabilir ama kesinlikle sıradan değil.
Bugün doğum günüm. Bir yaş daha büyüdüğümü belki kabullenemiyorum ancak hissediyorum. Düşüncelerimi daha mantıklı yerlere çekebiliyor, kendime istediğim kadar vakit ayırabiliyorum. Bir yıl bir insanı ne kadar değiştirirse o kadar değiştiğimi hissediyorum. Geçen yıl senin için yazdığım yazıya baktım ve kahkaha attım az önce. Aptallık etmekten başka bir şey yapmamışım. Salak gibi doğum günümü kutlamanı beklemiştim geçen yıl, kutlamamıştın. Bu yıl senden bir beklentim yoktu ve sen kendi ayağınla bana geldin. Her şey için çok geç. Ben değiştim. Artık aptal değilim.
Reklam
Günün sonunda yine kendinizden başka dayanağınız olmadığını fark ettiğiniz gün akıllandığınız gündür.
Üç ay üstüne tekrardan yazıyorum, ancak biten aşkım ya da acılarım yüzünden değil. Bu satırları kendi benliğime yazıyorum. Olumlama falan da değil, sadece içimi kendime döküyorum. Dinleyen pek kişi yok zaten.
Çiçeklere bakmanın iki yolu vardır; ya onları bir saksıya koyarsın ya da onlarla yolda buluşursun. Ben ikinci yolu seçiyorum.
Arkadaşlar, çıkmaza düştüm. Kitap önerisi olan var mı?
Bir yalan eksik bir yalan fazla, Nasıl olsa döner dünya.
Reklam
Günüm güzel geçiyor artık. İstediğim her şeyi yapmak için ufak tefek çabalar sarf ediyorum. Kendime yeni bir hayat kurdum, düzenli, hevesli ve mutlu olmayı hak eden bir hayat. Berbat olmaması için çabalamak istiyorum, berbat olmasın ve bana iyi gelsin istiyorum. Spor yapmaya başladım, bedenim rahatlıyor, daha az düşünüyorum. Kitap okumaya ağırlık verdim, seni değil de kitap karakterini düşünüp seni kolayca unutabiliyorum. Acı verici geçer sandım bu süreç, ama gayet güzel geçiyor. Bilseydim ki seni unutmak bana çok iyi gelecek, bana ihanet ettiğin ilk gece seni unutmak için kendime yeni bir hayat düzeni kurardım. Ne kadar da aptalım... Artık kendi yolumda emin adımlar atacağım. Sen bile şaşırıp kalacaksın. Ben de sana katıla katıla güleceğim. Yüzüne karşı. Ne düşünür kaygısı gütmeden. Yapamam dediğim her şeyi senin inadına yapacağım. Gözüne sokacağım. Belki o zaman kim, ne ve nasıl olduğumu anlarsın.
Doğum günümdü. Beni duymuş olmalısın ki bana ne hediye aldın ne de aradın. Oysa arayacağına dair söz vermiştin. Yalancı olduğunu öğreneli yıllar olmuştu ama yine kendimi kandırmaktan alı koyamadım. Kuru bir doğum günü ve samimiyetsiz bir kalp ile geçiştirdin, üstüne de görüldü attın. O an dedim ki, iyi ki senden vazgeçtim, iyi ki senden gitmek için çaba sarf etmeye başladım. Yeni yaşıma seni düşünerek girmedim, ancak senden vazgeçmeyi diledim. Kararım kesin, yıllarımı gerekirse çöpe atacağım, sana olan tüm hislerimi hatta arkadaşlık duygumu bile sökeceğim. Hak etmiyorsun, hak etmediğini bilmiyorsun. Seni hemen şıp diye unutacak değilim ancak tavırların gidişatı kolaylaştırıyor. Teşekkür ederim, senden vazgeçmeme olanak sağladığın için. Bunu bilmeden yapıyorsun. Bunu da biliyorum. Ayrıca sormak istiyorum, kahve lezzetli miydi? Duygularımı söndürürken içtiğin kahve lezzetli olmalı. Umarım öyledir. Afiyet bal şeker olsun. Bende afiyet bal şeker bırakmadın.
Ben artık pes ediyorum. Beni sevebileceğin düşüncesini aklımdan çıkarıyorum. Çünkü öyle bir şeyin olmayacağını kesin ve net bir şekilde anladım. Ağzım kulaklarımda, ancak canım çok fazla yanmaya başladı. Katlanamıyorum, bağıramıyor, çağıramıyor, asla kendimi duyuramıyorum. Bu da beni içten içe çürütüyor. Beni sevmeyeceğini bugün bir kez daha anladım ve sonunda buna ikna oldum. Pes ediyorum, artık seni sevmeyecek ve yakandan düşeceğim. Aslında seni rahatsız etmeden sevmeyi öğreneli çok oldu ama neyse. Seni rahatsız etmeden yakandan da düşerim. Onursuz ve gurursuz değilim. Cesaretsiz ve korkağım. Kendimi başkaları ile kıyaslayan aptalın tekiyim. Bugün fark ettim ki başkaları kazandı, ben kaybettim. Senden vazgeçiyorum, 7 yıldır bana dost olduğun için, bilmesen de ilk aşkım olduğun için teşekkür ederim. Beni sevmeyeceğini bildiğim hale seni sevdiğim için kusura bakma. Aptalın tekiyim işte. Bu akşam son kez senin için ağlayacağım, yarın uyandığımda seni aklıma getirmek yerine hayatıma bakacağım ve sonunda seni unutacağım. Senin haberin olmayacak ama ben bunu yapacağım. Perşembe günü doğum günüm, senden sadece beni aramanı istemiştim, arama. Hediye de alma. Hiçbir şey istemiyorum senden. Çünkü bana attığın her adım gidişimi zorlaştıracak. Daha çok ağlayacağım. Şu an içim buruk, gözlerim dolu. Öylece telefona bakarken bu satırları yazmak ve içimi boşaltmak istedim. Eğer buraya yazmazsam içim çürümeye devam edecek. Aptallık yapmayı bırakıyorum, seni sevmeyi bırakıyorum. Bilmediğin o aşkı kendi içimde bitirip kendime yeni bir sayfa açıyorum. Kendine iyi bak demeyeceğim, yeteri kadar iyisin zaten.
Fangirl
Fangirl
Fangirl
Eleanor & Park'ı ilk bitirdiğimde yazarı araştırdım, o sırada fangirl gözüme ilişti. Bütçeme göre o zamanlar çok pahalı geliyordu. Okumak için çok hevesli olsam da alıp okuyamamıştım. İçimde ukte kaldı. Sonra artık nasıl denk düşürdüysem uygun fiyata kitabı satın aldım ve okumak için gerçekten en müsait olacağım ana kadar bekledim. En başında karakteri tam olarak oturtamasam da kitabın içine daldıkça her şey daha anlaşılır, daha net ve daha sevimli geldi. Rowell'ın yazış tarzına her zaman hayrandım, beni yüz üstü bırakmadı. Levi ve Cath gerçekten çok tatlı bir ikili. İkisinin sevgisini ben bile hissettim.
Kitapların bu denli pahalı oluşu beni çok fazla üzüyor
mr.sunshine
Nereye gidersen git arkanda durmak istedim. Ancak beni bekleyenin seninle yollarımızın ayrılması olduğunu bilmiyordum. Seninle attığım her adım dünyalara bedeldi. Seninle geçirdiğim her an bir piknikten farksızdı.