Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yasin Elbir

Yasin Elbir
@Kuzeyde_bir_yerlerde
Üç nokta bir ünlem ve sayısız soru işareti...!?
Nihat: "Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!" dedi. Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: "Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..." Nihat güldü: "Gördün mü? Derhal sapıtıyorsun. Hayatta hiçbir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hâkim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır? Hayatını bu gayeye vakfet, görürsün, nasıl birdenbire canlanacaksın!'
Sayfa 45 - YKYKitabı okuyor
Reklam
İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yapayalnız....
Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Hiç de fena değildi :))
''Yazık.'' dedi hoşgörülü bir tavırla, ''Saldırı hiç de fena değildi. Bir amatöre göre bu bey, oldukça yetenekli.''
Sayfa 92 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yok, hayır, olamaz..
Dünyada beni sorgulamayan ya da bana işkence etmeyen bir insan kalmış mıydı gerçekten?
Sayfa 74 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Tüm derdimiz aynılık değişmezlik kalıplaşmışlık değil mi..?
Oysa burada yerinden kımıldamayan aynı şeylere bakıyordum, aynı, hepsi aynı, iğrenç derecede aynı.
Sayfa 52 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yalnız kalıyordu. Yalnız. Yapayalnız...
Yapabileceğim, duyabileceğim, görebileceğim hiçbir şey yoktu, etrafımda sadece hiçlik, mekânsız ve zamansız bir boşluk vardı. İnsan bir aşağı bir yukarı gidip geliyordu, düşünceler de bir aşağı bir yukarı gidip geliyordu, sürekli gidip geliyordu ancak düşünceler ne kadar temelsiz gibi görünseler de bir dayanak noktasına ihtiyaç duyarlar, aksi takdirde anlamsızca kendi ekseni etrafında dönmeye başlarlar, onlar da hiçliğe tahammül edemezler. İnsan bir şeyler olmasını bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ama hiçbir şey olmuyordu. Tekrar ve tekrar bekliyordu, hiçbir şey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyor, düşünüyor, düşünüyor, ta ki şakakları ağrıyana kadar düşünüyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yapayalnız.
Sayfa 48 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Benim kim olduğumu biliyorsunuz sizin kim olduğunuz beni ilgilendirmiyor.
Sakin ver rahat bir ifadeyle masaya yaklaştı. Kendisini tanıtmadı sanki içinden "Benim kim olduğumu biliyorsunuz sizin kim olduğunuz beni ilgilendirmiyor." der gibiydi.
Sayfa 28 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Hayatta kendisini düşüncesizce kabul ettirmeye alışmış ve gerçek başarıdan şımarmış olan bu kendi kendini yetiştirmiş adam, üstünlük duygusuna öyle alışmıştı ki karşılaştığı her direniş ona münasebetsiz bir isyan ve neredeyse bir hakaret gibi geliyordu.
Sayfa 23 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Gerçek satranç oyuncuları
Satrancı, sözcüğün gerçek anlamında "oynuyordum", oysa ötekiler, yani gerçek satranç oyunculan bunu "cidden" yapıyordu.
Sayfa 22 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Satranç
Tüm karşıt çiftlerin tek seferlik bir- leşmesiydi, hem çok eski hem de sonsuza dek yeniydi, mekanikti ama sadece hayal gücüyle etkili olabiliyordu, geometrik bir alanla kısıtlanmış ancak kombinasyonla- rıyla da sınırsızdı, kendini sürekli geliştiren ama durağandı, hiçbir yere götürmeyen bir düşünmeydi, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematikti, eserleri olmayan bir sanattı, özü olmayan bir mimariydi...
Sayfa 19 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Cenab-ı Halil:(Hz. Ibrahim) -Saadet, çalışmak, kazanmak ve kazancını hemcinsiyle paylaşmaktadır. Cenab-ı Kelim:(Hz. Musa) _ Saadet, nefsini firavun ihtirasattan kurtarmaktadır. Cenab-ı Adem:
Sayfa 159Kitabı okudu
Gün Doğuyor
Dili çözülüyor gecelerin. Gölgeler kaçışıyor derine. Alıp sihrini bilmecelerin: Gün doğuyor şehrin üzerine. Korkarak şekl'alıyor bacalar, Gün doğuyor şehrin üzerine. Bakıyorlar günün gözlerine
Bana yarattıklarını sen de yaşa, bu ban yeter.
Aldığın gönül ahımla nereye kadar gidersin bilmiyorum: ancak hiç kimsenin, yaşatığını yaşamadan ölmeyeceğini çok iyi biliyorum. Sana beddua etmiyorum; ama beni düşürdüğün duruma sen de düş, hatta böyle inceden düş. Bana yaşattıklarını kendin de yaşa isterim. Vicdan yok- sunu değilim. Bak, tüm samimiyetimle söylüyorum: Kötülüğünü asla istemem. Ama canımı yaktın ya, senin canın da yansın. Diyeceğim o ki ne az ne çok... Ne eğri ne doğru... Tam ortası... Sadece yaşattığın kadarını yaşa. Fazlası sana zarar, bana günah. Bana yaşattıklarını sen de yaşa, bu bana yeter.
Hayatımda hiç âşık olmadım ama sana çok kötü bağlandım ben. Kördüğüm oldum.
Tek tarafl sevmek kadar kötü bir şey yok bu hayatta. Acıların evreleri vardır, bilirsiniz. Benim acım kaçıncı evredeydi bilmiyorum ama hissettirdiği işlevi çok büyük hasarlara yol açmıştı içim de. Her gün çalıştığı yere gittim, belki görürüm diye evinin olduğu sokağa gittim. Belki oturduğumuz banktadır diy her zaman buluştuğumuz parka gittim. Havuçlu, tarçın keki çok severim. Sırf onu görme bahanesiyle kaç defa h vuçlu, tarçınlı kek yapıp o bahaneyle işyerine gittim. Bir film izlediğimde sonra onunla da izleyebileyim di not aldım. Bir şey tattığımda onsuz olmasın diye her se rinde bir parça ona da ayırdım. Ama inançtı bu. Histi. İçi den gelmese asla olacak şeyler değildi. İçimden geldi, ben hepsini yaptım. Ben onu, onsuz sevmeye alıştım. Bu da beni ayrı yıprat mıştı. Gün geçtikçe bu acıların katlanılamaz ve dayanılamaz bir hal aldığını fark ettim. Lakin tek taraflı sevmekten ba ka bir şansım yoktu. Üzerime düşeni fazlasıyla yaptım. Ber Elif in anlattıkları doğruysa benim günlerim ve aylarım boşa gitmişti; çünkü bir kadın sevdiği adamı kalbine hapsedip, tüm kapıları kilitleyip, anahtarı da denize atmışsa o adam gibi sevemez hiç kimseyi. O hiç kimse burada tam olarak bendim sanırım. Oysa ben hiç kimse olmak değil de onunla bir gün ge- çirdikten sonra kokusunun her yerime sinmesini isterdim. Mutlu olmak için bununla bile yetinirdim.
124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.