Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kezban Kırgöz

Yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?
Reklam
Nöbetçilerden birisi uçurtmaya nişan aldı. Ateş etti. Vuramadı. O zaman ben ağlamaya başladım. ''Vurmayın uçurtmayı, ne olur vurmayın!'' diye bağırmışım. Müdür daha bile çok kızdı. ''Vurun diyorum!'' diye kükredi. Öbür nöbetçi de ateş etmek istedi ama galiba onun silahı çok ıslanmıştı. Ateş almadı. Müdür öfkesinden yerinde zıplamaya başladı. Tıpkı beyaz saçlı amca gibi. O amca da kitaba kızmıştı böyle. O amca kitaptan korkmuştu; müdür de uçurtmadan korktu galiba. Uçurtmanın müdüre ne zararı olur İnci? Müdür neden ille de onu vurmak istiyor?
Kuşlar tutsak yaşayamazlarmış. Ya çocuklar, İnci? Onlar tutsak yaşayabilirler mi?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Belki de yalnızca benim anlayamadığım mektuplar geçiyordur demir kapıları...
Dünyanın en medeni milletlerinden biri olan Almanların 1933 ve 1938'de meydanlarda yığınlar halinde kitap yakmaları, kitap yakmanın muasır medeniyet seviyesine varmak için ne kadar önem taşıdığını gösteriyor. Almanların zararlı kitaplardan sonra zararlı insanları da yakmış olmaları ne kadar isabetli! Büyüklerimin bana göstereceği zararlı kitapları ve zararlı insanları yakabilmek için bir an önce büyümeye can atıyorum.
Reklam
Hep çocuklara mı düşer annelere anlayış göstermek, İnci?
Sen Filiz'i tanımazsın. Sizin koğuşa yeni geldi. Kitap okuduğu için getirmişler. Hani kitap okumak güzeldi? Ben buradan çıkınca kitap okursam beni yine geri getirirler mi? Ben de o zaman kitap okumam. Sen artık hiç kitap okumuyor musun? Bazen seni çok özlüyorum. Keşke kitap okusa da geri gelse diyorum. Ama o zaman annen üzülür. Sen yine de okuma istersen. Belki ben senin yanına gelirim.
Özgürlüğe çölde kalmış bitkiler gibi susamışız.
Hani yalan söylemek kötüydü, sen niye söylüyorsun İnci? ''Yalanlar kendi aralarında ikiye ayrılır,'' diyorsun bana. ''Gerekli ve gereksiz yalanlar. Bu gerekli bir yalan.'' Ama ben de kendi söylediğim yalanları gerekli buluyorum. Kızıyorsun bana: ''Çocuklar yalan söylememeli. Onlar gerekli ve gereksiz yalanları bilemezler henüz.'' Eh ne yapalım... Ben de büyüyünce söylerim.
Reklam
''Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar'' dedim. ''Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!''
İnsanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi. Mutlu olabilmenin tek şartı ''unutmayı'' başarabilmekti.
...insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı.
..."Peki Üstat, ya çirkinlik? Hiç söz etmiyorsun bundan." "Dostum, kim seni konuksever olmamakla suçlayabilir, evinin önünden geçip de kapını çalmıyorsa? Kim seni sağır ve dikkatsiz yerine koyabilir, senin anlamadığın bir dille sana sesleniyorsa? Senin çirkinlik dediğin şey, senin hiçbir zaman ulaşmaya çabalamadığın şey değil midir, senin hiçbir zaman girmek istemediğin yürek değil midir? Eğer çirkinlik varsa, gerçekte, gözlerimizi kapatan kabuklardan ve kulaklarımızı tıkayan balmumundan başka bir şey olamaz. Bir ruhun kendi hatıraları karşısında duyduğu korkudan başka hiçbir şeye, dostum, çirkin deme! "
İçinizde ölümsüz olan her şey güne ve geceye karşı özgürdür, ne tutulabilir ne de zincire vurulabilir.
1.049 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.