Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Rodeon
Rodeon
@Layemuth
28 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Kitap Yazamamak
Bir tesadüfle elime geçen bu kitabı şintoizmle ilgili bölük pörçük bilgilerimi güçlendirsin diye hemen okudum. Fakat ne yazık ki kitap genel itibarıyle kötü hatta yazarı beni bağışlasın; alelacele ve google taramasıyla yazılmış gibi durduğundan berbat ötesi kategorisinde bile değerlendirilebilir. Kitaptan şu paragrafı aktarınca ne demek istediğim daha iyi anlaşılır sanıyorum: "...Japonların kim olduğu, nereden ve ne zaman geldiği, ülkenin kurulması gibi soruları yanıtları Japon tarihinin ilk yazılı kaynaklarından öğrenmekteyiz. Japon mitolojisinin ilk yazılı kaynakları iki kaynakta toplanmış olup bu kaynaklar japon kültürünün sonraki kuşaklara aktarılması adına önemli kaynaklardır. Japon tarihinin bu önemli kaynaklarından ilki..." İşte bu denli bir kötü türkçeyle ve dile yapışan bir kaynak sözcüğüyle kitap ne akıyor ne bir yere gidiyor velhasıl.
Rûya bütün çektiğimiz
Tümüyle; baştan sona rûya diliyle kodlanmış ve tıpkı rûyalarımız veya uyku öncesi kurgularımız gibi gelişigüzel ilerleyen yapısına rağmen güçlü anlatım diliyle başarılması güç bir şeyin üstesinden gelindiğini söyleyebilirim. Konuların, olayların birbirine ustalıkla iliştirildiği ve okurken müstakil bir kadın mizahına ve duyarlılığına da minik sürprizlerle ayrıca tanık olduğum, okumaktan keyif aldığım, çok başarılı bulduğum bir tür astral seyahat tadında usta işi güzel bir roman.
İrticalen yapılan ve Lacan'ın o pek ünlü anlaşılmazlığı ile de bezeli seminer notlarından derlenmiş bi mini kitap dinin zaferi. Lacan sözlüklerini bile anlaşılmaz bulan benim gibiler için elbette okunması, muradının anlaşılması zor. Ne ki bi tür ilhamla ilerleyen bu anlam dünyasında el yordamıyla Lacan'dan devşirdiğini sandığın bi kaç şey de bütünün kavranılmamasından doğan huzursuzluğu maalesef dindirmiyor. Ama Lacan, bilinçle inşa ettiği bu dilin sezgisel kavrayışı güçlendirdiğini ve bunun enetelektüel bilinçte daha sağlam bir zemin teşkil ettiğini düşündüğünden olsa gerek, çetrefil tarzını, âtide bir gün mutlaka anlaşılacağına dönük inancıyla bu seminerinde de inatla sürdürüyor.
Psikanalistin günah çıkaran bir papaza nazaran daha az avantajlara sahip olduğunu, bir ömür biçtiği psikanalizin, tüm yararlarına rağmen günlük yaşama dair soruların yanıtlanmasında, dinin sunduğu olanaklara sahip olmadığını savunduğunu söyleyebilirim. Bilimin insana sunduğu soluk ve soğuk yanıtların dine kaçışı hızlandıracağını ve (dijital çağı ıskalayarak) televizyonun hakimiyetini insanlık için temel sorun saymasını, tv den kopuşun insanları dine daha çok yönelteceği gibi görece fos çıkan öngörülerinin tutmamasını da, kendisini filozofiyle ilgili görmediğini söyleyen Lacan için mazur görülebilir bir uzgörü noksanlığı sayabiliriz.
Okur Takip Önerileri
Darwin
Bir tür paşa çocuğu veyahut hanım evladıyken ve deniz tutması gibi sağlık sorunları da yaşamasına rağmen zor ve çetin şartlarda beş yıl, evet tamıtamına beş yıl yelkenli gemilerle denizleri dolaşmış, binlerce değişik türdeki canlılardan, yumuşakçalardan, kuşlardan, kelebeklerden örnekler toplamış bir insana bu topraklarda saygı yerine oturduğu yerden öfke saçılması aklın alabileceği bi şey değil.
Dai bando
Klasik denince ilk sıralarda adı nedense anılmayan ama bunu fazlasıyla haketmiş ve genel olarak kendine özgü bir hristiyan anarşizmine göz kırpar gibi duran; aşka, hayata, ölüme, insanlığa dair sözleri, capcanlı karakterler üzerinden içten bi dille anlatmayı başarabilmiş enfes, tavsiye edilesi, okunası, okunası okunası bir romandır. Okuyun ve okutun derim.
