Yine yapmış yapacağını bu yazar. İlk tanıştığım eseri Patasanaydı. Ve bu kitapla yazarın sıkı takipçisi oldum. Uzun süre yazarı okumaya ara verip farklı yazarları okumaya başlamıştım. Uzun süre sonra bu kitabıyla aynı tadı aldım. Mitoloji, arkeoloji ve polisiye. Üçü bir arada enfes lezzet :) Ahmet Ümit hayranları muhakkak ki bayılacaktır bu esere.
Livaneli’nin diğer kitaplarına kesinlikle benzemiyor. Bir olay hem üçüncü tekil kişi hem de birinci tekil kişi tarafından kaleme alınıyor. Ama her nasılsa birinci tekil kişi ile yazılan bölüm beni daha çok içine çekti. Gerçekten güzel bir kitaptı. Alışılmışın dışında. Ödülü hakettiğini düşünüyorum. 29 yıllık bir emek var ortada ve bu gerçekten belli.
Konuya değinecek olursak, Türkiye’de yaşanılan karışıklıklar sırasında ülkeden kaçıp gittikleri ülkede mülteci konumuna düşen bir grubun intikam mı bağışlamak mı konusu arasında cebelleşip, öylesine bir yaşam sürmesi anlatılıyor.
Kitabın sonunda yazarla ana karakterin küstüklerini okuyup bir an olaylara kendimi kaptırıp üzüldüm. Sonrasında bu romanın da SiriKit ve Geyikten farkı olmadığını kendime telkin ederken buldum. Bende Sami Baran olmuştum :)
Ben bu türü oldukça sevdim. Yazarın diğer kitaplarını da hiç kuşkusuz sipariş vereceğim. Okuyun, okutun.