Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Madina

Madina
@Madinasdream
International relations and economics, political science
15 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Yastığını koklaya koklaya öğrendim İnsan bir kere ölmüyormuş meğer…
Reklam
Boşluk kendine çevirdi beni. Her şey ağırlaşıyor. Her şey soğuyor. Belki de hiçlik bu. Sen orada yalnız kalma diye burada konuşup duruyorum. Canımın burcu. Kirpiksiz gülüm. Merhametine sığındığım kadın. Senden bir parmak yüksekte aldığım her soluk kalbimi kurutuyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.
Tasavvuf yolunun temizliği ve ilk şartı, kalbi Allahu Teâlâ’nın dışındaki her şeyden (mâsivâdan) temizlemektir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Bizi tek başımıza bırakın, elimizden kitapları alın o saat şaşkına döner, ne yana gideceğimizi, kimden yana çıkacağımızı, kimi sevip, kimden nefret edeceğimizi bilemeyiz.
Sayfa 139Kitabı okudu
Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir?
Sayfa 135Kitabı okudu
Ruhumun, vicdanımın derinliğinde bir türlü sakinleşmeyen, bütün varlığımın yakıcı bir hüzünle dolmasına sebep olan bir köşe vardı.
Sayfa 117Kitabı okudu
İnsana yalnız keder, acı batar da saadetimizi fark edemeyiz.
Sayfa 103Kitabı okudu
Hayat, kederiyle, acısıyla da güzeldir. Yaşamak nasıl olursa olsun arzu edilir.
Reklam
Evde en çok okumakla vakit geçiriyordum. Böylece içimde kabaran duyguları dış etkilerle bastırmak istiyordum. Okumak bana uygun tek dış etkiydi. Okumaktan şüphesiz çok faydalanıyordum: Kitaplar bana zevk, heyecan, ıstırap veriyordu.
İyiyi, “güzel ve yüksek şeyleri” ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlerine battım, sıkıştım kaldım içlerinde. Bundaki önemli nokta, bu halimin tesadüfi değil de, adeta kaçınılmaz bir nitelik taşımasıydı. Sanki bu hal bir hastalık, bir düzensizlik değil, benim doğal halimdi; sonunda buna karşı koyma isteğim bile kalmamıştı.
Ben doğrusu bir şeylerin değişebileceğine inanmıyorum. Çünkü değişmesi gereken şeyler, artık değişemeyecek kadar uzun bir zamandır sürüp gidiyor.
Kendimi tanımlaması zor bir durumun içinde buluyorum, zaten bir yandan da içinde bulunduğum durumu tanımlamak gelmiyor içimden. "Çok konuşuyorsun" diye kendimi paylıyorum. "Çok dinliyorsun, çok fazla kahve içiyorsun, yabancı odalarda çok uzun oturuyorsun, gereksiz şeylere çok fazla kafa yoruyorsun, çok fazla umutlanıyor, kendini çok fazla avutuyorsun."
Kimsenin kendi suçunu açıkça ortaya dökmek zorunda olmaması ne harika bir şey. Öte yandan insanın suçunu her gün kendi içinde görmek zorunda kalması ne korkunç.
Sayfa 100Kitabı okudu
Ben her zaman bizi yaşlandıranın geçirdiğimiz yıllar değil, yaşadığımız deneyimler olduğunu düşünürdüm.