bir sevgi, bin sezgi.
lütfen duy sesimi, sağır kulaklarım, sesimi duyamıyorum.
and i dont want your pity.
sanırım benim ayak izlerimde bir sorun var, arkamdan gelmiyorsun?
lütfen beni silüete dönüştür.
neden böylesin? hangi sigaranın külüsün? sus lütfen, konuşsaydın bunu söylerdim. ama.. sen zamanı güzeldi. güzeldi zaman. hangi zaman, ne zaman?
düşünmese 1 gün de bu kafa.
ellerimde minik yırtıklar, yazmaktan parmak uçlarımın deformesi,
kağıt sen kokuyor.
bu yüzden kahve döktüm üstüne,
şimdi daha çok sen kokuyor.
Ne akıntıya karşı yüzebiliyor ve ne akıntıya kapılabiliyor bunun sıkıntısını taşıyor yalnızca
Okur Takip Önerileri
"Eşya kendi başına o kadar ilginç değil; çevresi yaratır onu.." Eşyaların birbiriyle ilişkileri bir yana, aynı şeyi her birimiz için söylemek mümkün; çevremiz yaratır bizi, dostlarımız, düşmanlarımız; belki dostlarımızdan fazla düşmanlarımız.
Sayfa 71
“ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? ilgilenir misin insanlarla, yalanla, yalnızlıkla? geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat,daha makul değil miydi
Sayfa 41Kitabı okudu
