Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1 Melek

1 Melek
@Melek_cetin
Lisans
Malatya
Malatya
28 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
Sen
En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını yer yer tırnaklarımla kazıdım hatıralarımın camını.. En güzel günlerimin üç mel'un adamı var:
Baharda kışı, Kışın da baharı özler insan. Ne uzaksa onu özler… Kavuşmak şart mı ? Boşver! Bazı şeyler yokken güzel…
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acıyor Mutsuzluktan söz etmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun sevgim acıyor Biz giz dolu bir şey yaşadık
“öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. ellerimde koparmaya çalıştığım, zincirlerden kalma yara izleri yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun. gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın. yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde. hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi, hiçbiri bağlayamamış olsun geceyi sabaha. hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun. hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde. hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun. ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile. dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bir ada yeterince. yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane. unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım, sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın…”
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
Bütün Şiirleri
Bütün Şiirleri
Reklam
Bir Eflatun Ölüm kırgınım, saçılmış bir nar gibiyim sessiz akan bir ırmağım geceden git dersen giderim kal dersen kalırım
CENGE GİDERKEN Ben bir Türk'üm dinim, cinsim uludur Sinem, özüm ateş ile doludur İnsan olan vatanının kuludur Türk evlâdı evde durmaz, giderim. Bu topraklar ecdâdımın ocağı Evim köyüm hep bu yurdun bucağı İşte vatan! İşte Tanrı kucağı! Ata yurdun evlâd bulmaz, giderim. Yaradanın kitabını kaldırtmam Osmancık'ın bayrağını aldırtmam Düşmanımı vatanıma saldırtmam Tanrı evi viran olmaz giderim. Tanrım şâhid duracağım sözümde Milletimin sevgileri özümde Vatanımdan başka şey yok gözümde Yâr yatağın düşman almaz, giderim. Ak gömlekle gözyaşımı silerim Kara taşla bıçağımı bilerim Vatanım için yücelikler dilerim Bu dünyada kimse kalmaz, giderim.
Mehmet Emin Yurdakul
Mehmet Emin Yurdakul
Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
Bugün Ve Bugün Öyle çabuk geçiyor ki günler Hele sen de bir bak hayatına. Daha dün doğmuşuz sanki Yeni okula başlamışız Yeni sevmişiz Öyle çabuk geçiyor ki günler Hele sen de bir bak hayatına Yarın bitecek sanki her şey Yarın ölecek gibiyiz. Daha doymamışız yaşamasına Günlerimiz dün bir, bugün iki Sakın bir şey bırakma yarına Yarın yok ki.
Bir Kapı Önünde
Bir Kapı Önünde
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Acıyor
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun sevgim acıyor Biz giz dolu bir sey yaşadık onlar da orada yaşadılar Bir dağın çarpıklığı bir sevinç sanarak
Reklam
8.10 Vapuru / Cemal Süreya Sesinde ne var biliyor musun Bir bahçenin ortası var Mavi ipek kış çiçeği Sigara içmek için Üst kata çıkıyorsun Sesinde ne var biliyor musun Uykusuz Türkçe var
Tanrı beni ilk başta sana kul yaptı, sonra Keyfine el koymamı yasak etti Ya da özlem duymamı hesaplı zamanlara: Kölenim ya, boş vaktin olsun diye bekletti. Ah, bırak katlanayım, el pençe divan: değer, Senin özgürlüğünün tutuklu yokluğuna; Her mihnete sabreder, her azara baş eğer, İncittin diye hiç suç yüklemez bile sana. Sen nerede olursan ol, yetkin güçlü, özgürsün; Hâkimsin dilediğin gibi kendi vaktine: Canın neyi isterse varsın o keyfini sürsün, Kendine suç işlersen kendin bağışla yine. Beklemek cehennemdir, ama beklerim seni, İyi kötü demeden suçlamadan keyfini. William Shakespeare
William Shakespeare
William Shakespeare
Yalnızlığa Övgü Mutluluğun gözü kördür, Yalnızlık sağır. Ondandır biri tökezleyerek yürür, Öbürü uykusunda bile bağırır. Mutluluk yalnız kendisini görür; Unutur bu yüzden ilkin kendisini. Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür, Boyuna bekler dönsün diye sesini. Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter; Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz. Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur; Boyuna kapısına döner, açan olmaz. Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var.. Her ikisinin de saksılarında çiçek. Biri hep başka bir renkle solar, Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Adsız Bir Çiçek
Rengini dünyaya ilk defa sunan Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim Sevgilim Bana "sen bir şairsin" dediğin zaman. Yalnız sana yazıyorum bu şiiri İstersen bir şiir gibi okuma Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu Soğuklar başlayınca havalanıp Millerce yol katettikten sonra Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle. Ve yazmış olacağım bir de Her dönemde her çağda Sevdanın kendine özgü diliyle
Edip Cansever
Edip Cansever
Sonra
Bu düzenli yaşamalar olmasa diyorum Bu sabah kahvaltıları demli çaylar Kızarmış ekmek dilimleri Sonra giyinmek bir şey umarak aynalardan Sonra düşmek yollara son otobüse yetişmek Sonra çalışmak akşama kadar Sigara dumanları beylik konuşmalar Dört yanın taştan heykellerle dolu Kime seslenirsen sağır Ne yana bakarsan bir beyaz duvar Sonra
Bana Bir Şarkı Söyle Özledim sesini ne olur konuş Bir gül açtır zamanların ötesinden Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel Gök mavisinden, deniz mavisinden Bana bir şarkı söyle İçimde bir şey kımıldıyor
Reklam
Diyebilseydim
Anladım diyemem ki! Suçluyum Belki ben anlatamadım sana kendimi Tutuştum, yandım da yokluğunda her gece Yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi Her gün her dakika seni özlerdim Bitmezdi kederim senin yanında bile Susardım, gözlerime baktığın zaman Mermer bir heykelin çaresizliğiyle Oysa neler düşünürdüm sen yokken Sana kavuşunca neler söylemek isterdim Dakikalar bir ışık hızıyla geçerdi Ayrılık başlayınca ben biterdim En kötüsü beni koyup gitmendi O öyle bir yalnızlıktı anlatılmaz Hep yarım kalmış heyecanlar hazlar içinde Biterdi bir kış, geçerdi bir yaz Ve nice yıllar kovalardı birbirini Gözlerimde gitgide büyürdü mesafeler Bütün teselliler uzaklarda kalırdı Bütün çiçekleriyle solardı bahçeler Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın, ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün duyduğum gibi kal diyebilseydim
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Gülce
Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek
Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen Durgun sular gibi azalacağım Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen. Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince Yalnız gözlerime bak
GÖĞE BAKMA DURAĞI İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs
HER SABAH SENİNLE BAŞLAR Önce gözlerin girer odamdan içeri Sonra ellerin, saçların dudakların Bir bir hatırlarım Her sabah senin olan ne varsa Yüzüm aydınlanır Şarkılar söylemek gelir içimden
Her Gün Seninle
Güzel olan Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak Erimek yarını olmayan zamanlarda Durdurmak bir yerde bütün saatleri Bütün kuralları kırıp parçalamak Sonra varmak o yerlere Mevsimlere dur demek Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere Delicesine içmek Ve unutabilmek her şeyi ansızın Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak Güzel olan Sevmek seni Tanrılar gibi Seninle Tanrılaşmak...
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan