herkese selaam! ramazan akşamlarında iftar sonrası mayışıklıkla ne yapsam ne yapsam diye düşünürken, buraya yorum girmek güzel bir fikir gibi geldi... kütüphaneme eklediğim kitaplardan birinin yorumuyla başlayayım: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu.
yoruma başlamadan önce şunu söylemek istiyorum, eğer siz de benim gibi klasik kitaplara karşı ön yargılıysanız eğer Zweig'in kitapları tam da bu yargıları yıkmanıza ihtiyacınız olan şey. kitap ilk sayfalarından itibaren sizi içine çekiyor ve son noktayı koyana kadar merakla acaba ne olacak diye okuyorsunuz. adından da anlaşılacağı üzere baş karakterimizin kim olduğunu bilmiyoruz. küçük yaştan itibaren karşı daireye taşınan komşusuna aşık ve platonik olarak başlayan aşkın, kitabın ortalarından itibaren ağzınız açık okuyacağınız olaylara sebep olduğunu görüyoruz.
yorum işinde pek iyi sayılmazmışım... neyse okusanız çok seversiniz işte. yazarın kalemi dehşet akıcı.
"Birini sevmekle birinin acılarını sevmek çok farklıydı. Acılarını sevemediğiniz sürece, onları anlamadığınız sürece, onlara katlanamadığınız sürece, sevgi hiçbir şeye yetmiyordu."
Kitabı okurken sürekli kendime "Bunu Türk bir yazar yazdı." dedim çünkü karakterlerin isimleri bile Türkçe olmasına rağmen inanması güçtü. Harika bir kurgu, harika bir kalem, harika karakterler. Eline sağlık NG.