Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mutfaktaki sarı bez

Mutfaktaki sarı bez
@Meristofales
Ben bu kulaklara göre ağız değilim.
Psikolojik danışman
Adnan Menderes Üniversitesi
Bursa-Aydın
156 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
159 syf.
·
Puan vermedi
YineDostoyevski,acısı,ızdırabı,hastalıgı,yabaniligi olan bır karakter Ordinov'la bize yine mutsuz bir sevda ve aşağılılık duygularıyla süslenmis bır kitap sunuyor.Kitap döneminde elestırmen belinski tarafından agır elestirilere ugramıstır öyle ki kimi elestirmen ve yazara göre Dostoyevski'nın ilk kitabı insancıklar'dır. ev sahibesi umutsuz,antipatik bir karakterin ''ben de varım'' dercesine insanların gözüne batma cabasını betimler. Ordinov karakterinın bası-bos,plansız sokak arşınları Raskolnikov u anımsatır. Yine görüyoruz ki Dostoyevski tüm karakterlerinde kendinden bir kaç para iz bizlere yansıtıyor.
Ev Sahibesi
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,3bin okunma
Reklam
736 syf.
·
Puan vermedi
İntikamını alamayan adamın hikayesidir bu. tıpkı iyi kötü ve çirkin'deki gibi çirkin'i öldürmeye gelen apaçinin kaderi gibi. insan doğasının sebepsiz yere kötülük etme ve doğanın dengesine karşı gelmesi işlenir işte kitapta. romanın girişinde "balina" kelimesini google'da araştırır gibi, romanın yazıldığı güne kadar balinalar üzerine yazılmış ve balinaların lafının geçtiği bütün romanların ve kutsal kitapların taramasını çıkarır melville. bence en güzel tarafı metinlerarası kitaplara faydasıdır. picasso'nun dediği gibi "sanatçı taklit etmez, çalar." pequod'taki tayfanın huzursuzluğu ve ahab'ın tayfasını senatoda konuşan bir konsül gibi ikna etmesi de harikadır. ama insan ister istemez diyor, ne istiyordun yani kendi halinde yaşayan bir balinadan.
Moby Dick
Moby DickHerman Melville · Yapı Kredi Yayınları · 20215,6bin okunma
284 syf.
·
Puan vermedi
Oğuz atay 'ı okumaya tutunamayanlar ile başladığımdan bu kitabını okurken önceden hazırlıklıydım, atay'ın konuyu ele alış biçimine, kelimelerine, kısaca tarzına. bu nedenle benim için okuması oldukça keyifli bir kitap olmuştur. Bir bilim adamının hikayesi, en güzel böyle anlatılıp, sevdirilebilirdi. her ne kadar cahit arf kitabın ön sözünde daha iyi olabilirdi diyerek sözünü sonlardırsa da bilakis kitap, okuyana mustafa inan'ı tanıtıp, sevdirmekle kalmıyor, insana öğretim duygularını aşılıyor.Her öğretmenin, akademisyenin okuması gereken bir kitap, öğrenilecek çok şey var, Mustafa İnan'dan.
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202016,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
624 syf.
·
Puan vermedi
Beyazit Akman'in romanda yer verdigi kurgusal olmayan her detayin kaynagini belirtmis olmasini oyle isterdim ki. kitabin sonunda degindigi birkac eser var, ama insan okurken adeta bilimsel bir makaleymiscesine parantez icinde kaynaklari gormek istiyor, cunku cok ciddi iddialar var. elbette ki bu bir roman ve elbette icinde kurguya yer var, hayalgucune yer var; ama insan zamanin papasinin kendi elleriyle acimasizca adam oldurusunun, ya da onbirinci konstaninin oglanci olusunun belgeleri olup olmadigini merak ediyor. ben hristiyan olsaydim, ozellikle papayla ilgili kisma gercekten icerlerdim. hristiyan olmamama ragmen icerledim nitekim; hangi dine mensup olursa olsun dini bir liderin bu kadar alcalabildigini gormek uzucu, eger asli yoksa bunun kurgusal olarak yazilmis olmasi dahi daha da uzucu. tabi istanbul'un fethine dair tarih kitaplari disinda bir malumatim olmadigi icin roman butunuyle cok hosuma gitmedi degil, ayrica kitapta detaylariyla yer ayrilmis olan batililarin osmanli hayranliginin uydurma olmadigina dair de yeterince bati edebiyati okudum; ama iste insan yine de daha kapsamli bir kaynakca gormek istiyor. belki de lisansustu egitiminin bir sillesidir bu, ya da belki de bilimsel dusunceyi benimsedigimi gosteren iyi bir seydir, bilemiyorum.
Dünyanın İlk Günü
Dünyanın İlk GünüBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20183,320 okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Kitap okumayı severim ama açıkçası profesyonel bir kitap okuru değiim. özellikle romanları çok detaya inmeden sadece zaman geçirmek için okur geçerim. hatta okuduğum kitapların konularını bile bir süre sonra unutur giderim. ama allah aşkına bir baba ve piç, bit palas hatta çoğu kişinin eleştirdiği iskender nerede , bu kitap nerede? elif şafak'a "bak yaz geliyor, migroslarda yığın halinde salçayla bulgurla yan yana satılıp sahillerde okunacak kitap lazım. haziran ayına kadar yetişmesi gerek ona göre birşeyler karala." diyerek silah zoruyla yazdırıldığını düşünmek istiyorum. Her şey o kadar yüzeysel, klişe ki. karakterler, olaylar neyi nereden tutacağımı şaşırdım. Tam herşeyin göze göze sokulduğu bir ergen kitabı okur gibi hissettiğim anlarda bir iki arapça farsça kelime dürttü de elif şafak okuduğumu hatırladım. Bir yandan tüm kitap boyunca abartılarak bahsedilen "o olay" aşağı yukarı son yirmi sayfada hala belirsizken acaba kitabın sayfaları mı eksik diye strese girmedim de değil. Bazı bölümleri sıkıntıdan hızlı hızlı gözümle tarayarak atlayarak okumaya çalıştım. Umuyorum o kısımlarda kaçırdığım şeyler vardır da o yüzden anlayamamışımdır kitabı.Yoksa durum gerçekten fena.
Havva'nın Üç Kızı
Havva'nın Üç KızıElif Şafak · Doğan Kitap · 201616,2bin okunma
Reklam
430 syf.
·
Puan vermedi
Halit Hüseyin'in sabırla beklediğim 2.kitabıydı.İlk okuduğum anı şuan gibi hatırlıyorum sanırım bir gecede biten kitaplardan biri olabilmeyi başarmıştı bende. Gelelim içeriğe.. The kite runner'ı daha çok başarılı bulduğum bu romanında yine doğduğu toprakları anlatıyor.Farklı olarak bu sefer bir kadın gözüyle anlatıyor herşeyi. Afganistan'da kadın olma olgusunu, politik değerler katarak ve daha sosyal bir çevreyi özümseyerek.. Kitapta hayatın kendilerine sundukları olumsuzluklar arasında iki kadının kesişen yaşamları ve dostluklarını görüyorsunuz... küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar, hiç duyulmaması gereken sırlar, taşlanan kadınlar, elleri silahlı çocuklar..
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
Başlarda tek bir hikaye etrafındaki kişilere odaklanmışken ilerleyen kısımlarda birbirinin içine geçmiş ya da birbirinden bağımsız kişilerin hikayeleriyle devam eden,bu kopukluğun bazen sıktığı ama kişilerin psikolojik gelişimlerini güzel yansıttığını düşündüğüm çok da boşa vakit kaybı olmayan kitap.Kapağından kaynaklı olarak sadece iki kardeş etrafında döneceğini düşünürken hikayeler genişledikçe,"bu kim şimdi,nerden çıktı" dedim,ama hepsi bir şekilde ana hikayeye ucundan kıyısından da olsa dokundu. kıyaslamak pek doğru olmasa da bir "Uçurtma Avcısı" mı değil.
Ve Dağlar Yankılandı
Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202234,7bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
İki denemesi de benim görüşlerinin önünde düğme ilikleyeceğim derece de değerli bence. 1k ekibi olarak gerekli değeri görmediğini düşünüyorum yazarın. Nurullah Ataç ı anımsatıyor kullandığı ustaca devrik cümleler ile okuyunca Cemil Meriç i de anımsattığını itiraf etmeliyim. Devletin ve toplumun üzerine düşüncelerinin ufuk açıcı olduğu kanaatindeyim. Okunması gerekiyor diye düşünüyorum. Deneme severler kaçırmamalı bu kitabı.
Yabancı
YabancıRichard Sennett · Metis Yayıncılık · 201488 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Okumayi kesfettigimden bu yana okunmaya deger buldugum nadir kitaplardan biridir.Küçük bir insancik ozeti.Dünyadaki tum insanlara yalnizca 1kitap okutma imkanim olsa sececegim kitap.Yazik ki halen tamamini zihnen mulkiyetime gecirebildigimi sanmiyorum..Ömrum buna yetmeyecek gibi duruyor.
İyinin ve Kötünün Ötesinde
İyinin ve Kötünün ÖtesindeFriedrich Nietzsche · İş Bankası Kültür Yayınları · 20174,684 okunma
308 syf.
·
Puan vermedi
Nietzsche'nin zerdüşt'ü aslında buddha'nın gölgesidir ve mağarasından çıkardığı zerdüşt'üyle, nietzsche onun büyük bir takipçisidir aslında. buddha sessizce bulunmayı ve anlaşılmayı bekleyen, nietzsche ise kılıçlarını kuşanıp, canlarını yakmak pahasına insanlara yolu göstermeye çalışan, hatta 'ben bu kulaklara göre ağız değilim' diyerek aslında sessizliğin daha yerinde olacağının da farkına varmış bir düşünce adamıdır. gerçi söz konusu gerçekler olduğunda sessizlik dahi can yakıcıdır insanlar için. bu kitabı zorlanmadan anlayabilmemin, daha her şeyin en başında buddha'yı anlayabilmiş olmamdan geçtiğini düşünüyorum.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,6bin okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
Aslında küçük bir obsesyon gibi gözüken bir şeyin insan hayatını nelere çevirebileceğinin öyküsüdür kanımca. yani onu hiç tanımamıştır bile meçhul kadın, kafasında bir adam yaratmış ve nasılsa hayatını ona adamıştır. kendine başka bir konu başlığı seçse çok farklı olabilirmiş gibi hayatı. ama sorun da burada ki seçimlerimizi bilinçli yapmıyoruz ve aslında birçoğumuz meçhul kadın gibi 13 yaşının sekellerini yaşıyor yalnızca. ama zweig yine de yüreğimi dağladı be.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
"Kafka bu kitabında modernizmi yada az kalır modernizm kapitalizmi eleştiriyor.Ana karakter samsa degişim degil bir dönüşüm gerçekleştiriyor.Kafka kitapda gerçekle hayali birbirine geçiriyor.samsa"nın kendisini bir böcek olarak görmesi imkansızdır ama çevresi gayet dogal karşılıyor ve budurum gerçeklik kazanıyor istemedigi bir meslegi yapan ve ailesinin ona yükledigi tüm sorumluluklardan kendini unutan kafka böcege dönüştügünde ailesi kendi sorumlulukları üzerine alıyor zaman içinde samsa"yıda görmezden geliyor.kafka bu kitabı yazdıktan sonra feliceye bir mektubunda igrenç bi kitap yazdım çabuk bitirmek istiyordum diye yazmıştır"
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,2bin okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
Oğuz atay ın tek öykü kitabıyla aynı adlı öyküsü ve okurken ağzımda yeraltında notların hatırlatan çok güzel bir kitabıdır kendisi..diğer öykü ve romanlarında da karşımıza çıkan toplumdan kopuk, kuruntulu, herkesin kolaylıkla üstesinden geldiği gündelik işlerde sonsuz bir beceriksizlik gösteren,buna bağlı olarak toplumun kurduğu ve sınırlarını belirlediği başarılardan yoksun, yalnız ve şanssız kahramanı akıllara kazınacak güzellikte anlatılmıştır. adresine gelen bilmediği bir dilde yazılmış bir mektubu anlayabilmek için başvurduğu, üniversitede eski dillerle uğraşan eski bir ahbabının odasına gidişini "öpüştük. bir öğretim üyesiyle öpüştüğüm için ötekilere sevinçle baktım" diye anlatarak inceliğiyle göz yaşartır. yazar, kahramanının küçük yanlarını, beceriksizliklerini, şanssızlıklarını birbirinden güzel ayrıntılarla sezdirmeye devam eder. öykünün kahramanının üniversitedeki arkadaşının odasından çıktıktan sonra unuttuğunu farkettiği kitabı almak için geri dönüp tekrar dışarı çıkışını ise onun ağzından "telaşla üniversitenin bir başka kapısından çıktım. otobüs durağına en uzak olan kapısından" cümleleriyle anlatarak son noktayı koyar.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
İskender pala'nın, edebi kimliğinden sıyrılıp mümin şapkasını giyerek kaleme aldığı kitaptır. Hiç şüphesiz, bir edebiyat profesörünü kapsamlı şekilde eleştirmek, ancak bir edebiyat profesörünün haddinedir fakat görünen de belli bir köy vardır. adeta bir din eğitimi kitabıymışçasına, hz. muhammed'in pek çok hadisine alakalı alakasız yer vermenin yanında; bir hristiyan ailenin, hz. isa'yı tanrı kabul ettikleri için hristiyanlara akıl sır erdirememesi ve buna ilişkin tartışmaları okuru eşek yerine koyar boyutta saçmadır ve akla fetih 1453 filminde, bozuk türkçe konuşan rumların, kuşatma esnasında ''oh oh türkleri yendik'' diyerek zil takıp oynamalarını akla getirmektedir. Kitaptaki her karakteri, birinci tekil kişili anlatımla konuşturması inceliği bulunmasa, kabil değil ki bu kitabı bir edebiyat profesörü yazmış olsun.
Mihmandar
Mihmandarİskender Pala · Kapı Yayınları · 202011,7bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Burada sokrates iki savunma yapmıştır. ilk savunmasından sonra mecliste kendisine karşı gelenlerin sayısı 80 artmış, yani 40 kişi ölüm cezasına hayır demekten vazgeçip evet demiş. sokrates'in döneminde kendisi gibi suçlar işleyen kişiler ya para cezası ya da sürgüne mahkum ediliyordu. dolayısıyla aslında ilk başta kimse bu cezanın idam olacağını düşünmüyordu. bir şekilde kurtulacaktı. fakat sokrates mahkemede öyle tavırlar takındı, öyle konuştu ki kendisine karşı gelenlerin sayısı arttı ve böyle bir sonuç doğdu. sokrates'in böyle yaparak ölümü bilerek seçtiğini söylemek mümkün. çünkü onun ölümünün, adalet sisteminin saçmalığına çok iyi bir örnek olacağını biliyordu, ve karşı geldiği devletten, devletin inançlarından en iyi intikamını bu şekilde alacaktı. Sokrates, kendisinden yüzyıllar sonra gelen tasavvuf ehillerinin sahip olduğu gibi bir olduğu erdemi o zaman kazanmıştı. ölümden korkmuyordu. ölüm yokoluş ve bitiş değildi onun ruhu için. Davada iddia edilen "gençlerin ahlakını bozuyor" dan kastın ne olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. xenophon ve platon bu noktada farklı düşünür, sokrates kendi tanrılarını yaratıp (daemonia) o inanca mı çağırıyor yoksa gençleri devlete karşı gelmeye mi ikna ediyordu tam olarak emin olunamıyor kısaca. ama bunun da pek bir önemi yok. sokrates'in savunması'nda önemli olan felsefesinin özünü kavramak. Ayrıca bordo siyah yayınlarından çıkan versiyonda bir çok kaynaktan derlenmiş 60 sayfalık önsöz&tahlil bulunuyor, okumanız salık verilir.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202052,6bin okunma
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.