Ne İmamgızı, ne Zalha, ne de çocuklar hiç yabancılık çekmediler. Çünkü, tüm mahalle kendileri gibiydi. Her evde bir İmamgızı vardı. Her çamaşır leğeninin başında bir Zalha vardı... Sokaklara birikmiş pis suların içinde, İhsanlar, Osmanlar, Meryemler oynaşıyorlardı... Sokaktan geçen elektrik telleri olmasaydı, burası da İstanbul'un Mescitli'siydi sanki...