Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesud Aydın

Mesud Aydın
@Mesut34
Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir; bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir; bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir. ” ― Bacon
Her şey zamanla silinir," diye hatırlattı kendine. "Yaşantının tabiatıdır bu. Hiçbir şey daim olmaz. Daimilik bir yanılsamadır, gün gelip Güneş sistemi de paramparça olacaktır." Evet ya, böyle düşünmek rahatlatıyordu insanı!
Reklam
Nefs
Nefis, şehvet hâlinde bir hayvan; öfkeli anında bir Aslan, musibet zamanında küçük bir çocuk, bolluk anında Fir'avn, açlık zamanında mecnûn ve tokluk hâlinde ise kibirli görürsün. Onu
Kin
Kin tutan, kâmil bir dine sâhip olamaz. Onu bunu ayıplayan âbid olamaz. Koğuculuk yapana emniyet edilmez. Hased eden kimse yardım görmez

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hased eden kimsenin üç tane alâmeti vardır: 1) Yüz yüze gelince yaltaklık eder. 2) Arkadan gıybetini yapar. 3) Kıskandığı adama bir belâ gelirse, sevinir.»
Rivayete göre Hz. Musa (A.s.) : «Yâ Rabbî, seni mahlûkatından en çok gazablandıran kimdir?>>> diye sordu . Cenâb-ı Hak «Kibirli, haşin dilli, çeşitli hayırlardan gözlerini yuman, cimri ve ahlâkı kötü olanlardır
Reklam
Kitle polis tarafından dağıtılabilir, ancak bunun tıpkı bir sivrisinek sürüsünü elle uzaklaştırmak gibi yalnızca geçici bir etkisi olur. Ancak kitle, oluşumuna yol açan taleplerin karşılanmasıyla, içinden de saldırıya uğrayabilir. O zaman, güçsüz olan üyeler kitleden ayrılır ve katılmak üzere olanlar da vazgeçerler.Dışarıdan yapılan saldırılar kitleyi yalnızca kuvvetlendirmeye yarar; bu durumda, dağılmış olanlar daha da güçlü bir biçimde tekrar bir araya gelirler. Öte yandan, içeriden yapılan saldırı gerçekten tehlikelidir;
Yalnızca gerçek dönüşüm insanları eski ilişkilerini terk etmeye ve yenilerini oluşturmaya yöneltir
Kitle ve Desarj
Kitle içinde meydana gelen en önemli olay deşarjdır. Deşarj olmadan kitle gerçek anlamda mevcut değildir; kitleyi yaratan deşarjdır. Deşarj anı, kitleye dahil olan heekesin farklılıklarından kurtulduğu ve kendilerini diğerleriyle eşit hissettiği andır.
Kapalı kitle büyümekten feragat eder ve kalıcılığa önem verir. Kapalı kitlede göze çarpan ilk şey bir sınırının olmasıdır. Kendi sınırlarını kabul etmek suretiyle kalıcılaşır. Kendisine içini dolduracağı bir uzam yaratır. Bu uzam, içine sıvı akan ve hacmi bilinen bir kapla karşılaştırılabilir. Bu uzama giriş kapıları sayılıdır ve yalnızca bu girişler kullanılabilir; taştan, sağlam duvardan yapılmış da olsa, özel bir kabul edimi ya da giriş ücretinden de oluşsa, bu sınıra riayet edilir. Uzam bir kez tamamıyla dolunca başka hiç kimsenin girmesine izin verilmez. Taşma söz konusu olsa bile, önemli olan her zaman kapalı yerdeki yoğun kitledir; dışarıdakiler gerçekten kitleye ait değillerdir.
Büyüme isteği kitlenin ilk ve en önemli niteliğidir. Erişebileceği herkesi içine almak ister; insan yapısına sahip herkes kitleye katılabilir. Doğal kitle açık kitledir; açık kitlenin büyümesinin hiçbir sınırı yoktur, evleri, kapıları ya da kilitleri tanımaz ve kendilerini evlerine kapatanlar zan altında kalır. “Açık” burada kelimenin bütün anlamlarıyla anlaşılmalıdır; her yerde ve her yöne açık anlamına gelir. Açık kitle büyüdüğü sürece vardır; büyümesi durur durmaz dağılır.
Reklam
İnsanlar birbirlerine ne kadar kuvvetli yaslanırlarsa, birbirlerinden korkmadıklarından o kadar emin olurlar.
İnsanların etraflarında yarattıkları bütün mesafelerin nedeni korkudur.
Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlâken çürü­yor da hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin yozlaşmışlığa alışmış da bu­nu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalı­dır? Milyonlarca insan doğuyor, derin bir sefahet içinde yaşı­yor ve ölüyor. Bu böyle mi olmalıdır? İçlerinde birçok zeki insan bulunmasına rağmen milyonlarca insan, hayvanlar gibi sersem ve cahil kalıyor. Sayısız küçük kardeşiniz huy olarak zalimleşiyor. Peki bu böyle mi olmalıdır? “Evet böyle olmalıdır!” diye yüzlerce kez tekrarlanan iğ­renç sözlerden utanmıyor musunuz?
Sayfa 106Kitabı okudu
Ülkede çalışan ve üreten her bir insan, bir değerdir. Bu­nun yediği-içtiği her şeyi, tüketimini hesaplayınız. Mantıklı bir şekilde yetiştirilen her isanın, ülkeye neler kazandırabile­ceğini bir düşünün!.. Bir de üretmeden tüketenlerin, sarhoş­ların, asalakların maliyetini karşılaştırın. Eğer halkımız eğitim görmüş olsaydı, bunların her biri, ülke için millet için çalı­şan, üreten birer güç kaynağı olurdu.
İnsanlık her zaman koca bir çocuğa benzemiştir. İnsan­lar kendi aralarındaki anlaşmazlıkları kavga ve gürültüyle çözmeye kalkışırlar. Allah inancı ve hayır işlemek gibi istek ve düşüncelerini bile şiddet yoluyla savunmaya yeltenirler. Hikmet ve felsefe konularını oyun ve eğlence hâline ge­tirirler.
1.221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.