Köyde bir ev yapıyorduk. Rahmet li babam "İlle de kıble," diye tutturmuştu, "evin cephesi mutlaka kibleye bakmalı..."
Halbuki arsa, cepheyi o şekilde döndürmemize fazla izin vermiyordu...
Bunu rahmetli babama anlattıktan sonra, "Maksat yüreği- miz kıbleye dönük olsun, cephenin kıbleye dönük olup olmaması o kadar da önemli değil" dedim. Sert sert, ters ters yüzüme baktı ve ne cevap verdi biliyor musunuz?
"Cephesi kıbleye dönük olmayanın yüreği kıbleye dönmez! Bu yüzden önce evi kıbleye döndürmek lâzım."
Büyüyüp Osmanlı insanını tanımaya merak sarınca, rah- metli babamın tam bir "Osmanlı gibi düşündüğünü anladım ve ruhundan özür diledim.
"- Biliyor musun Portuga ben artık büyüdüm... Bunu nereden anladın Zeze? - Eskiden gözyaşlarımı silerdim. Şimdi ise beni ağlatanları..."
[Şeker Portakalı]