Onu düşünmekten kendimi alamıyordum. Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi.
"Bu yarasanın seni çok sevdiğine inanıyor musun?"
"Evet, seviyor"
"Yürekten mi?"
"Bundan hiç kuşkum yok."
"Öyleyse arkandan geleceğine de inan. Ortaya çıkmakta gecikebilir. Yine de bir gün seni kesinlikle bulacaktır."
"Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz."