Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mücahit KÜÇÜKDEMİR

Mücahit KÜÇÜKDEMİR
@Mucahitkd
Sosyal Hizmet Uzmanı
Yüksek lisans
Kayseri
6 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
"Mal, mülk, para tutkusu, nefsine gelse de hoş; Unutma ki ey insan! Tabutların içi bomboş. Mala, mülke, evlada etme bu kadar meyil; Unutma ki bu dünyada sen bile senin değil."
Reklam
Milyon Kere Ayşe
Ben bir Ayşedir tutturmuşum oh ne iyi Ayşeli içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin, Biraz Ayşe sürüyorum güzelleşiyor Şarkılar söylüyorum , Şiirler yazıyorum Ayşe üstüne Saatim her zaman ya Ayşeye beş var Ya da Ayşeyi beş geçiyor. Ne yana baksam gördüğüm o Gözümü yumsam aklımdan Ayşe geçiyor. Bana sorarsanız mevsimlerden Ayşedeyiz, Günlerden Ayşe ertesidir..
BİLEREK Gözlerim Kendi iç aynam içindeyken Seni düşündüm Sesli düşündüm Ardından Tuzak kurdum kendime Sana yakalandım bilerek Hepsi bu işte Ne seni kıracak kadar densiz Ne de üzecek kadar güçlüyüm Okyanusun ortasında Kanadının ucunda Delirmiş bir gezginim Yolumdan alıkoyma Çaldığın aklımın iadesini istiyorum Ya da bedelini..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten. İyi nişan alırdı kendini asan zenci, Bira içmez ağlardı, babası değirmenci, Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci... Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek
Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri saçlarında gülen toprak ve ilkbahar. sen misin seni sevdiğim o kavga, sen o kavganın güzelliği misin yoksa... Bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bin kez budadılar körpe dallarımızı bin kez kırdılar. yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz bin kez korkuya boğdular zamanı bin kez ölümlediler yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Reklam
SON BAHAR GELİYOR
Sonbahar geliyor serçe Yuvanı ne yapacaksın? Ayva çiçek açmadan önce. Meyvelerin içi geçecek Rüzgâr başka çeşit esecek Yağmurlarla ıslanacaksın. Halbuki ne kadar sıcaksın..
Bu Ne Biçim Hayat
Bu ne biçim Postacı Üç defa çalıyor kapıyı Bu ne biçim kel Hem merhemi var Hem sürmüyor başına Bu ne biçim biçimler İstediğiniz kadar çoğaltılabilir Memleket çok müsait buna Örneğin yeni bir komşu taşındı karşıya Bir baktım Fahriye Abla! Kırk yıllık bir rötar yapmış Erzincan Treni Ben gelmişim şu yaşıma O ise şiirdeki yaşından gün almamış daha Benimki ne biçim hayat Uymuyor ne gördüklerime ne duyduklarıma ne okuduklarıma Ben ne biçim benim Ne kendime benziyorum Ne başkalarına ..
Eylül Sabahının Serinliği
Eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Ciğerlerime dolduruyorum Sessizlik ve serinlik Birleşiyor Yıkanmış güvercinler Ve çok uzakta bir tren sesi Her zaman yeniden başlamak duygusu Doğuyor içimde Her uyanışımda Düşmanlarımı bağışlıyorum Daha çok seviyorum dostlarımı Her uyanışımda Eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Yüreğime dolduruyorum..
“Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim.”
İnsan sevmeli; Bazen bir insanı, Yahut da bir ağacı Ya da kanadı kırık bir kuşu… Zaten sevmezse insan, insan mı olur?
Reklam
Çiçek Senfonisi
Çiçeklerin akşamlarını Akşamların çiçekleri Aydınlatır.. Çiçeklerin adlarını Birbirlerine benzemezlikleri Adlandırır. Biri alır bir güneşi Öbürüne yıldız sunar, Biri öbürünü yağmurlandırır. Bir başkası bir güzelliği Akıl almaz çalımıyla Karanlıklandırır. Bir düğünü aklandırır biri, Biri bir yalanı silerken Biri bir ölümü anılandırır. Biri bekler sabahları, Biri gündüz diye çıldırır Bir başkası aydınlığı akşamlandırır.
Yarın Diye Bir Şey Var
Bilirim yarın diye bir şey var Çeliğin su katılmamış yanı, ırmakların geçilecek, fırtınaların dinecek Bir yanı var ömrümüzün belki bir gün gülecek. Selam verip selam alacak, barışa kardeşliğe hep tok yatan Çocuklar görecek el ele aşklar, omuz omuza dostluklar Ne dikenli teller olacak Ne tanklar tüfekler ne tüberküloz kalacak Ne lösemi ne işsizlik ne banka ne borsa Süt gibi duru ve ak ekmek gibi sıcak Bizim de bizim de günlerimiz olacak. Güle değecek kuşların kanadı Ve kuşlar sırtlarında gül taşıyacak Kardeşlerim koşar adım moraran Beyazla, zincirlerimizle, yaralarımızla, ırmakların geçilecek fırtınaların dinecek Bir yanı var ömrümüzün belki bir gün gülecek.
Benim şiirlerim çay kokar, Düşlerim sade sen, Demlikte nefesin, bardakta gamzen… Sızılarım diner, uyur dertlerim, Çayı sen demlersen. Gelirsen çayımı seninle bölüşürüm, Gelmezsen ömür billah üşürüm…
Unutulan Meşe ve incir ağaçlarının orda pırıl pırıl akıyor soğuk bir su güneşin ve toprağın kokusu hareleniyor ışıltılarla Git otur suyun başına ve çıkar kıl heybenden kekik kokulu peynirle bir dilim kara ekmeği Meşe ve incir ağaçlarının ürperen dallarına bak Aşktır böyle güzelleştiren doğayı, yaşamı ve seni
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.