Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Deringöl

Gökyüzüne Bakmanın Faydaları
Suyun letafetine ve narin inciliğine dikkat et! Yeryüzüne indikten sonra ağaçların köklerini beslemek için eczaları dağılır, güneş ısısı aracılığı ile ağaçların ve bitkilerin en yüce yapraklarına kadar yükselir. Oysa onun tabiatında aşağı inmek vardır. İhtiyaç olduğunda su içme zarureti ortaya çıkar, canlıların midesindeki gıdaların eriyip, vücut içinde layık mevkiye ulaştırılması su içmekle mümkün olur.
Sayfa 36 - NesilKitabı okudu
Reklam
Gökyüzüne Bakmanın Faydaları
Semaya bakmanın on faydası vardır denildi. Üzüntüyü eksiltir ,vesveseyi azaltır, evham korkusunu giderir, Allah'ı hatırlatır, kalbinde Allah'a karşı saygıyı yeşertir, olumsuz fikirleri siler, sevda hastalığına fayda verir, müştak olanları teselli eder, birbirini sevenlere ünsiyet verir. O sema ki dua edenlerin kıblesidir.
Sayfa 17 - NesilKitabı okudu
Gökyüzüne Bakmanın Faydaları
Hikmet sahipleri derler ki: "Evindeki nimet ve rahatlık semayı görebilğin yer kadardır"
Sayfa 16 - NesilKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yorum tesellisi
Rüyalardaki olumsuzluk sahneler genellikle güzel anlamlar taşımaktadır.Rüyalar tersine çıkar, derler, bu söz her rüya için doğru olmasa da olumsuz rüyalar için çoğu zaman doğrudur.Hayat da bir rüyadır.İnsanlar uykudadır ve ölünce uyanacaklardır.Olumsuz görünümlü birçok olayın neticesi,tabiri, açılımı ve arka planı oldukça güzel olabilir.
"Nasıl unuttuysan çocukluğunu , kırılan oyuncaklarını ... Kırılan kalbini de öyle unutacaksın"
Reklam
Berâ b. Âzib (r.a) şöyle demiştir: "Râsûllullah (s.a.v) yatağına girdiği zaman sağ yanağı üzerine yatar ve şöyle duâ ederdi: "Allah'ım! Bütün benliğimi Sana teslim ettim.Yüzümü Sana yönelttim. İşimi Sana havale ettim.Korkarak ve umut ederek sırtımı Sana dayadım. Sığınmak ve sakınmak ancak Sana yönelmektir. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin peygamberine iman ettim." Râsûllullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Kim bu sözleri söyler de o gece ölürse İslâm üzere ölür."
Belî kabilesinden bir adam şöyle demiştir: "Babamla birlikte Rasûlullah (s.a.v) 'a geldim de Peygamber (s.a.v) önümde babamla gizlice konuştu. Ben babama: -Sana ne söyledi? diye sordum. Deki ki: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bir iş yapmak istediğin zaman Allah (cc) sana o işten kurtuluş gösterinceye kadar yahut Allah (cc) sana bir çıkış yolu yaratıncaya kadar yavaş ve temkinli davran."⁸³⁰
Abdullah b.Amr b.Âs (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: " İki müminin ruhları, daha sahipleri birbirini görmeden bir günlük mesafeden birbirleriyle karşılaşıp, birbirlerine ülfet eder."
945. Ebu Hür·eyre (r)'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s) şöyle buyurdu: "Allah hapşırmayı sever, esnemeden hoşlanmaz. Öyleyse sizden biri hapşırır ve Allah'a hamd ederse bunu işiten her Müslüman üzerine, "yerhamükellah" demek hakdır. Ancak es- nemeye gelince, işte bu, şeytandandır. Gücü yettiği kadar onu gidermeye çalışsın! Ağzını açıp ha ha diye esnerse şeytan bu- na güler.'' (Buhari, Edep, 128)
Mücahid diyor ki: "Bir müslümanın, din kardeşine gözlerini dikip bakması veya döndüğü vakit gözü ile onu izlemesi ya da: ''Sen nereden geldin, nereye gidiyorsun?" diye sorması mekruhtur.
Reklam
Ebu Heysem anlatıyor: Bir kavim Ukbe Bin Amir'e gelerek şöyle dediler: "Bizim, komşularımız hem içki içiyor hem de kötü iş yapı- yorlar. Biz onları yöneticiye şikayet edelim mi? Ukbe Bin Amir: "Hayır" dedi, "Ben Rasulullah (s)'ın şöyle buyurduğunu duy- muştum: "Kim bir müslümanın bir ayıbını görür ve onu örterse, di- ri olarak gömülmüş bir kızı kabrinden diriltmiş gibidir."
"Bir Müslüman duasında günah ve akrabalık bağlarını ko- parma hususunda dua etmediği müddetçe Allah ona elbette üç şeyin birini verir: 1. Ya duası erken kabul edilir. 2. Ya kendisi için ahirete saklanır. 3. Yahut yaptığı dua kadar günahı ondan silinir." Ebu _Said dedi ki: "Ya Rasulallah ! O halde çok dua ederiz.'' Bunun üzerine Rasulullah (s) şöyle buyurdu: "Allah, duanızı daha çok kabul eder."
Sayfa 237
Sabır 596. Hasan Basri anlatıyor: "Bir adam öldü. Geriye oğlunu ve azadl ısını bıraktı. Vefat ederken oğluna bakması için azadlısına vasiyette bulundu. Azadlı çocuğu yetiştirdi. Çocuk ergenlik çağına varınca onu evlendirdi." Çocuk azadl ıya şöyle dedi: "Beni hazırla, ilim tahsil etmeye gideceğim." Azadlı çocu- ğu
Sayfa 201 - MotifKitabı okuyacak
Ali b. Hüseyin'den :Rasûlullah'a : "Senin için bir kürsü yapsak da , onun üzerine çıkıp insanlara hitap etsen"denince şöyle buyurdu : "Allah beni yükseltinceye kadar ,sizin aranızda topuklarım üzerinde oturacağım." Sonra şöyle dedi: "Beni hakkım olanın üzerine çıkartmayın,zira Allah'ı Teâlâ beni Rasûl kılmadan önce bir kul kılmıştır.
Hasan-ı Basri (rah. aleyh) şöyle demiştir: “Cihatların en fazîletlisi, nefisle yapılan cihattır.” Bazı hikmet ehli de şöyle demiştir: “Şereflerin en yücesi, nefsin tahakkümünden kaçınmaktır.” Bazı belağatçiler ise şöyle demiştir: “İnsanların en hayırlısı şehvetini kalbinden çıkartan, Rabbine itaat konusunda nefsine isyan edendir.” Bazı edipler de şöyle demiştir: “Şehvetini öldüren kimse mürüvvetini diriltmiş olur.” Bazı âlimler ise şöyle demiştir: “Allah (c.c) meleklerine şehvetsiz akıl verdi; hayvanlara ise akılsız şehvet verdi; Âdemoğluna ise ikisini beraber verdi. Kimin aklı şehvetine galip gelirse o kişi meleklerden üstün olur. Kimin de şehveti aklına galip gelirse o da hayvanlardan daha da aşağı olur.” Bir hikmet ehline ‘İnsanların en cesuru ve mücahedesinde zafere en yakın olanı kimlerdir?’ diye sorulduğunda şöyle demiştir: “Rabbine itaat yolunda nefsiyle mücadele eden ve nefsani düşüncelerin kalbine gelmesine karşı mukavemet gösteren kişidir.”
Gördüm ki akıl yağma ile kazanılmıyor İnsana yaşı nispetinde de veriliyor Akıl yaşlara göre taksim edilseydi Babaları hepsini alır çocuklara bir şey kalmazdı
Reklam
ÂBDULLAH İbni Mübarek şöyle demiştir: "Gerçek insanlar âlim olanlardır; gerçek sultanlar zâhid olanlardır. En müflis ve sefil varlıklar da dini dünyaya âlet edenlerdir."
Beliğ bir zat da şöyle demiştir: tecrübe aklın aynası, gaflet ise cehâletin meyvesidir.
İbadet, kâsıdların nüzheti,müritlerin istirahat yeri, sevenlerin ülfet otlağı , âriflerin behcet metaıdır.Onunla âriflerin gözleri ışıldar, kalpleri sevinir , ruhları rahat eder. Allah'ın salât ve selâmı üzerine olsun , şanlı Peygamber sözleriyle buna işaret ediyor"Erihnâ yâ Bilâl"(Ey Bilal ,bizi ferahlandır)
Hal tesellisi
"Ârif bahar gibidir;bir taraftan gök gürler , şimşekler çakar öbür taraftan güneş açar, kuşlar ötüşür "demiştir. Ârif benliği yok olduğu ve Allah'ta bekâ bulduğu için kendisini muhavvîlû'l ahvâlin yani hâlden hâle çeviren Allah'ın tasarrufuna bırakmıştır.