Gerçeklik bize büyüleyici bir tip zenginliğini, geçici bir biçim oyunu ve değişimi bolluğunu gösteriyor: köşesinde oturan zavallı ahlakçının biri de diyor ki: "Hayır! insan başka türlü olmalıydı"?.. Hatta biliyor da, nasıl olması gerektiğini, bu sefil yobaz, duvara çiziyor kendini ve "ecce homo!" diyor... Ama, ahlakçı salt bir bireye yönelse ve ona "sen şöyle ve şöyle olmalıydın!" dese bile, gülünç duruma düşmekten kurtulamaz. Birey bir parça yazgıdır, önden ve arkadan, gelecek ve olacak olan her şey için fazladan bir yasa, fazladan bir zorunluluktur. Ona "kendini değiştir" demek, her şeyin değişmesini istemektir, geriye yönelik olarak bile...
Zeki geçinenlerin çoğu böndür. Ben kendimi akıllı sanacak kadar şaşkaloz
değilim. Yine de bu salozlara fark atarım. Ne demiş,
Quinapalus: “Veli bir deliyi, deli bir veliye yeğ tutarım.”