Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
nhdbdr
nhdbdr
@Naynayksk
Karşıyaka
33 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Önce Eleştiri, Sonrasında inceleme
Eda Gökçeli kalemini, tarzını çok sevdiğim bir yazar. Daha önce okuduğum ilk karım, Son karım ve Abraham Geçmiş değişir kitaplarında hiç sıkılmadan soluksuz okudum. Ancak bu defa ( konuya asla lafım yok günümüz gerçeklerini de yansıtan bir roman ) konu, olaylar diyaloglar vs her şey güzel ama nedense o olay, diyalog aralarında nasıl tarif edebileceğimi bilemiyorum ama sanırım Değer in düşünceleri diye adlandırabilirim çok uzayıp konuyu dağıtmış her noktada. Bir de ufak tefek yazım hataları vardı editör kaynaklı sanıyorum…
Gelelim inceleme bölümüne
Yine söylüyorum Eda Gökçeli kitaplarına, kalemine, konularına bayılıyorum.
Güzel kızımız Değer aşık olur, kendisini bulutların üzerinde yaşatan ünlü avukat Adnan ile aşk evliliği yapar ancak o işler öyle olmamaktadır…
Adnanın takıntılı narsist kişiliği, eski eşi ve kızı Değere hayatı zindan eder ancak Değer aşkı, sevgisi uğruna bu sorunlara uzun süre katlanır.
Olaylar, olayları kovalarkennn sonunda boşanma aşamasına gelinir ancak bu evrede acaba boşanabilir mi, altından neler çıkar….?
Kitap çok yeni olduğu için açıkça yazmak istemedim sonunu o yüzden arka kapak yazıları ile bitireyim,
“Romanda sadece bir kadının çaresizliğinin iç sesini okumayacaksınız..
Aynı zamanda toplum baskısı yüzünden kendine seçim hakkı tanınmadığı için gizli duyguların altında ezilen karakterlerin hayatlarınada bakıyor” Sanırım sırlar dünyası içinde her şeyi özetliyor bu cümle okuyunca…
Kalemine sağlık sevgili Eda GÖKÇELİ
Sandra Brown ile ilk tanışmam bu kitap ile oldu. Oldukça okuyucusu fanı varmış…
Öncelikle kitap ortalarına gelmem biraz zaman aldı. Ortalarda hissettiğim sanki zorla uzatmış gibi bir histi ama sonlara doğru haraketlendi olay çözüldü. (Sonlarda biraz cinsellik içeriyor ama asıl konu nereye gidecek merakı ağır basıyor o yüzden cinsellik kısmına çok takılmıyor insan.)
Platonik olarak aşık olduğu adam ile yıllar sonra enteresan bir karşılaşma sonucu karmaşık ilişki, sırlar ve entrikaları konu alan duygusal karmaşa içeren bir roman.
Okudum bitti dediğim beni çok etkilemeyen bir roman oldu.
Yarım kitap bırakmaktan hoşlanmam, rahat edemem nedense o yüzden bırakamadım böyle bir huyum olmasa çoktan yarım kalan kitaplardan birisi olabilirdi benim için
Ne hayatlar var dedirten kitap…
Yemenin bir köyünde dünyaya gelen Nojoud 10 yaşına gelince resmen evden bir boğaz eksilsin ve ( ablasının başına gelenler onunda başına gelmesin diye) aile bireylerinin verdiği kararla kendisinden yaşça çoooooook büyük birisi ile evlendirilir. Babası damattan kızı ergenliğe gelinceye kadar ona dokunmayacağının sözünü alır, alır ancak adam kızı aldığı gün sözünü tutmadan küçücük kız ile birlikte olur…. Ama kendisi küçük yüreği ve aklı kocaman olan Nojoud durmaz yılmaz ve boyundan büyük işler başararak 10 yaşında boşanır…
Bu süreçte verdiği tüm mücadele takdir edilesi… Küçük yaşında bu acı olayları yaşamasaydı ve bu büyük mücadeleyi vermek zorunda kalmasaydı keşke…
Okur Takip Önerileri
Dans etmek bir çığlığı susturmak mı?
Strasbourg da sefalet, açlık ve acılarla yaşanan bir hikaye… Kimisi bu olayın tamamen kurgu hayal ürünü olduğunu, kimisi ise gerçekten yaşandığı kanısında. 1518 Yılında Enneline açlıktan bebeğini yememek için onu ırmağa atıyor. Sonrasında ızdırapla aklını yitirip dayandığı yerde parmaklarıyla ritim tutuyor, pıt pıt pıt ve dans etmeye başlıyor. Kısa sürede dans edenler artıyor ve tüm şehirde dans vebası ortaya çıkıyor. İnsanlar durmadan dans ediyor ve bilinçlerini kaybedip ölüyorlar…
Kitaptan alıntı: “Sütün kalmamıştı. Onu doyuramayacaktık. Hem sonra, başkalarının yaptığı gibi onu yemekten iyidir böylesi.”
Yeterince açık aslında tırlatmamak elde değildir
Üç seriden oluşan
Toz
Gölge
Rüya
Serinin ikinci kitabı da Gölge. Yine
Gennie ve Rian’ın akıl almaz deneylere maruz kalmalarını ve bu durumdan hem kendileri hem de arkadaşları uğruna verdikleri kurtuluş mücadelesini devam ettiriyor. Etkileyici bir solukta okunabilecek üçleme…
Üç seriden oluşan
Toz
Gölge
Rüya
Serinin ilk kitabı Toz Gennie ve Rian’ın akıl almaz deneylere maruz kalmalarını ve bu durumdan hem kendileri hem de arkadaşları uğruna verdikleri kurtuluş mücadelesi… Etkileyici bir solukta okunabilecek üçleme…
“Düşle gerçek arasında…”
Bu cümle
kitabı özetliyor aslında…
“Düşle gerçek arasında…”
Tek çocuk zorunluluğu bulunan Çin in Yunhai kasabasında geçiyor.
Yaşlı ve bilge Bayan Ming otel tuvaletinde bekçi olarak çalışırken, iş seyahati için gelen Fransız iş adamı ile aralarında geçen konuşmalar ve sonrasında verilen ya da alınan büyük bir dersi anlatıyor.
Ülke 1 çocuk izni verirken nasıl oluyor da Bayan Ming in 10 çocuğu olabiliyor?
Hayal ve gerçeğin karıştığı bitmesini istemeyeceğiniz hoş, kısa ve keyifle okuyacağınıza emin olduğum bir kitap…
İyi okumalar
Boş zamanlarda kafa dağıtmak için okuyabileceğiniz eğlenceli güldüren çerezlik romantik komedi.
Sevgilisi tarafından terk edilen bir kadın eski sevgilisini geri döndürebilmek için bir oyuna başlıyor stalk yaparak kişilerin hayatlarını inceliyor ve falcılık, medyumluk derken iş çığırından çıkıp hem eğlenceli hem de merak uyandırıcı bir hâl alıyor, gülmek ve vakit geçirmek için uygun bir kitap:)
Tanrım bu kitap var yaaa beni benden alan, beni okurken kahreden ve resmen yaşatan bir kitap olmuştu. Yıllar önce İzmir kitap fuarından rasgele bilgim fikrim olmadan aldığım bir kitaptan bu kadar etkileneceğimi asla tahmin edemezdim…
Gelelim konuya yine bir Otobiyografik tür olan kitap.
Kapağından bir çok şeyi anlıyor gibi olsanızda 1 ev,3 kadın, 11 yıllık esaret diye aslında hayır daha hiç bir şey bilmiyoruz. Çocukluğundan itibaren çeşitli trajik olaylar yaşamış bir bireyin anne olduktan sonra çocuğunu görebilmek için çıktığı yolda adres sormak için bir arkadaşının babası tarafından kaçırılıp yıllarca çeşitli tacizler, tecavüzler, eziyetler ve şiddetlere maruz kalması , kabus cidden 11 yıl dile kolay bir kabuss daha fazla detay vermeden susayım. Eğer yüreğiniz kaldırabilecekse mutlaka okumanızı öneririm…
Atatürk ün baş ucu kitabı <3
100 Temel eserler den bir tanesi…
Bir ara ne kadar çok sarmıştım temel eserlere (lise döneminde) bir çoğunu okuyup malesef hatırlayamıyorum tekrar okunacaklara eklenen var bir kaç tane…
Reşat Nuri GÜNTEKİN eseri Çalıkuşu Bir çok insan dizisini izlediği için bilir Feride ve Kamran karakterlerini ancak benim de şöyle bir huyum var ki kitap varsa önceliğim kitap okumaktır.
Her insanın kendinden bir şey bulabileceği Feride ve Kamran arasında geçiyor gibi algılansada farklı hazları, tatları, duyguları aşılıyor insana… Feride ağladığında ağlayacağınız, güldüğünde güleceğiniz, Türk kadınının güçlü mücadelesini size yaşatacaktır..
İlk başlarda çocuk kitabı gibi gelebilir ancak konuya odaklanın ilerleyen sayfalarda küçücük yaşında aslında babasının deyimi ile “erken büyümüş” bir çocuğun yazdığı yazıları, büyüklüğünü anlayacaksınız…
Elime nereden nasıl geçti bilmiyorum hatırlayamıyorum ancak ilk okulda okuduğum, bana kitap okumayı sevdiren (bir o kadar da üzen)
ve basımı durdurulduğu için gözüm gibi koruyup kolladığım sakladığım kitaplardan bir tanesidir Burçak ÇEREZCİOĞLU nun Mavi Saçlı Kız günlüğü…
Küçücük yaşında Lösemi ile mücadele eden ve yine küçük yaşlarda günlük tutan tüm sevincini, hüznünü, ACILARINI paylaştığı kıymetli defteriiiiii… Vefatından sonra ailesi günlüklerini toplayıp kitap haline getirmiş.
İçerisindeki mektuplar, fotoğraflar yazılar tanrııııımmmm…..
Yeri geldiğinde (başlarda) gülümseten tam bir çocuk ergen mantığı diyerek okuduğunuz ancak ilerleyen zamanlarda yutkunamayacağınız anları okumaya hazır olun.
Gerçek olduğunu bilmek ayrı bir üzüntü yaşatıyor, keşke hayali olsaydı da bu kız bunları yaşamasaydı dedirtiyor insana… Ki diyorum ya ben çok küçük yaşta okumuş olmama rağmen halâ ilk günkü duygular mevcut içimde…
Keşke hep hoşça kalabilsek, keşke…
Gizem, saplantı ve takıntılı bir aşk…
Öncelikle ilişki ne kadar doğrudur kısmına girmeyerek Sadece okuduklarım ile ilgili yorumda bulunacağım.
Evli bir erkekle ilişki yaşayan kadın duygularını anlatıyor. Sadece adamın ulaştığı zamanlarda görüşüp tutkulu bir cinsel hayat yaşanıyor, adam gittiği zamanlarda ise sadece onu düşenerek ciddi anlamda saplantılı, tutkulu ve takıntılı boyutta yaşayan bir kadın… Kadının bu takıntılı aşkına karşılık A nın duygu ve hislerini merak etmemek elde değil…
51 sayfalık tek seferde okunabilecek bir kitap.
Meltemin tutkulu bir aşk ile evlendiği evin tek ve şımarık oğlu Murat ile yaşadığı evlilik sorunları, aldatma, duygusal istismar ve şiddeti anlatıyor. Devamında Meltem’in eşi Murat’a karşı kendini korumaya çalışırken istemsiz zarar vermesi üzerine hayatı değişiyor. Meltemin, Saplantılı bir karakter olan Deniz ile tekrar yollarının kesişmesi üzerine kadın olmanın zorluklarını öncesinde eşi Murat sonrasında saplantılı karakter olan Deniz tarafından defalarca yaşıyor. Zorlu bir hayat mücadelesiyle baş edip eskisinden daha güçlü bir kadın olmasının hikayesi… Duyguları tamamen hissettiren günümüzde gerçek hayatlarda da duyduğumuz olayları anımsatan bir solukta okunabilecek bir kitap. Ancak editör kaynaklı bir kaç yazım hatası mevcut.
Mutlaka okunası kitaplardan…
Söylenecek söz yok mutlaka okunması gereken müthiş bir kitap. Harika bir çocuksun Zeze (Gum)… Ah portuga bir çocuğu sevgi ile değiştirebilmek en güzeli… Mükemmel sır, mükemmel dostluk…
·
Puan vermedi
91 yaşında hiç evlenmemiş bir adam. Tüm ilişkilerinde duygusal bir bağlanma olmadan sadece para karşılığı ilişki yaşıyor. Tam 91. Yaş günün de bakire bir kızla ilişki yaşamak istiyor ve olaylar bu şekilde başlıyor. 14 yaşında bir kıza aşık olması ile yaşamla ölüm arasındaki zamanı anlatıyor. Kıza Delgadina adını takıyor. Ve ona geceleri Delgadina şarkısını
söyleyerek uykusunda seviyor. Bana göre pedofilidir bu ve hayal kırıklığı yaşadım. ️
Neden BabaMa mektup değil de BabaYa mektup olduğunun resmiyetini bu yazdığı mektuplarla açıkça belirten kitap.
Babası Hermann Kafka’nın onu sevdiğini ancak yetiştirme tarzındaki aşırı baskıcı ve kuralcı olması ile oğlu üzerinde yarattığı içine kapanıklılık, kendine güvensizlik, korku ve kaygı gibi durumlar yaşadığını anlatıyor.
İşin en üzücü ve ilginç tarafı ise bu yazılan mektuplar babasına hiç bir zaman ulaşmamış ve babası hiç bir zaman okumamıştır.
Tüm ebeveylerin okuması ve sanırım ders alınması gerekenler bir kitap…
İyi okumalar diliyorum.
Üç Seriden oluşan Toz, Gölge ve Rüya…
Serinin üçüncüsü Rüya ile Gennie ve Rian’ın akıl almaz deneylere maruz kalmalarını ve bu durumdan nasıl kurtulduklarının mücadelesi… Etkileyici ve bir solukta okunabilecek üç kitap… Teşekkürler Sam Hawksmoor.
