Artık hiç bir şey eskisi gibi değil.
Ben de öyle.
Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.
Kılığıma kıyafetime…
Çorapsız da basıyorum artık yere.
Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime.
Çok sıcak yada soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi bir kaç gün gene.
Olur biter
Geçer gider.
Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
Olup bitmeyen,
Geçip gitmeyen.
Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama…
Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana….
Cahit Sıtkı Tarancı
Şafak belirsizdir, şafak sen bu hayatı terk etmeye karar verene dek belli belirsiz bir ufuk çizgisidir.Katılaşırsın, ruhu alırsın otomatik pilota, özü çekersin korumaya, başlarsın saymaya, her sabah uyandığında o şafağa bir gün daha yaklaştığını bilirsin mesela.Bunu bilmek demirden leblebiye çevirebilir seni.Bazen tam da aynaya bakıp
'dayanamıyorum diyecekken'
susarsın.Sanki söylesen bunu büyü bozulur gibi gelir sana, kendine acımayı şafak'a ulaştıktan sonraya saklarsın.
kendine acımak; çözebilir seni ve çözülmek kırar direncini -dalgalara teslim boşvermişliğe geri dönebilirsin-
daha kolay mıydı neydi? O hayata katlanmak, değildi, değildir.Sadece değiştirebilecek kudrete sahipsindir bütün bedelleri ödeyerek ya da değilsindir mutsuzluğu hiç de hak etmeyerek...