Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sanı

Düşünce bizi olsa olsa bilgiye götürebilir. Son ve değişmez yanıtı veremez düşünce. Düşünceler dünyası çelişkilere takılır kalır. Dünyayı kesinlikle kavrayabilmeniz tek yolu birliği düşüncede değil eylemde yaşamaktır. Böylece çelişik mantık bizi şu sonuca götürür. Tanrı sevgisi ne Tanrıyı düşünceyle tanımaktır ne de Tanrıyı sevdiğini düşünmektir. Tanrı sevgisi, Tanrıyla bir olacak biçimde yaşama eyleminde ortaya çıkar.
Reklam
İnsan, son ve değişmez geçekliğin Tanrı olduğunu bilebilir ancak ne olduğunu nerede olduğunu hiçbir zaman bilemez.
Uyum (birlik) kendisini oluşturan çelişik durumun ta kendisinden başka bir şey değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Musa Tanrıya İbranilerin tanrının adını anmadıkça kendisini atanrının gönderdiğini inanmayacaklarını söylediğinde (puta yapanlar adsız bir tanrı düşünemezlerdi put demek bir adı olmak demekti çünkü) Tanrı bir açıklamada bulunur. Musa'ya adının oluşmaktaolanben olduğunu söyler. Yani bir insan bir varlık olmadığını söylemeye çalışır. Bunun çevirisi şudur. Onlara adımın adsız olduğunu söyle. Tanrının benzerini yapmak adını boşu boşuna söylemek yalnız adını söylemek konusundaki yasaklamalar hep aynı amaca insanları Tanrının bir baba bir insan olduğu fikrinden kurtarmaya yönelmiştir. Daha sonraki dinsel gelişmede bu fikir daha ileri Tanrıya olumlu özellikler katamama ilkesine götürmüştür. İyi güçlü olması da insan olması demektir çünkü. Yapabileceğim tek şey artık onun ne olmadığını söylemektir. Ne olmadığı konusunda ne kadar çok şey bilirsem onu o kadar iyi tanırım.
Tanrı, ben insan olduğum ölçüde Ben'dir.
Reklam
Aristoteles mantığının karşısında çelişik mantık diyebileceğimiz mantık vardır. Buna göre X'in yüklemleri olarak a ve a olmayan, birbirlerini dışta bırakmazlar. Çelişik mantığın düzenlemeleri olumludur: O odur ve o değildir. Bir de olumsuz düzenlemeleri vardır: O ne budur ne de şudur.
Benim inancıma göre Tanrı kavramının tarihsel koşullardan doğduğunu açıkça belirtmem yerinde olur. Tanrı fikriyle insanlar üstün güçlerini, belli bir tarih aralığında hakikati bulma ve bir olma yolundaki özlemlerini dile getirmişlerdir. Yine de katı tek tanrılı dinlere inanmakla ruhsal gerçekliğe dinsel olmayan bir açıdan bakmanın iki apayrı görüş olduğuna, değişik olmalarına karşın bunların birbirleriyle çatışmamaları gerektiğine inanıyorum.
Kesinlikle iki yönlü olmayan bir akla uydurmada gerçekle gerçek olmayan arasında hiçbir zıtlık yoktur.
Sanı tekrar paylaştı.
İnsanlar umutlarını, özellikle yaşam umutlarını yitirince değişiyorlardı, bir başka oluyorlardı. Yıkılıyor, güçlerini yitiriyor çeşitli özlem ve duyguların ağırlığı altında eziliyor, sanki bir boşlukta yüzüyormuş gibi oluyorlardı. Bilinçsiz, dengesiz...
Sayfa 132Kitabı okudu
Sanı tekrar paylaştı.
“Bizde herkes köle, herkes boyun eğmek, toplumun içinde erimek, korkmak için yetiştiriliyor.”
Reklam
Eğer birisini gerçekten seviyorsam herkesi severim. Evreni de severim ve tanımak isterim. Başka birisine seni seviyorum diyebilirsem sende herkesi seviyorum seninle bütün evreni seviyorum sende kendimi seviyorum diyebilmem gerekir.
Sevginin bir etkinlik, ruhsal güç olduğunu kavrayamazsa insan tek gerekli şeyin uygun nesneyi bulmak olduğunu, ondan sonra bütün sorunların kolayca çözülüvereceğini sanır. Bu tutum resim yapmak isteyen ama resim sanatını öğreneceği yerde uygun nesneyi beklediğini söyleyen, nesneyi bulur bulmaz da resim yapıvereceğini sanan kişinin durumuna benzer.
Ey özlem çeken! Yalnızlığını besle.
Özlemin garipliği özlenen tam da özleyenin "burada"sında belirdiğinde harlanması oysa özleyen özlenenin en uzak noktasında göründüğünde dinmesidir.
Sanı tekrar paylaştı.
Özgürlük ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk... Verilen bir armağan değil , yapılan bir seçimdir.
Sayfa 148Kitabı okudu
219 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.