Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oktay Demir

Oktay Demir
@OktayD
Muhasebe
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
11 Temmuz
636 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
232 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Mihail Şolohov'un Durgun Don,Don Kıyısında,Uyandırılmış Topraklar ve Nobel ödülü de almış Don Hikayeleri kitaplarından sonra okuduğum,beşinci ve bu saydıklarım arasında en az bilindiğini tahmin ettiğim romanı. Özellikle Şolohov'dan Ve Durgun Akardı Don gibi ünü dünyaya yayılmış bir romanı okuduktan sonra,Vatan İçin Dövüştüler romanı biraz yavan,tatsız kalıyor diyebilirim. Kitabımızın konusunu ise,Alman işgali altındaki Sovyetler'de, savaşın henüz Nazilerden yana iyi gittiği bir dönemde,işgalci Nazi kuvvetleri karşısında dövüşe dövüşe Rusya içlerine doğru çekilen bir Sovyet alayı mensubu üç askerin Nikola'nın, Lopakin'in ve Zivyaginçev'in mücadelesi oluşturuyor. Savaş durumunun getirdiği yokluk,savaşın kendisinin Sovyetlerin aleyhine bir durumda oluşunun umutsuzluğu,Nazilerin Berlin'e kadar kovalanacağı günün gelmesi umudu, askerlerin yıllardır cephede geçen hayatlarının yol açtığı ev özlemi... Özetle,Şolohov'un bulabildiğim tüm kitaplarını okumak istediğimden benim için bir zaman kaybı değildi ama çok bol zamanınız yoksa kitap okumak için ve Şolohov'dan birşeyler okumak istiyorsanız bu kitap yerine incelemenin başında da yazdığım yazarın diğer kitaplarını tercih etmenizi öneririm.
Vatan İçin Dövüştüler
Vatan İçin DövüştülerMihail Şolohov · Nobel Yayınları · 196624 okunma
Reklam
229 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Nazım Hikmet'in tanımlamasıyla ''iki saf ve namuslu çocuğun'' ,cinayetle ve hırsızlıkla suçlanan, ama tek suçları işçi arkadaşlarına ''Uğraşıp didinip ekmeği pişirdiğin halde, yalnız kenarından birazcık ısırasın, reva mı bu?'' demek olan, yine Nazım'ın tanımlamasıyla ''bu iki ihtilal neferinin'' ''bu iki ölü ölmeyen ölümüzdür'' dediği Sacco ile
Suçsuzlar - Sacco ile Vanzetti
Suçsuzlar - Sacco ile VanzettiHoward Fast · Payel · 198847 okunma
169 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nazım Hikmet Ran'ın okuduğum ilk romanı.Romana bir tedirginlik ile başladım açıkçası.İşin ucunda o güzel şiirleriyle tanıdığım Nazım'ın roman yazarlığında aynı başarıyı gösterip gösteremeyeceğini öğrenmek vardı.Şu an dönüp baktığımda rahatlıkla söyleye bilirim ki yersiz bir tedirginlikmiş bu,gayet başarılı bir kitap olmuş. Romana başladığımda Nazım'ın bir kaç farklı karakteri ve zaman dilimini romanda peş peşe sıralamasından,konudan konuya,karakterden karaktere ansızın geçmesinden dolayı kitabın anlatım tarzına alışmak biraz sürse de karakterleri tanıdıkça kitabın bu yönü akıcılığı etkilememeye başladı diyebilirim. Romanımızın hikayesi Nazım Hikmet'in bu güne kadar şiirlerinde konu edindiklerinden çokta farklı değil tahmin edebileceğiniz gibi. Başka bir dünyanın özlemini çeken Anadolu insanlarından bir kaçını,hikayelerini, bu özlemlerinin sırtlarına yüklediği yükü,işkenceleri,ölümleri,kaçak hayatları konu alıyor kitabımız. Mustafa Suphi'lerin 15'lerin kitapta anılması,akıbetlerinin anlatılması kitabı daha doyurucu hale getirmiş de diyebilirim.Okuyun,okutunuz diyebileceğim bir kitap.
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Yaşamak Güzel Şey Be KardeşimNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20173,378 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kendi fikrimce insanlığın bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu en büyük deneme,deney olarak baktığım(iyisiyle kötüsüyle) Sovyetlerin kuruluşunun en önemli,kritik günlerini bir Amerikalı yazar olan John Reed in gözlemleri,sunduğu o döneme ait belgeleri,tanıklıkları ile anlattığı başarılı bir kitap. O heyecanlı,karmaşık,içinde onlarca ayrı denklem barındıran kaotik ortamı gayet başarılı bir biçimde aktarıyor ki yazar yeri geliyor bu tarihi olayın nasıl sonuçlandığını bildiğiniz halde bunca yokluk,kargaşa içinde acaba Sovyet iktidarı kurulamayacak mı diyorsunuz okurken.
Dünyayı Sarsan On Gün
Dünyayı Sarsan On GünJohn Reed · Yordam Kitap · 2017404 okunma
638 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap akıcı,güzel bir dille yazılmış,tekrara düşmeden sıkmadan okutuyor kendisini,640 sayfa olduğunu da düşünürsek bu bakımdan hoş.1941 yılında filmleştirilmiş bir kitap aynı zamanda. Üç dört yıl önce olması lazım filmi izlemiştim,Kadıköy de sahafta görünce de almış oldum kitabı. Ana karakterimiz İngiltere de maden ocaklarının da bulunduğu bir vadide kalabalık sayılabilecek ailesi ile yaşayan Huw isimli bir çocuk.Kitap boyuncada Huw'un gözünden ailesinin bireylerinin,vadinin,vadi sakinlerinin,çalışma koşullarının,yaşam standartlarının yıllar içindeki geçirdiği değişimleri görüyoruz.Kitabın ana ögelerinden biri maden ocakları olunca Vadim O Kadar Yeşildi Ki de eksikliğini hissettiğim şey, insan emeğini,işçilerin mücadelesini yeterince kitaba yaymaması oldu ya da ben bu yönde fazla bir beklentiyle kitaba başladığımdan bu konuda ufak bir hayal kırıklığı oluştu. İşlediği konu itibarıyla Emile Zola'nın Germinal'i ya da romandan ziyade inceleme olarak geçen George Orwell'ın Wigan İskelesi Yolu ile bir karşılaştırmaya gidiyor insan ister istemez. Eğer okumadıysanız Germinal'i sonrasında Wigan İskelesi Yolu'nu peşinden bu kitabı önerebilirim. Filmini izlemenizi de önerebilirim. imdb.com/title/tt0033729
Vadim O Kadar Yeşildi ki
Vadim O Kadar Yeşildi kiRichard Llewellyn · Engin Yayıncılık · 1998437 okunma