Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Omer Demir

XXXXV. Bölüm
Içinden rikkat, tevazu, şükran yükseldi. " Sana teşekkür ederim," dedi usulca, "Sana teşekkür ederim, Jean Baptiste Grenouille, böyle olduğun, nasılsan öyle olduğun için!"
Reklam
IV. BÖLÜM
Böyle bir keneydi işte Grenouille oğlan. İçine kapanmış yaşıyor, daha iyi zamanları bekliyordu. Dünyaya dışkısından başka bir şey verdiği yoktu; ne bir gülümseme, ne bir bağırış, ne bir göz ışıldaması, ne de kendi kokusunu koklatıyordu.
Sayfa 18 - CAN YAYINLARIKitabı okudu
Hayatta kalabilmek için kendi kendini vazgeçilebilir kılmıştı, ta baştan beri. Doğumundan sonraki bağırış, balık doğranan masanın altında yükselen, kendisini hatırlatan, annesini giyotine götüren bağırış acıma, sevgi arayan bir içgüdü bağırışı değildi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
E=m.c²
Bazıları, kütle ve enerji arasındaki ilişkiyi keşfettiği için, atom bombası konusunda Einstein’ı suçladı, ancak bu durum, yerçekimini keşfettiği için, uçakların düşmesinden dolayı Newton'u suçlamaya benzer. Einstein, Manhattan Projesine hiç katılmadı ve bombanın atılması üzerine dehşete kapıldı.
E=m.c²
Bir parçacığın ışık hızına çıkarılması, sonsuz miktarda enerji gerektireceği için imkansızdır
Reklam
E=m.c²
Görelilikten çıkartılan çok önemli bir sonuç, kütle ile enerji arasındaki ilişkidir. Einstein'ın, ışık hızının herkes için aynı olması gerektiği varsayımı, hiçbir şeyin ışıktan daha hızlı hareket edemeyeceği anlamına çekilir.
On Birinci Kitap İvan Fyodoroviç Kardeş - Şeytan. İvan Fyodoroviç
Hayatın kısacık bir andan ibaret olduğunu anlayarak, gururun doğurduğu sitemleri unutacak, hemcinslerini çıkar gözetmeden sevecekler. Aşk ancak ömrün kısa bir zamanını doyuracak; bu kısalık fark edilecek, eskiden olduğu gibi “ölüm ötesinde sonsuz sevgiye” bel bağlamadan, olanca güçle sevmek bilinecek…
İvan'ın evinde beliren varlık veya hayal ile arasında geçen diyalog'tan bir kesit.Kitabı okudu
On Birinci Kitap İvan Fyodoroviç Kardeş - Şeytan. İvan Fyodoroviç
Hiç olmazsa yaşıyor, gerçek, düşsel olmayan bir hayat yaşıyorlar, çünkü hayat aslında acı demektir. Acısı olmasa zevki de olmazdı; her şey sonu gelmez bir övgü ayinine dönerdi: kutsal, ama sıkıcı…
İvan'ın evinde beliren varlık veya hayal ile arasında geçen diyalog'tan bir kesit.Kitabı okudu
Gerçekle yaşamaktansa hayal kurmalı. Hayal içinizi açar. Gerçek hayat sıkıcıdır.
Dördüncü bölüm, Onuncu kitap; Çocuklar/Juçka
Büyükler tiyatroya gider, orada kahramanların haydutlarla savaşları, çeşitli serüvenleri olur. Bu da bir dereceye kadar aynı şeydi değil mi? Ya büyük öğrencilerin teneffüslerde askercilik ya da haydutluk oynamaları? Bu, genç ruhlarda uyanan bir sanat yeteneği, sanat ihtiyacından ibarettir. Hatta bazen bu oyun tiyatro temsillerinden daha düzgün düzenlenir; fark yalnız tiyatroya artistlerin seyredilmeye gelinmesinde, burada ise artistlerin gençlerin kendileri oluşundadır.
Alyoşa ve Kolya arasında geçen diyalog.Kitabı okudu
Reklam
İnsan ne yaptığını bilerek, talihin bütün kötülüklerini karşısına alarak, boşuna hayallere kapılmayı teperek seçmeli. İnsanın, yaşamı tam anlamıyla seçmesi demek, yaşamın saçma, dünyanın haksız, Tanrının sağır olabileceğini düşünmüş olması demektir. İnsan her şeyi kaybetmeli ki, her şeyi alabilsin.
Mademki, yaşıyoruz, yaşadığımız sürece mutlu olmaya, sağımızda solumuzda mutluluk yaratmaya bakmalıyız. Mutluluk, bir yerde ve her yerde, hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, diyor Albert Camus.
Değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle –yani yoklukla– sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim içtim, aldım verdim, benim senin kavgasının anlamı?
Bölüm 7: Medeniyet yargılanıyor.
Bu kadar aç gözlü ve bencil olmayı bırakın. Dünyada sizin kocaman evlerinizden ve gösterişli mağazalarımızdan başka şeyler de olduğunun farkına varın. İnsanlar açken, siz arabalarımızın benzini için üzülüyorsunuz. Bebekler susuzluktan ölürken, siz son modeller için moda dergilerini karıştırıyorsunuz. İnsanlarınız bizim gibi ülkeler fakirlik içinde boğulurken yardım isteyen çığlıklarımızı duymuyor bile. Kulaklarınızı size bunları söylemeye çalışanların seslerine tıklayıp, onları radikal ya da komünist olarak damgalıyorsunuz. Yoksulları ve ezilmişleri işleri daha fazla yoksulluk ve esarete etmek yerine, onlara kalbinizi açmalısınız. Fazla zaman kalmadı. Eğer değişmezseniz, bu sonunuz olur.
Fener'in ışığının her zaman hayalimizdeki geleceği aydınlatmadığını tahmin etmem gerekirdi belki.