Âmâ bir kimse bile güneşin doğduğunu, hararetinden anlar. Hâl böyleyken, akıl ve idrak sahibi bir insanın ilâhi kudret akışları ve azamet tecellileri karşısında alık ve abus kalması ne kadar acıdır. Kalbi diri olanlar için zerreden kürreye kadar her şey, ilâhi kudret ve azametin kuvvetli bir şâhidi, ilahi sanatın bir vitrini değil midir?!