Hiç bir şeyden etkilenmemeyi; asla aceleci, üşengeç, şaşkın, kederli, durup dururken sırıtan, ya da tam tersine sinirlenen ya da etrafına kuşku dolu bakışlar atan birisi olmamayı öğrendim.
Uşağa sordum. Tabancayı verirken titriyormuşsun ama "Tanrı onu korusun!" Bile dememişsin. Demek öyle! "Tanrı onu korusun" demiyorsun. Artık yüreğinde benim için yer kalmadı mı?
Zavallı çılgın! Senin kederine de, akılsızlığına da ne çok gıpta ettim bir bilsen! Sevgiline çiçek toplamak için umudunu diri tutarak gezip duruyorsun! Bu mevsimde çiçek olmayacağı aklına bile gelmiyor! Sadece bulamadığına yanıyorsun.
Çok kırılmıştım ve oradan hemen çekip gitmek istiyordum; fakat yinede gitmedim. Tuhaf bir güç beni orada tutuyordu. İstiyordum ki en azından bayan B. bu suçlu durumdan kurtulsun, benim gözümde aklansın.
"Biz ölüp tekrar dirileceğiz, Werther! Peki acaba birbirimizi yeniden bulup görecek miyiz, ne dersiniz?"dedi.
Gözlerim doldu. Elimi ona uzatarak "Ne diyorsunuz Lotte!"dedim. " Kesinlikle birbirimizi göreceğiz! Bu dünyada ve öteki dünyada kuşkusuz yeniden görüşeceğiz!"
Tanrım, bu boşluğun sebebi nedir! Göğsümde hissettiğim bu müthiş boşluk! Sürekli kendime şunları söylüyorum: "Fazla değil, bir kez, sadece bir kez onu kollarıma alarak bağrıma basabilsem! İşte o anda bütün bu boşluk kaybolacak!"
Nietzsche'nin Lou Salome ile ilişkisi, Paul rée'nin devrede olmasıyla karmaşıklaşmış ve ablası elisabeth tarafından sabote edilerek onun için acı bir sonla noktalanmıştır; yıllarca yitirilmiş bir aşkın ve uğradığını düşündüğü ihanetin acısını duymuştur. 1882 yılının son aylarında(romanın geçtiği zamanlar) nietzche büyük bir keder içindeydi, hatta intiharı Bile düşünmekteydi. Kitapta parçalar halinde verilen Lou Salome'ye yazdığı ümitsizlik dolu mektuplar gerçektir, ancak bunlar not olarak mı tutulmuştu, yoksa gerçekten Lou salome'ye gönderilmiş miydi, bilinmemektedir.
"Yalnızlığıma yenilip düşkünlüğümü başkalarına anlatacak olduğum ender zamanlardan sonra, hep kendi kendimden nefret etmişimdir. Kendime yabancılaşıyor adeta ihanet etmiş gibi hissediyorum."