Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Oylesine Yazar

Oylesine Yazar
@OylesineYazar
Çok çiçekli ve biraz da şiirli.
Pastalar olduğu gibi çöplü­ğe atıldı. Düşmandan kaçmalıydı, buralarda durulamazdı ar­tık. Ne var ki, Adana’da kalmak gibi, kaçmak da tehlikeliydi: Yollarda azınlık çeteleri vardı, eşkiya vardı." Biraz düşündü profesör. Sonunda, "Anlıyor musun?" dedi, "Bizde neden ko­layca bilim adamı yetişmediğini? Bilimin küçük yaşta başına gelenleri görüyor musun?
Sayfa 29
Reklam
Başka bir dünyadan gelmiş bu alışılmadık kılıklı çocuğun yanına kimse gitmedi. Fransız komutanın karısı bir kutu pastayla yolladı ertesi gün oğlunu; onu da yiyemediler; çocu­ğa ayıp olmasın diye aldılar kutuyu; ama düşman bu, demiş­lerdi onlara, zehirlidir verdikleri.
Sayfa 29
Profesör, gözlerini delikanlıya dikti: "Mustafa İnan o sı­rada ölseydi»” dedi, "belki de uzun yıllar, mekanik kolunda iyi bir öğreticiden yoksun kalacaktık. Belki de dün seninle tanışamayacaktık, belki hiçbir zaman tanışamayacaktık. Ya­ni demek istiyorum ki bizim ülkede her şey pamuk ipliğine bağlı.
Sayfa 24

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Omuzlarımdan tuttun: “İyi olan şey unutulmaz, seni unutmayacağım,” dedin ve bu arada bakışların bütünüyle içime indi, sanki resmimi hafızana çizmek ister gibiydin.
Sayfa 62 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
.... senin, o kadınlara yönelik özel bakışına, o sevecen, sarıp sarmalayan, aynı zamanda da karşısındakinin bütün örtülerini kaldıran, kucaklayan ve hemen o anda yakalayan bakışlarına, beni, yani bir çocuğu hayatında ilk kez bir kadının, artık seven birinin erişkinliğine ulaştıran bakışlara dönüştü.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Tutkulu Söylem
Çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz; çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğrulmuş bir sevgidir.
Sayfa 24 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Anneler çocuklarını sever, çünkü bu güçlü duygu sevilen çocukların hayatta kalma şansını artırdığından sevgisiz annelerin soyu çoktan tükenmiştir. Kadınlarla erkekler âşık olur, çünkü insanlar aleminde beyin ne kadar büyük olursa o kadar iyidir; ama dişilerimizin doğurabilecekleri çocuklarına kafaları "mimari" kısıtlar nedeniyle belli bir boydan büyük olamadığından, insan yavrularının gelişmelerini tamamlamadan doğup yıllarca bakılmaları gerekir. Eh, potansiyel anne ile babanın ilk başta bu zahmete girmesine vesile olan ve zorlu çocuk yetiştirme sürecinden bezip komşu mağaralardaki çekici bireylere doğru yelken açmalarını engelleyerek, onları partnerlerine "mantıksızca" bağlayan bir program da bu koşullarda çocukların hayatta kalıp kendi tohumunu taşıyan genleri yayma olasılığını yükselterek evirilmiştir.
Sayfa 15
Geri173
1.102 öğeden 1.096 ile 1.102 arasındakiler gösteriliyor.