Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Deryaa

Deryaa
@Pessoaa
21 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
“çok geniş bir hülya akımı, hasat zamanını bekleyen olgun, göğün mavisine bürünmüş buğdayları dalgalandırıyor, şafak öncesinin ışık lekeleri tarlaları koşarak geçiyordu”
Reklam
"ben insan sevmiyor değilim, sadece insanları sevmeye devam etmek için bazılarını gözden çıkarmam lazım. "
Sayfa 109 - everestKitabı okudu
"Neden bir ilkokul öğretmenleri sayfası icat edilmez ki? bizim siyah önlükler, beyaz yakalarla ilkokula gittiğimiz vakitlerde pek modaydı, başta öğretmenimiz olmak üzere herkes büyüyünce ne olmak istediğimizi merak ederdi. Hem vardık, hem yoktuk… Gerçek olalım istiyorduk, bir ağızdan yanıtlıyorduk öğretmenimizi: doktooor, pilooot… Şimdi düşününce zavallılığımıza gülüyorum. Aslında ellili yaşlarıma kadar gerçek cevabı ben de bulamamıştım. Ama artık eminim… seçme şansım olsaydı, kayısının üstündeki çil olmak isterdim ben… Taze yaz güneşinin altında arı kuşlarıyla gevezelik etmek ve kalbinin yerinde sert bir çekirdek taşımak ne güzel olurdu. O zaman böyle tökezleyen, gittiği yeri bilmeyen ayaklarım olmazdı..”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“lanetli ve kısır hayat, yalnız cimrilikle geçendir – harcamayan, tehlike peşinde gitmeyen, arzulamayan, sırf ılımlılıktan ve iyi geçinmekten ibaret sefil bir huzurdur”
“ ben gerçeğin insana yardım edeceğine inanmıyorum. Tam tersine ona bir tutku vermek gerekiyor, kendi kendini yememesi için dört elle sarılabileceği bir tutku.”
Reklam
“ hep unutursun ya bir şeyleri bir yerlerde; işte, bütün kış balkonunda büyük saksıların arkasında unuttuğun; dondurucu soğuklar , kurutucu rüzgarlar geçiren, sonunda baharda zaten yetersiz olan küçücük saksısı içinde, hiç nemi kalmamış durumda bulup, hatırladığın bir yaşındaki fıstık çamı fidesi, şimdi saksısı değiştirilmiş, toprağı zenginleştirilmiş, bolca sulanmış, nisan güneşinin altında duruyor – ama hala kupkuru cansız; daha dallaşamamış üç küçük çıkıntısının tepesindeki büyüme noktasının sararmış sivri yapraklarında en ufak bir yeşilik belirtisi bile yok. Ne bekliyordun ya; bütün o geçirdiklerinden sonra, ilk suyla, ilk güneş ışığıyla, ilk ılıklıkla, hemen canlanıp, yeşerecek miydi? “
“ dışsal olaylar ancak içsel olayların izin verdiği ölçüde o kişiyi etkilerler.”
Çiçekli dal Hep bir sağa bir sola Salınır çiçekli dal rüzgarda, Hep bir aşağı bir yukarı Salınır yüreğim çocuk gibi Arasında aydınlık, karanlık günlerin Arasında istemenin, vazgeçişin. Ta ki çiçekler uçuşuncaya Dal meyveyle doluncaya, Ta ki usanıp yüreğim çocukluktan Huzura erip sonunda İtiraf edinceye kadar: zevkliydi boşuna değildi Hayatın o huzursuz oyunu.
“insanı insan eksiltir, diye düşünüyordum, nasıl çoğaltırsa.. "
Sayfa 126Kitabı okudu
“babamı gördünüz mü”dedi “takım elbisenin içinde küçülmüş gibiydi, küçücüktü.”
Reklam
“ belli bir durum ağır ve katlanılmaz nitelik kazandı mı , bir değişimin arifesinde bulunuyoruz demektir”
”insanların en zayıf tarafları , sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır”
”ne makine şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık , turp koyuyorsun; iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor.”
"Turnaların sesiyle içimde, bu hayatın her insan için bir tanecik olduğu, başkasının var olmadığı neyin tadını çıkarabileceksen burada çıkaracağın, bunun çabucak gelip geçtiği ve ölümsüzlük içinde insana bir fırsatın daha verilmeyeceği yolundaki korkunç önsezi yeniden yankılandı içimde. Bu amansız, amansız olduğu kadar da şefkat dolu uyarıyı duyan insan yüreği, zayıflıkları, anlamsızlıkları yenmek, tembelliğin ve yararsız büyük umutların üstesinden gelmek ve sonsuza kaçan her saniyeyi yakalamak kararı alır"
Sayfa 198Kitabı okudu
“boşluk galiba benim en dolu bulduğum şeydi”
Sayfa 187Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.