Öykünün gücüne şahit olduğumuz metinlerden biri. Dar alanda oluşturduğu derinliğin, insan ruhundaki sorgulamalardan anlarız. Öykü hakkında ipucu yahut hevesinizi kaçıracak bir detay vermeyeceğim, benim de hoşuma gitmez. Kritik detayları söyleyenlere de, " ne yani, madem ben okuyacağım sen neden söylüyorsun karşim, " derim. Burun öyküsünde başlıca ironinin, metnin genelinde yarattığı zemin daha açılış sahnesinden belli. Devamında ciddiyetsiz bir anlatımla, baştan aşağı ciddiyet timsali bürokrasiyi gıdıklıyor; daha fazla deşebilirdi ama o zamanki Çarlık Rusya'da bunun sonuçları ya sürgün ya da idamla yazara pahalıya patlayabilir fakat Palto öyküsündeki hicvin dozunun artması, Gogol'ün bazı şeyleri göze aldığını ve Burun öyküsüyle cesaretlendiğini görebiliriz. Bazı magazinsel şeyleri atlayabilir yahut metnin yazıldığı koşulları inceleyebiliriz ama bana kalırsa değindiği konu hâlâ aynı: Bürokratik kibir. Devlete sinmiş, halka tepeden bakan anlayış. Kafka'nın metinleri için de aynısı geçerli. Zaten, Kafka, Gogol'ün gerçeküstü hiciv edebiyatından etkileniyor. Bknz: Ceza Kolonisi. Tabii, Gogol yerel şeyleri, halkın yaşayışını kullanıyor. Bazı metaforlar var ama onlara da değinirsem, öykü hakkında önemli ipuçları verir, sizi de okumaya mecbur etmiş olurum. Gogol'ün "Burun" öyküsünün muhtelif çevirileri var, aralarından en iyisi İş Bankası Hasan Âli Yücel Klasikleri ve Can Yayınları. İyi okumalar, belki okurken göbeğinizi kaşırsınız vazgeçtim.